Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Rusya’nın silahlanma hamlesi, NATO’da dengeleri sarsıyor

TR724 HABER


ARİF ASALIOĞLU | ANALİZ-MOSKOVA

Rusya’nın askeri stratejisi, Ukrayna ile savaşa giriştikten sonra, Batı ve NATO ile mücadele/rekabet ekseninde konvansiyonel askeri güç, hibrit savaş taktikleri ve nükleer caydırıcılık olmak üzere üç temel unsura dönüşmüştür. Bu strateji, bölgesel hakimiyet sağlama ve büyük güç statüsünü koruma hedeflerini desteklerken, modern ileri teknolojili silah sistemlerini de kullanmaktadır.

Bu açıdan Rusya’nın silah sanayii stratejisi ise nükleer caydırıcılığı koruma, modern askeri teçhizat üretimi ve silah ihracatını sürdürme üzerine odaklanmaktadır diyebiliriz. Ülke, en büyük nükleer silah stokuna sahip olması ve balistik füze denizaltı filosunu güçlendirmesiyle nükleer kapasitesini stratejik olarak önemli bir unsur olarak tutmaktadır.

Aynı zamanda, askeri harcamaları artırarak ve silah satışlarını devam ettirerek geleneksel askeri gücünü de geliştirmektedir. Temel olarak Rusya, ABD’nin füze savunma sistemlerine karşı bir denge unsuru olarak nükleer kabiliyetlerini geliştirme ve nükleer silah stokunu güçlü tutma stratejisini izlemektedir.

Ayrıca Rusya, ordusunu modernleştirmek ve güçlendirmek için kara, hava ve deniz kuvvetlerinde kullanılmak üzere gelişmiş silah sistemleri üretmektedir. Bu, küresel güç dengesinde yerini korumak için önemlidir. Bu nedenle silah sanayii sürekli yeni çalışmalar yapıyor ve denemelerden tutun da satışına kadar sürekli dünya kamuoyuna görüntüler servis ediliyor.

Stratejik Füze Testi: “Burevestnik” 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, birleşik askeri grup komuta merkezinde Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ve cephe komutanlarıyla gerçekleştirdiği toplantıda nükleer enerjili “Burevestnik” seyir füzesinin testlerinin başarılı olduğunu söyledi. Putin, “Bu silahın geliştirildiğini açıkladığımızda, uzmanlar bunun yakın gelecekte gerçekleştirilemeyecek kadar zor olduğunu söylüyordu.” diyerek teknolojik başarıya vurgu yaptı.

Test, ABD’nin Rus enerji şirketlerine yönelik yaptırımları ve Ukrayna’ya “Tomahawk” füzesi verilmesi tartışmalarının gündemde olduğu bir döneme denk geldi. Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, bu yeni geliştirilen ve nükleer enerji ile çalışan aynı zamanda nükleer başlık da takılabilen ve dünyanın herhangi bir noktasını sorunsuz vurma kabiliyetine sahip bu yeni geliştirilen füzenin 21 Ekim’de gerçekleştirilen testlerde başarılı olduğunu duyurdu.

Füze, 14 bin kilometreden fazla menzil katetti. Yaklaşık 15 saat süren uçuşta dikey ve yatay manevralar yaparak hava savunma sistemlerini atlatma kabiliyetini gösterdi. Nükleer enerji santraliyle çalışan füzenin “yüksek korumalı hedeflere” karşı kullanılabileceği belirtildi.

Enerji Savaşı ve Jeopolitik Gerilim 

Askeri uzmanlar füzenin Rusya’nın stratejik nükleer kapasitesini güçlendirdiğini ve uluslararası gerilimlerde “son çare” silahı olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Uzmanlara göre, “Burevestnik” testi, Rusya ile Batı arasındaki gerilimin sadece Ukrayna savaşıyla sınırlı olmadığını gösteriyor.

ABD’nin Rus enerji sektörüne yönelik yaptırımları ve Avrupa’nın Rus enerji kaynaklarından uzaklaşma stratejisi, Moskova’nın elindeki askeri ve teknolojik kozları güçlendirme ihtiyacını artırıyor. İngiltere’yi Putin’in ‘Burevestnik’ Açıklaması Endişelendirdi İngiltere’de yayınlanan Express gazetesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer enerjili “Burevestnik” seyir füzesiyle ilgili açıklamalarını “sert” olarak nitelendirdi.

Gazete, Rus liderin bu açıklamalarının İngiltere’de endişeyle karşılandığını yazdı. Express’in haberinde şu noktalara dikkat çekildi: “Burevestnik”in “yenilmez” olduğu ve dünyada benzeri bulunmadığı yönündeki ifadelerinin altı çizildi; Füzenin hedefini vurmadan önce “günlerce havada kalabilme kapasitesi” vurgulandı.

İngiliz basınına yansıyan bu endişeler, “Burevestnik”in uluslararası güvenlik dengeleri üzerinde önemli etkileri olabileceğini gösteriyor. Ayrıca Norveç istihbarat yetkilileri, Rusya’nın nükleer enerjili “Burevestnik” seyir füzesini Novaya Zemlya takımadalarında test ettiğini açıkladı.

Rusya, askeri harcamalarını yüksek seviyelerde tutarak silah sanayii için gerekli yatırımı sağlamakta ve bu yolla sanayinin rekabet gücünü korumaktadır.

