ANKARA – Dünya Madenciler Günü için yapılan anmada, “İşçi sınıfını içine alan kölelik koşullarındaki yaşam cenderesinden çıkmanın yolu bu direnişlerin birleşmesinden, genel grev genel direnişin örgütlenmesinden geçiyor” denildi.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla Olgunlar Caddesinde bulunan Madenci Anıtı önünde açıklama yapmak üzere Yüksel Caddesinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.
Burada bir araya gelen kitle, polis tarafından ablukaya alınarak yürümeleri engellendi. Yapılan müzakereler sonucu, Madenci Anıtı’na doğru sessiz yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe çok sayıda siyasi parti, emek meslek örgütleri ve insan hakları örgütleri katıldı. Olgunlar Caddesine varan kitle, “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak”, “Soma’nın hesabı sorulacak”, “Kaza değil cinayet kader değil katliam” sloganlarıyla Madenci Anıtı’na doğru yürüdü. Açıklamada, “Soma Amasra Ermenek Şirvan İliç iş cinayetlerinde yitirdiğimiz madencileri unutmayacağız unutturmayacağız” ve “Dünya Madenciler Günü’nde iş cinayetlerine yoksulluğa sömürüye dur diyoruz” pankartları açıldı.
Kitle adına açıklamayı Damla Özkan okudu. Madencilerin tarih boyunca ölümü göze alarak çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirten Damla Özkan, günümüzde de ağır koşullarda çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Damla Özkan, “Daha beş gün önce Siirt’in Şirvan ilçesinde maden işçilerini taşıyan minibüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 madenci yaralandı. Soma’da, Amasra’da, Ermenek’te, Şırnak’ta, Kozlu’da, Elbistan’da Sivas’ta, Zonguldak’ta işçiler, işçi katliamlarında yaşamlarını yitirdi. Bu işçi katliamlarının her birinin vahşi kapitalizmin kar hırsı uğruna dayattığı güvencesiz ve sağlıksız çalışma koşullar, alınmayan önlemler nedeniyle göz göre göre yaşandığını katillerin aklandığı yargılamalardan biliyoruz. 301 işçinin katili Soma Holding’in yöneticisi Can Gürkan’ın, ölen her bir madenci başına altı gün hapis yattıktan sonra, 2019 yılında tahliye olduğu hala hafızalarımızda. Sözde yargılamalarla sermaye adeta ödüllendirilirken işçilerin avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı, Can Atalay ise yıllardır hapishanedeler” diye konuştu.
‘SARAY YETKİLİ KILINDI’
Maden şirketlerine karşı İkizköy Akbelen’de direnişin devam ettiğini dile getiren Damla Özkan, “ÇED’lerle ilgili verilen yargı kararlarını ortadan kaldırmak üzere hazırlanan Maden Kanunu’ndaki değişiklikler hızla meclisten geçirildi. Maden sahası açılması, sahanın işletilmesi, genişletilmesi gibi tüm kararlarda saray yetkili kılındı” dedi.
‘SALDIRILARA KARŞI DİRENİŞ DEVAM EDİYOR’
Vezir Mohammed Nourtani cinayetini hatırlatan Damla Özkan, “Zonguldak’ta, kaçak maden ocağında çalışırken yaralanan ve ocağın kaçak olduğu anlaşılmasın diye hastaneye götürülmek yerine ocak sahiplerince bedeni yakılan Nourtani halen aklımızda. Sermayenin tüm bu saldırılarına karşı işçilerin, öğrencilerin, kadınların direnişi de devam ediyor. Direnişler yayılıyor, dayanışmayla kazanıyor. İşçi sınıfını içine alan ölüm ya da sefalet, açlık, kölelik koşullarındaki yaşam cenderesinden çıkmanın yolu bu direnişlerin birleşmesinden, genel grev genel direnişin örgütlenmesinden geçiyor. Maden işçilerinin direniş tarihi bunun yapılabilirliğini gösteriyor. 1990-91 Zonguldak Büyük Madenci Grevi ve Direnişi’nde, madencilerin yer altındaki dayanışmacı tutum ve davranışlarını grev sırasında da sürdürmesi nasıl kazanılacağını bizlere anlatıyor” diyerek işçi katliamlarını durdurmak için mücadeleyi büyütmeye çağrısında bulundu.
‘AKP’Lİ YILLARDA DAHA DA KÖTÜYE GİTİ’
Ardından söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Kezban Konukçu, Madenciler Günü’nü kutlamıyoruz yaşamını yitiren madencileri anıyoruz. Yasalarda, uygulamalarda AKP’li yıllarda daha da kötüye gittiğini görüyoruz. Saray rejimi emekçiler için cehennem. Emekçiler için ölüm” dedi.
Açıklama sloganlarla sonlandı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

