Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Hakan Şükür: Bahis operasyonu gri listeden çıkma ve paraya çökme hamlesi | Röportaj

Tr724 [Haber Merkezi]


Eski milli futbolcu ve milletvekili Hakan Şükür, Tarık Toros ve Metin Yıkar’ın TR724’te yayınlanan Off The Record programında Türkiye’deki yasa dışı bahis ve şike soruşturmasını, futbol düzenini ve siyasi rejimi sert sözlerle eleştirdi. Son bahis operasyonlarını “Türkiye’de artık rutin” diye nitelendiren Şükür, asıl meselenin tek tek dosyalar değil, “ahlak çöküşü ve rejim krizi” olduğunu söyledi.

Programda son dönemdeki yasa dışı bahis ve şike soruşturması sorulan Hakan Şükür, yaşananların “sıra dışı değil, Türkiye’nin rutini” olduğunu belirterek şunları söyledi:

Şükür, Türkiye’nin hukuk devleti vasfını yitirdiğini, anayasa ve kanunların fiilen uygulanmadığını, bunun da ülkeyi “denetlenmeyen, kara paraya açık bir alan” haline getirdiğini savundu.

“Futbol kitle kontrolü, para aklama ve ahlak bozma aracı”

Hakan Şükür, futboldaki yapıyı sadece spor alanında değil, rejimle iç içe geçmiş bir mekanizma olarak tarif etti:

Futbolun para aklama aracı haline getirildiğini iddia eden Şükür, astronomik transfer ve maaşları örnek gösterdi:

Yerli oyuncuların ve menajerlerin de bu sistemin parçası haline getirildiğini anlatan Şükür, geçmişten örnek vererek kulüp içi “komisyon ve şişirilmiş imza parası” düzeneklerini anlattı; futbol dünyasında “sadece futbolcunun değil, menajer ve yönetici ağlarının da büyük paralar kazandığını” vurguladı.

Mert Hakan, İsmail Yüksek, Murat Sancak…

Gündemdeki dosya bağlamında Fenerbahçeli futbolcular ve Adana Demirspor cephesine ilişkin tartışmalara da değinen Hakan Şükür, iddianamede geçen bazı ayrıntılara atıf yaptı:

Adana Demirspor’un eski başkanı Murat Sancak ve çevresine yönelik iddiaları da hatırlatan Şükür, “bahis gelirleri, kulüp hesapları ve şahsi hesaplar arasındaki para trafiği”ne dair duyumların kamuoyuna yansıdığını, bunların yalnızca “ortaya çıkan tekil örnekler” olduğunu, benzer binlerce örnek bulunduğunu savundu.

Tarık Toros: Hukuk yok, gizli tanık, adli tıp iktidarın kontrolünde

Programın sunucularından gazeteci Tarık Toros ise tartışmayı, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un tutuklanması üzerinden genişletti. Ersoy’un ifadesinde geçen üç cümleye dikkat çekti:

Toros, bu cümlelerin, iktidara yakın medya mensuplarının dahi gizli tanıklığa, yargının bağımsız olmamasına ve adli tıp raporlarına duyulan güvensizliği açıkça kabul ettiğini gösterdiğini söyledi.

Habertürk’ün kendi genel yayın yönetmeninin tutuklandığını sadece “28 saniyelik, sıfatsız bir haberle” duyurmasını da, “mahalenin bile kendi insanına sahip çıkmaması” olarak niteledi.

Toros, rejimin yıllardır “herkesin dosyası hazır, gerektiğinde açar icabına bakar” anlayışıyla hareket ettiğini; Murat Sancak, Yıldırım Demirören, Fatih Saraç ve benzeri isimlerin de bu mekanizmanın parçası olduğunu ifade etti.

“Başarısız ve bağımlı figürler, bilerek kilit görevlere getirildi”

Hakan Şükür, iktidarın kritik kurumlara getirdiği isimlerin profilini de eleştirdi; başarısız ve suça bulaşmış kişilerin bilerek tercih edildiğini savundu:

Şükür, bu modeli şöyle özetledi: “Liyakatsiz, başarısız, dosyalı insanları tepeye koyarsanız, onların sıkışmışlığından faydalanarak istediğinizi yaptırırsınız.”

17–25 Aralık, Hidayet Karaca ve “uygulanmayan tahliye kararı” anlatımı

Hakan Şükür, milletvekilliği döneminden bir adliye anısını da aktararak yargı üzerindeki siyasi baskıyı somutlaştırmaya çalıştı.

Şükür, bu olayı, “hukukun tamamen talimatla işlediğinin, mahkeme kararlarının dahi istenirse uygulanmadığının” göstergesi olarak yorumladı.

“Parayla satın alınamayacak insan olmak asıl devrimdir”

Kendi siyasi serüvenine ve sonrasındaki sürgün hayatına da değinen Hakan Şükür, kendisine sıkça gelen “Keşke siyasete girmeseydiniz, çok iyi insandınız” mesajlarını “Türkiye’de siyasetin kirli görülmesinin acı bir göstergesi” olarak niteledi.

Siyasete girdiği için pişman olmadığını, tam tersine sistemin içini görme ve eleştirme imkânı bulduğunu söyledi ve şu cümleyi özellikle vurguladı: “Asıl devrim, parayla satın alınamayacak insan olmak. Hiç kimse yokken bile ahlaki kriterlere göre yaşamak.”

Şükür, Türkiye’de “temiz, ahlaklı insanların suç sayıldığı; mükemmelliğin hayatın doğal akışına aykırı ilan edildiği” bir iklim oluştuğunu, bunun sadece futbolu değil tüm toplumu çürüttüğünü savundu.

Ailesinin yaşadığı baskılara, babasının tutuklanmasına ve sağlık sorunlarına da değinen Şükür, tüm bunlara rağmen “rejimle uzlaşıp dönmeyi” reddettiğini söyledi:

“Kulüpler çoktan ele geçirildi, sırada resmî kayyımlar var”

Program boyunca futbol kulüplerinin de siyasetin ve kirli para trafiğinin bir parçası haline geldiğini savunan Hakan Şükür, yıllardır “bir gün kulüpleriniz elinizden alınacak” uyarısı yaptığını hatırlattı:

“Siyaset ciddiye alınmalı, nitelikli insanlar devreye girmeli”

Programın sonunda hem Tarık Toros hem Metin Yıkar hem de Hakan Şükür, siyasetin “en alt tabakadaki, sadece menfaatini düşünen insanlara bırakılamayacak kadar ciddi” bir iş olduğunu vurguladı.

Şükür, siyasetin ve ülke yönetiminin ancak “liyakat sahibi, ahlaki duruşu sağlam, parayla satın alınamayacak” insanların omuzlarında yükselebileceğini söyledi; aksi halde futbol, medya, yargı ve siyasetin iç içe geçtiği bugünkü tablonun daha da ağırlaşacağı uyarısında bulundu.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version