Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, SDG lideri Mazlum Abdi’nin gelmesi ardından Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu’nu (MEPS) izlemek için gittiği Duhok’tan ayrılmasının nedenini açıkladı. Davutoğlu, “Ola ki bir tane provokatör orada bir mermi fırlatsa, orada kan gövdeyi götürür. Ben bu sorumsuzluğu yapamam. Mermi atılması gerekmiyor. Peki ben neyi korumak zorundayım önce? Türkiye’nin itibarını. Benim canım hiç önemli değil. Baş konsolosumuza da söyledim. Ne olur dikkat edin, bir tane adam gelir, Allah muhafaza bir memurumuza bir zarar verir. Sonra da PKK yaptı diye çıkartırlar. Bir anda bütün süreç durur” dedi.
Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu’nu (MEPS) izlemek için Duhok’a giden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, SDG lideri Mazlum Abdi’nin gelmesiye kentten ayrıldı.
Nefes’ten Deniz Zeyrek’e konuşan Davutoğlu, süreci şöyle anlattı:
“Ayemirtanı otelde kaldığının fotoğrafı geldiğinde ‘Biz bir lokantaya gideceğiz yemek yiyeceğiz arkadaşlar gidecekler eşyaları alacaklar’ dedim. Neden? Çünkü benim korumalarım silahlı ve beni nasıl koruyacaklarını bilirler. Onlar da silahlı. Ola ki bir tane provokatör orada bir mermi fırlatsa, orada kan gövdeyi götürür. Ben bu sorumsuzluğu yapamam. Mermi atılması gerekmiyor. Peki ben neyi korumak zorundayım önce? Türkiye’nin itibarını. Benim canım hiç önemli değil. Baş konsolosumuza da söyledim. ‘Ne olur dikkat edin, bir tane adam gelir, Allah muhafaza bir memurumuza bir zarar verir. Sonra da PKK yaptı diye çıkartırlar. Bir anda bütün süreç durur.”
Demirtaş’ın tutukluluğuna tepki: Siyasi rakibimle siyaseten mücadele etmeyi doğru görürüm
Selahattin Demirtaş ile sert bir mücadele yürüttüğünü kaydeden Davutoğlu, “Ama siyasi rakibimle siyaseten mücadele etmeyi doğru görürüm. Bu kadar uzun süre tutuklu yargılama fikrine esastan karşıyım. Tutuklu yargılama bir insan hakları ihlalidir. Sonunda o yargılanan kişi beraat ettiğinde 3 sene 5 sene geçmiş onun eşinin, onun çocuklarının hakkını nasıl ödeyeceksiniz? Parayla mı tazmin edeceksiniz?” diye sordu.
Davutoğlu ayrıca altılı masa sürecinde ise Gelecek, DEVA ve Saadet Partilerinin birleşmesi için elinden geleni yaptığını söyledi. 1 Ekim resepsiyonundan sonra genel başkanlara ‘Ben hiçbir hesabın içine girmem. Bu üç parti birleşsin. ‘Benim konumumu hiç düşünmeyin’ dediğini aktaran Davutoğlu, “Bizim bu üç partiyi birleştirmemiz lazım. 2021’de üç parti ittifak kursaydı büyük dalga oluştururdu ama şimdi ittifak dalga oluşturmuyor. Çünkü yıprandı bu süreç. Şimdi daha da radikal kararlar almak lazım. Herkese de söyledim. Allah da şahit. Başbakanlığı bırakmış birisi olarak benim bir ikbal derdim yok. Göreceğim her şeyi gördüm” ifadesini kullandı.
“AKP, CHP’yi kapatmaya kalkarsa kendi varoluş gerekçesini ortadan kaldırır”
Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında düzenlenen iddianame ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“İddianameden hareketle CHP’ye kapatılma davası açılması konusunda kesinlikle tutumum bellidir. Asla kabul edilemez. Hele AK Parti bunu yaparsa kendi varoluş gerekçesini ortadan kaldırır. Çünkü AK Parti, Refah Partisinin kapatılması üzerine kurulan bir partidir. 2300 küsur yıl ceza veriyorsan bir belediye başkanına bir kere insanlar önce güler. Bir çevirin İngilizceye, Allah aşkına dersiniz ki başka bir ülkede olsa gülersiniz ama Türkiye’de Türkçe yapılınca bu açıklamalar sanki herkes bunu böyle algılıyor. Bu makulün çok ötesine geçen bir soruşturma ve yargı süreci var. Hem süreler itibariyle hem iddianamenin sayfa uzunluğu hem de verilen cezaların makulle izah edilecek şeyler değildir.”
AKP’ye katılacağı iddialarına yanıt verdi
Ahmet Davutoğlu, “AKP’ye katılacağı” iddiaları ile ilgili de şöyle konuştu:
“Bazıları şunu söylüyor. Hoca AK Parti’nin içinde, hani orada bir yere… AK Parti Genel Başkanı olmuşum. Yani niye aynı şeyi talep etmek için bütün şahsiyetimi bir kenara koyayım ya? İnsaf edin ya. Az mı çile çektim ben 9 yıl? Bir üniversite bana öfke sebebiyle kapatıldı. O üniversitenin her taşında, her akademisyende emeğim var. Ne hissettiğimi herkes anlayabiliyor mu? Orada köşesinde oturuyor birisi. ‘AK Parti’ye yanlıyor.’ Ne sen ne bedel ödedin?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