Askeri uzmanlar, Burevestnik’in Rusya’nın stratejik nükleer caydırıcılık kapasitesinde önemli bir gelişme olduğunu belirtiyor. Uzun menzili ve hava savunma sistemlerini atlatma kabiliyetiyle, geleneksel nükleer füzelerden farklı bir tehdit profili oluşturduğu ifade ediliyor. Rusya’nın bu hamlesi, uluslararası güç dengesinde yeni bir teknolojik aşamayı temsil ederken, küresel gerilimlerin tırmanma riskini de beraberinde getiriyor.

Uzun menzilli ve nükleer enerjili bu füze sisteminin, Rusya’nın stratejik silah yelpazesinde yeni bir boyut oluşturduğu değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür silah sistemlerinin küresel güvenlik mimarisini yeniden şekillendirebileceği görüşünde.

Nükleer Denizaltı Füzesi ‘Poseidon’ 

Rusya Silahlı Kuvvetleri, nükleer enerjili insansız denizaltı aracı “Poseidon”un 28 Ekim’de testlerini gerçekleştirdi. Savunma sanayinde “torpido değil, bir okyanus altı İHA” olarak tanımlanan sistem, stratejik bir caydırıcı olarak öne çıkıyor.

Poseidon, ilk kez Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 1 Mart 2018’deki Federal Meclis konuşmasında kamuoyuna resmen tanıtıldı. Bu konuşmanın önemli bir bölümü Rusya’nın yeni nesil savunma sistemlerine ayrılmıştı. Putin, aracın geleneksel ve nükleer savaş başlığı taşıyabildiğini, düşman uçak gemisi gruplarını, sahil savunmalarını ve kritik altyapıyı hedef alabileceğini açıkladı.

Sistemin resmi teknik verileri sınıflandırılmış olsa da, yetkili kaynaklar ve açıklamalar aracın kabiliyetleri hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı: Füzenin Menzili Kıtalararası mesafelere ulaşabilir. Geleneksel denizaltıların ve modern torpidoların çok üzerinde bir hıza sahip olduğu, saatte 200 km’ye varan süratlere ulaşabildiği belirtiliyor.

Düşük ses seviyesi, yüksek manevra kabiliyeti ile “pratik olarak savunmasız” olarak nitelendiriliyor. Poseidon’u taşıyacak özel amaçlı nükleer denizaltılar geliştirildi. İlk taşıyıcı olan “Belgorod” denizaltısı Nisan 2019’da suya indirildi ve Temmuz 2022’de Rus Donanması’na teslim edildi. Gelecekte, “Habarovsk” sınıfı denizaltıların ana taşıyıcılar olması planlanıyor.

Kalaşnikov, Yeni Anti İHA Hava Savunma Sistemini Tanıttı 

Rus Savunma sanayi şirketi Kalaşnikov, ‘Krona-E’ hava savunma sisteminin seri üretimine 2026 yılında başlamaya hazır olacağını açıkladı. Şirketin Genel Müdürü Alan Luşnikov, sistemin bu yaz başarıyla test programını tamamladığını belirterek, “Sistem yüksek hazırlık seviyesindedir, herkese öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yeni geliştirilen ve seri üretimine başlanacak hava savunma sistemi özellikle dron ve İHA’lara karşı etkili olması için tasarlandı ve geliştirildi. Açıklanan teknik detaylara göre Krona-E, 10 füzeli mühimmat kapasitesine sahip (6 adet Sosna-R ve 4 adet 9M333). 10 dakikada harekete hazır hale gelebiliyor ve 6 km menzile ve 30 metre ile 3.5 km arasında irtifa hedefleme kapasitesine sahip. Bu da sistemin acil İHA saldırılara karşı etkili olmasına olanak sağlıyor.

Luşnikov ayrıca, mevcut askeri operasyonların gereklilikleri doğrultusunda Kalaşnikov’un insansız hava aracı savunma sistemleri geliştirme çalışmalarını da sürdürdüğünü açıkladı. Bu kapsamda şirketin özellikle İHA savunma kapasitelerini artırmaya odaklandığı bildirildi.

Soğuk Savaş Taktiğinin Modern Yansıması 

Sonuç olarak, Rusya özellikle son bir ay içinde test ettiği yeni nesil silahları ve nükleer füzeleri dünya kamuoyuna tanıtarak silahlanmaya devam ettiğini göstermiş oldu. The New York Times gazetesi, Rusya’nın “Burevestnik” nükleer enerjili seyir füzesi testini, Washington yönetimine yönelik diplomatik bir mesaj olarak yorumladı.

Gazeteye göre Moskova, bu hamleyle ABD’yi Rusya’nın şartlarını kabul ederek müzakere masasına oturmaya zorlamayı hedefliyor. Yayınlanan analize göre, Kremlin bu diplomatik yaklaşımı Soğuk Savaş döneminden beri sürdürüyor. Gazete, iki büyük nükleer güç için müzakerelerin bir tercih değil, zorunluluk olduğu vurgusunun Sovyetler Birliği döneminde de yapıldığını belirtiyor.

Rusya’nın, kendisine yönelik yalıtma çabalarının ve son dönemdeki petrol yaptırımlarının başarısız olmaya mahkum olduğunu açıkça ifade ettiği kaydediliyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version