HABER MERKEZİ – İsviçre Sosyalist Parti Federal Parlamento Milletvekili Molina, Kürt Hareketi’nin, “Geri çekilme kararı, Sayın Öcalan’ın barış sürecini sonuna kadar götürme ve samimiyetini ortaya koymasının önemli bir göstergesidir. Artık sıra Türk devletinde” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na dünyanın farklı bölge ve kesimlerinden destekler gelmeye devam ediyor. İsviçre Sosyalist Parti Federal Parlamento Milletvekili ve Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Fabian Molina, Kürt sorununun demokratik çözümüne yönelik devam eden sürece ilişkin Fırat Haber Ajansı’na (ANF) değerlendirmelerde bulundu.
Kürt Özgürlük Hareketi’nin, Türkiye sınırları içindeki tüm güçlerini geri çekmeye başladığını duyurmasının sürece katkı sunacağını kaydeden Fabian Molina, somut adım atması gerekenin artık Türkiye hükümeti olduğunu kaydetti. Molina, “Bu geri çekilme kararı, Sayın Öcalan’ın ve PKK’nin barış sürecini sonuna kadar götürme ve samimiyetini ortaya koymasının önemli bir göstergesidir. PKK bu kararla, büyük bir sorumluluk ve siyasi irade göstermiştir; özellikle tüm savaşçılarını Türkiye topraklarından çekme kararıyla bunu kanıtlamıştır. Artık sıra, Türk devletindedir; gerilimi azaltma, güven inşa etme ve bu süreçte belli bir güvenilirlik gösterme dinamiğine girmelidir” dedi.
‘BAŞARI İÇİN YASAL DÜZENLEME ŞART’
Sürecin başarısının Türkiye’nin hayata geçireceği siyasi ve hukuki düzenlemelerle mümkün olacağını belirten Fabian Molina, “Bence bu barış sürecinin amacı açıktır ve başından beri de öyleydi; demokratik eksiklikleri gidermek ve Kürt halkının kendi kendisini yönetme hakkını güvence altına almaktır. Kürt yetkililer tarafından alınan tüm kararlar ve yapılan açıklamalar bu yöndedir. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için, Türkiye devletinin yetkili organları tarafından onaylanan yasal garantiler de gereklidir. Ne yazık ki, henüz bu noktada değiliz. Ortadoğu’da çok değişti. Güç dengeleri değişiyor ve bölge geçmişe göre daha da istikrarsız hale geldi. Bu yalnızca İsrail ile Hamas arasındaki savaş ve İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki işgalin artmasıyla ilgili değil, aynı zamanda Yemen’de gelişen çatışmalar ve Suriye’de Beşar Esad rejiminin yol açtığı durumlarla da ilgilidir. Bu bağlamda, durumu istikrara kavuşturmak ve barışa şans tanımak isteyen sorumlu güçler ve kişiler gereklidir. Bu nedenle, bence Sayın Öcalan ve Kürt hareketinin Türk devleti ve uluslararası topluma sunduğu barış teklifi gerçekten ciddiye alınmalıdır” diye belirtti.
‘SAYIN ÖCALAN DERHAL SERBEST BIRAKILMALI’
Barış sürecine rağmen Abdullah Öcalan’ın hala İmralı’da tecrit altında tutulmasına da tepki gösteren Molina, “Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar insan haklarının açıktan ihlalidir. Türkiye devleti insan haklarına saygı göstermesi gerekir. Uluslararası kurumlar, özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Sayın Öcalan’ın durumuna ilişkin kararlar vermiştir. Öcalan’ın ve diğer siyasi tutukluların tutukluluk koşullarının hukuka aykırı olduğu açıktır ve Sayın Öcalan derhal serbest bırakılmalıdır.”
‘MUHALİF GÜÇLERE YÖNELİK SALDIRILAR KABUL EDİLEMEZ’
Barışın ve demokrasinin tartışıldığı bir ortamda muhalif güçlere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun da altınız çizen Parlamenter Molina, “Bu süreçte, muhalefete özellikle CHP’ye dönük saldırılar, Türk hükümetinin bir bölme stratejisi izlendiğini ortaya koymakta. Muhalefetin birleşmesini engellemek istiyorlar, çünkü böylesi bir birleşimin iktidarlarını tehlikeye atacaklarını düşünüyorlar. Bu nedenle bugün Kürtlerle görüşmeler yaparken aynı zamanda muhalif güçlere saldırıyorlar. Tüm bu politikalara rağmen, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve barış için çalışan tüm siyasi güçlerin bölünmemesi çok önemli” diye ekledi.
‘ULUSLARARASI TOPLUM SORUMLULUK ALMALI’
Kürt sorunun demokratik çözümünde uluslararası topluma büyük bir sorumluluk düştüğünü vurgulayan İsviçreli Parlamenter Fabian Molina, devamla şunları belirtti: “Türkiye’de barış ve demokratik istikrar, uluslararası toplumun ve tüm bölgenin çıkarınadır. Uluslararası toplumun sorumluluğu büyüktür, çünkü yıllarca bu çatışma göz ardı edilmiştir. Birleşmiş Milletler üyesi tüm devletlerin, barışı, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, istikrarı ve güvenliği teşvik etme sorumluluğu vardır. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu çatışmanın çözümünde ısrarcı olması ve aktif rol oynaması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, her bir üye devletin de Türkiye yetkilileri üzerinde ısrarcı olması, bu süreci desteklemek için hazır olduğunu göstermesi ve bu sürecin başarılı olması konusunda ilgilerini açıkça ortaya koyması gerekir.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

