Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP’li Ensarioğlu’ndan Dışişleri Bakanı Fidan’a SDG açıklamaları üzerinden mesaj: Cumhurbaşkanı’nın iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır

AKP’li Ensarioğlu’ndan Dışişleri Bakanı Fidan’a SDG açıklamaları üzerinden mesaj: Cumhurbaşkanı’nın iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır


AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın SDG’ye yönelik açıklamalarını eleştirerek, “Hakan Fidan’ın açıklamalarında Suriye politikasına dair bazı sertliklerin bulunduğu veya dönemin ruhunu tam yansıtmayan ifadelerin kullanıldığı söylenebilir; bunu kendi şahsi görüşüm olarak ifade ediyorum. Ancak neticede nihai politikayı Cumhurbaşkanı belirler ve son sözü o söyler.” dedi.

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Rûdaw TV’de Hevidar Zana’nın sunduğu programa katıldı. “Terörsüz Türkiye” süreci ve Meclis’te yürütülen çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ensarioğlu, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üslubunu eleştirerek, “Bizim başkanlık sistemimizde politika belirleyici olan irade Cumhurbaşkanı’nın iradesidir. Cumhurbaşkanı’nın iradesinin üstünde bir irade olamaz.” diye konuştu.

“Politika belirleyici irade Cumhurbaşkanı’nın iradesidir”

Ensarioğlu şu ifadeleri kullandı:

“Bizim başkanlık sistemimizde politika belirleyici olan irade, Cumhurbaşkanı’nın iradesidir. Cumhurbaşkanı’nın iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır. Türkiye’nin böylesine önemli meselelerinde, sıfatı ne olursa olsun, Cumhurbaşkanı’nın iradesinin üstünde bir irade olamaz ve kimse buna karşı bir irade ortaya koyamaz. Hakan Fidan’ın açıklamalarında Suriye politikasına dair bazı sertliklerin bulunduğu veya dönemin ruhunu tam yansıtmayan ifadelerin kullanıldığı söylenebilir; bunu kendi şahsi görüşüm olarak ifade ediyorum. Ancak neticede nihai politikayı Cumhurbaşkanı belirler ve son sözü o söyler.”

Sürece ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Ensarioğlu, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarının son aşamaya geldiğini; komisyonun, partilerin sunduğu raporlar doğrultusunda ortak bir tavsiye raporu hazırlayacağını belirtti. Ensarioğlu, “Yılbaşından sonra Meclis açıldığında en önemli gündem bu olmalı ve süreç somut adımlarla hızla hayata geçirilmelidir.” diye konuştu.

“Umut hakkı” açıklaması

AKP ile MHP arasında “umut hakkı” üzerinden bir çelişki olduğu iddialarına da yanıt veren Ensarioğlu, şunları kaydetti:

“Aramızda bir çelişki yok. Ancak biz aynı siyasi parti değiliz; iki farklı siyasi partiyiz. Türkiye’nin temel meselelerinde iş birliği yapmış ve bu iş birliğini uyumlu bir şekilde sürdüren iki ayrı yapıyız. Her konuda birebir aynı düşünmemiz elbette mümkün değildir; ancak Öcalan’ın umut hakkı meselesi, neticede bu sürecin önünde bir engel teşkil etmiyor. Şu an asıl önemli olan, meselenin şiddetten arındırılmasıdır. Komisyonun mevcut görevi de bununla sınırlıdır. Yani; silah bırakma süreci, silah bırakacak güçlerin akıbeti ve toplumsal entegrasyonuyla ilgili bir yol haritası çizmektir. Bunun dışında; Kürt sorununu veya Türkiye’nin demokratikleşme sorununu bir bütün olarak hemen çözmek ya da süreci tamamen Öcalan’ın geleceğine kilitlemek gibi bir önceliği yoktur komisyonun. Zaten bu sorun çözüldükten sonra şiddet tamamen ortadan kalkar, halk bu kardeşliğe, birliğe ve bütünlüğe inanırsa bunun sonuçları da görülür. Ondan sonra ne olacağı ise o zaman konuşulur. Öcalan’ın umut hakkı gerek görülürse belki konuşulur; ardından Selahattin Demirtaş’ın ve diğerlerinin durumu gelir. Kanaatim odur ki; mesele tamamen ortadan kalktıktan ve Türk toplumundaki endişeler giderildikten sonra, tüm bu hususlar sorun olmaktan çıkacaktır.”

“Mitingin zamanlamasını doğru bulmuyorum”

DEM Parti’nin 4 Ocak’ta yapmayı planladığı mitinge de değinen Ensarioğlu, bu girişimi zamanlama açısından doğru bulmadığını belirtti. Ensarioğlu, “Elbette her siyasi parti kendi siyasi faaliyeti konusunda özgürdür ve kararlarını kendisi verir; ancak ben bu mitingi zamanın ve dönemin ruhuna uygun bulmuyorum. Öcalan bile çözüm sürecinde kendi geleceğinin konuşulmasını şu aşamada doğru bulmazken ve biz bu kadar önemli bir merhale kat etmişken, ortamı bozacak adımlardan kaçınılmalıdır. Hassasiyet yaratacak, karşı milliyetçiliği körükleyecek ve bu süreci sabote etmek isteyenlerin eline malzeme verecek gereksiz eylemlerin yapılmaması gerektiği kanaatindeyim. Şahsen bu mitingin zamanlamasını doğru bulmuyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Hakan Fidan ne demişti?

Önceki gün TRT World’e konuşan Hakan Fidan, Suriye hükümetiyle SDG arasında 10 Mart’ta varılan anlaşmanın “uygulanmasının geciktiğini” ve SDG’nin “gecikmeden” mutabakata uyması gerektiğini belirtmişti. Fidan “Biz sadece işlerin diyalog, müzakereler ve barışçıl yollarla ilerlemesini umuyoruz. Ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. 10 Mart anlaşmasına yönelik taahhütlerinin yerine getirileceği bir noktaya gelmeleri gerekiyor. Herkes, bu anlaşmanın hiçbir gecikme olmadan ve hiçbir şekilde çarpıtılmadan uygulanmasını bekliyor çünkü bu anlaşmadan bir sapma görmek istemiyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version