AMED – Yürütülen süreçte, bir çerçeve yasanın gündeme gelmesi gerektiğini ifade eden İHD Eş Genel Başkanı Cihan Aydın, düzenlemelere gidilmediği takdirde sürecin toplumsallaşmasında güçlük yaşanacağını belirtti.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun aldığı nitelikli çoğunluk kararıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la görüşme gerçekleştirilmesiyle devam eden Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin geldiği aşamayı İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Cihan Aydın değerlendirdi. Aydın, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, AKP Genel Başkanı Yardımcısı Hüseyin Yayman ve MHP Genel Başkanı Fethi Yıldız, İmralı Adası’nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la görüştüğünü hatırlatarak, CHP ve Yeni Yol Grubu’nun ise görüşme için üye vermesinin üzüntü verici olduğunu söyledi. “Barış konusunda Meclis’te grubu bulan siyasi partilerin bu sürece katılımı bu yönüyle çok önemli olacaktı” diyen Aydın, “CHP ve Yeni Yol’un bu yönüyle İmralı ziyaretine katılmamış olması eksikliktir; ama çok büyük bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Katılmaları şüphesiz hem bu sürecin bir parçası olmak hem bu süreci kurucu bir rol üstlenmek açısından önemliydi. Çünkü CHP’nin stratejik bir hata yaptığını düşünüyorum. Bu süreci sadece AKP ve MHP’ye bırakmaması gerekiyordu. Aynı zamanda CHP’nin, Yeni Yol Grubu’nun bu sürece dahil olması ve kurucu rol üstlenme konusunda bir fırsatı kaçırdıklarını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Aydın, çözüm konusunda negatif bir söylemi olmayan CHP’nin görüşmeye katılmamasının, barış fikrinin halk tabanına ulaşması, rıza üretmesi, destek alma konusunda eksik kaldığını belirterek, muhatapların bir masa başında oturup konuşmasının sürecin doğası gereği olduğunu söyledi.
‘KISMEN MAHREMİYET ANLAŞILIR’
Sürecin mahrem yürütülmesinin kabul edilebilir olduğunu belirten Aydın, “Çatışma çözümü süreçlerinin önemli bir özelliği de, süreç belli bir olgunluğa ulaşıncaya kadar görüşmelerin ya da görüşme notlarının mahrem kalması, gizli kalması. Çünkü bu tür çözüm süreçlerinde herkes bu işe ‘tamam’ demiyor. Bu işe, yöntemine, çözüm fikrine ve yöntemine karşı duran bir grup da var. Siyasi partiler var, sivil toplum örgütleri var. Dolayısıyla suiistimal edilmeye son derece açık bir durum olabilir. O yönüyle bu çatışma, çözüm süreçlerinin mahrem yürütülmesi konusu son derece anlaşılır bir şey. Ama bütün süreçlerin bir bütün olarak mahrem yürütülmesi, gizli tutulmasının da spekülasyonlara yol açma ihtimali var. Dolayısıyla bu konuda İmralı görüşmesinden bahsedersek neler konuşulduğuna dair bütün detayları bilmek zorunda değiliz. Ama genel hatlarıyla bir bilgilendirme yapılması bu tür spekülasyonların da önüne geçme ihtimalini taşır. Hiçbir şey paylaşmazsanız, bu da çok suiistimal edilebilir. O açıdan komisyonun ya da bu tür görüşmelerin ya da bu tür faaliyetlerin küçük de olsa bir kısmının kamuoyuyla paylaşılması, barış sürecine destek sunan kurum, kuruluş ve örgütler için doğru yerde durma açısından önemli bir avantaj sağlayabilir” diye konuştu.
‘HIZLICA ÇERÇEVE YASA HAZIRLANMALI’
Kürt hareketinin adımlarına karşı hükümetin de kimi adımları atması gerektiğini vurgulayan Aydın “Silah bırakan militanların Türkiye’ye dönüşleri, sosyal siyasal yaşama entegrasyonları meselesi. Bu kişiler Türkiye’ye nasıl, hangi koşullarda dönecek? Hatta buraya gelmeden önce bu silahlar nasıl teslim edilecek ve kime teslim edilecek? Bu da ayrı bir sorun. Bu konularda hızlıca bir çerçeve yasa yapılmasına ihtiyaç var. Hem silahsızlanan ve silah bırakan örgüt mensuplarının, örgüt militanlarının Türkiye’ye dönüşleri ve siyasal, sosyal yaşama entegrasyonları hem de Türkiye’deki hapishanelerde bulunan tüm tutuklu ve hükümlülerin kapsayacak şekilde bir yasanın hızlıca düzenlenmesine ihtiyaç var. Başka türlü bu barış meselesini toplumsallaştırma konusunda güçlükler çekebiliriz. Geç kalırsanız bu mesele provokasyonlara, suiistimallere açık hale gelebilir” şeklinde konuştu.
Kürt sorununun çözümü gibi kritik bir meselede katılımcılığı arttırmanın çok önemli olduğunun altını çizen Aydın, “Toplumsal rıza üretemezseniz, anayasayı değiştiremezsiniz” dedi.
Bu bağlamda toplumsal rızanın üretilmesi gerektiğini söyleyen Aydın, “Bir anayasa değişikliği gündeme geldiğinde muhtemelen bir referandum falan düzenlenecek. O açıdan geniş halk kitlelerini de bu barış fikrinin etrafında örgütlemeniz, desteğini almanız lazım. Muhalefetin bu süreçteki rolü, bu yönüyle çok önemlidir. Muhalefetin bu sürece etkin bir şekilde katılımı bu yönüyle önemlidir. Kendi tabanını da bu konuda barış fikri etrafında örgütlemek, barış fikrine bir rıza üretmek önemlidir” diye belirtti.
Aydın, İHD olarak çözüm için, sürecin başarıya ulaşması ellerinden gelen tüm çabayı harcayacaklarını sözlerine ekledi.
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

