WAN– SİT alanı olarak belirlenen tarihi Ermeni Wan evlerinden geriye sadece iki yapı kaldı. Yapılar korunmaya alınmazken, kültürel tarihi hafıza da yok oluyor.
Wan’ın dokusunu oluşturan ve kentin yüzyıllık hafızasını taşıyan tarihi Ermeni Wan evlerinden geriye sadece iki ev kaldı. Kentin çok katmanlı hafızasını taşıyan bu yapılar aynı zamanda Orta Anadolu mimari özelliklerini taşıyor. Tarihi evler yıllardır hiçbir korumak için çalışma yapılmadığı için harabeye döndü. Tarihi evlerin bulunduğu alan SİT alanı olarak belirlenmesine rağmen, evler kaderine terk edilmiş ve hemen yanı başlarında yeni beton binalar yükseliyor. 1914 inşa edildiği belirtilen tarihi Ermeni evlerinin 1990 yılında sayısı 19 iken şuanda sadece 2 tanesi ayakta.
Wan’ın geleneksel konut dokusu, ağırlıkla 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başı arasında inşa edilen kerpiç-taş yapılardan oluşuyordu. Bu evlerin önemli bir bölümü Ermeni ustalar tarafından yapılmış; mahalle dokusunu oluşturan sokaklar, iç avlulu plan tipleri ve taş-kerpiç karışımı duvar örgüsüyle kente özgü bir mimari kimlik yaratıyordu. Uzun yıllar boyunca bölgede 20’ye yakın geleneksel ev ayaktaydı. Aradan geçen on yıllarda yoğun göç, ekonomik dönüşüm, bakımsızlık, 2011 depremi ve kontrolsüz kentsel dönüşüm uygulamalarıyla bu sayı hızla düştü. Bugün ayakta kalan iki yapı, kentin çok katmanlı tarihinin son temsilcileri olarak sessizce çökmeyi bekliyor.
KERPİÇ, TAŞ, AHŞAP
Tarihi Wan evleri kerpiç duvarları, taş temelleri ve ahşap hatıllarıyla Wan iklimine uygun olarak inşa edilmiş. Kerpiç, yazın serin, kışın ise ısıyı tutması nedeniyle tercih ediliyor. Taş temel, depreme karşı dayanıklılığı artırıyor. Ahşap bağlayıcılar ise duvarlara esneklik katıyor. Evlerin çoğunda iç avlu, tandır bölümü, kışlık depolama odaları ve düz toprak dam bulunuyor. Bu özellikler yalnızca mimari değil, aynı zamanda dönemin yaşam kültürünün de bir parçasını taşıyor.
SİT ALANI AMA KAĞIT ÜZERİNDE
Bölge SİT alanı olarak tanımlanmış olsa da, statünün pratikte hiçbir koruma sağlamadığı görülüyor. Yapıların çatıları yıllar içinde çökmüş, duvarlarda derin yarıklar oluşmuş, bazı bölümler tamamen yıkılmış durumda. Buna rağmen kapsamlı bir restorasyon projesi hayata geçirilmezken, acil müdahale ise yapılmıyor.
BETON ALTINDA YANLIZLAŞAN MİRAS
Tarihi evlerin hemen yanı başında yükselen çok katlı beton binalar, yalnızca yapısal bir tehlike yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin tarihî siluetini tamamen ortadan kaldırıyor. Geleneksel dokunun arasına sıkışmış bu iki yapı, çevresini saran beton bloklar nedeniyle bugün hem fiziksel hem sembolik olarak kuşatılmış durumda.
Uzmanlara göre bu durum yalnızca evlerin kaybı değil; Wan’ın kültürel sürekliliğinin, çok dilli ve çok halklı tarihinin, birlikte yaşamın izlerinin silinişi anlamına geliyor. Kentin belleği, beton yığınları arasında görünmez hale geliyor.
Yıllardır başlanmayan koruma çalışmaları ve artan yapılaşma baskısı, bu iki yapının da kısa süre içinde tamamen yıkılacağı belirtiliyor. Kentin hafızasında ve hafıza mekânlarında sınır hızla daralırken, geriye yalnızca yıkıntılarla dolu bir tarih kalıyor.
MA / Zeynep Durgut
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

