Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan, İmralı ziyaretinin bedelini öder!

Necip F. Bahadır


NECİP F. BAHADIR | YORUM

İmralı’ya heyeti Öcalan istedi, DEM duyurdu, MHP bastırdı, AKP vize verdi  ve Komisyon da karar aldı. AKP, MHP ve DEM’li üyeler ‘evet’ dedi. CHP oylamaya katılmadı. HÜDAPAR şaşırttı. Heyete karşı çıktı. Yeni Yol ‘çekimser’ kaldı. Heyete katılmayı reddetti.

Yeni bir ittifakın ayak sesleri mi? Bir yönüyle öyle… Aylar önce Erdoğan Kızılcahamam’da ‘AKP, MHP ve DEM’ ittifakını duyurmamış mıydı?

AKP’nin tek derdi seçim… Erdoğan’ın yeniden adaylığı… Yoksa süreç falan değil.

Heyet konusunun toplumda hoş görülmediğinin farkında… O yüzden gönülsüzce ve sessizce ‘evet’ dedi. Yandaş medya haberi gizledi. Manşetlere çıkaramadı. Oysa sürecin en kritik ve somut adımlarından biri… Talimat yukarıdan…

Bu çağda gerçeği örtmek mümkün mü? Sokaktaki insan bilmiyor mu, Meclis’in Öcalan’ın ayağına gideceğini? Öcalan’ın siyasi muhatap olduğunu… Ziyaretin Öcalan’a siyasi meşruiyet sağlayacağını… Aylar önce Öcalan kendisini ‘başmüzakereci’ olarak tanımladı.

DEM’in açıklamalarına bu ‘başmüzakereci statüsü’ birçok kez yansıdı. AKP, MHP ittifakının herhangi bir itirazı olmadı. “Olur mu öyle şey?” diyen çıkmadı. Şimdi ‘başmüzakereci’ Öcalan Meclis heyetiyle aynı masaya oturacak. Süreci müzakere edecekler… Fotoğraf ve görüntü elbette alınacak. Fakat kamuoyuyla paylaşılması biraz zor.

Heyet, Öcalan’a YPG’yi soracak mı? Silah bırakmanın YPG’yi kapsayıp kapsamadığını birinci ağızdan öğrenmek istiyorlarmış… Yandaş medya duyurdu.

Bilmiyorlar mı cevabını? DEM’e sorsalar öğrenilerdi. AKP’li Mücahit Birinci, “Öcalan sosyalist jargonla laf soksa siz o lafın ne olduğunu akşama ancak anlarsınız!” dedi. Pek haksız sayılmaz. Heyete katılan milletvekillerine baktım, hepsi de ‘düz isimler’. Bilgi ve becerileriyle değil, ‘trafikleriyle’ siyasette tutunmuş ve heyete iliştirilmiş isimler…

Görüşmenin içeriğiyle ilgili sonuç bekleyenler için söylüyorum bunu. Ne Öcalan’ın ne de DEM’in derdi bu… Onlar için görüntü önemli…

Bir terör örgütüyle ‘barış müzakereleri’ yürüten ilk ülke Türkiye değil… İngiltere ve İspanya gibi çarpıcı örnekler var. Fehmi Koru da yazdı. “Acaba terör örgütünün lideri veya yöneticileriyle siyasetçiler görüşmüş mü?” diye… Cevap olumsuz. Müzakereler danışmanlar ve bürokratların trafiğiyle sınırlı kalmış. Tony Blair bir kez bile IRA yöneticileriyle bir araya gelmemiş. Siyaset adamının görüşmelere bizzat katılmasının siyasi anlamı var. Öcalan, Meclis’le masaya oturacak…

Barış ve çözüm sürecine taraftar olmak başka şey ‘heyeti desteklemek’ başka şey… İlla İmralı’ya gitmek şart mıydı? Öcalan isteyebilir, MHP bastırabilir… Eğer kaldıysa bir ‘devlet aklı’ nerede? Heyetin çözüme bir katkı yapmayacağını aksine başka bir soruna kaynaklık edeceğini tahmin etmek çok mu zor?

Erdoğan’ın niye ‘hayır’ diyemediği belli… Onun için varsa yoksa seçim… Tek amacı iktidarını sürdürmek ve koltuğunu korumak… Öcalan ve DEM’le ittifaktan geri durmaması bu yüzden…

Silahların susmasına ‘evet’ ama heyete ‘hayır’… Bu bir çelişki falan değil. Heyetsiz de yol alınabilirdi, ki bu konuda ayak sürüyen Öcalan değil. İktidarın kendisi… AKP ve Erdoğan ‘demokratikleşme yolunda’ henüz adım atmış değil.

Bir yıl gibi uzun bir süre geçti. Hala havanda su dövülmekte… En somut gelişme komisyon… O da fikri zikri bilinen isimleri Meclis’te çağırdı, tekrar tekrar dinledi. Oysa somut ‘eylem planına’ ihtiyaç vardı. Demokrasiye ve hukuku dönüş gerekliydi. AKP kılını kıpırdatmadı.

Demirtaş neden tahliye edilmiyor?

Demokrasi olmadan barış olur mu? Hukukun olmadığı yerde çözümden söz edilebilir mi? Bir siyasi mahpus olan Selahattin Demirtaş bile tahliye edilemedi. AİHM ve AYM kararlarına rağmen üstelik… DEM’li Cengiz Çandar kaç kez tarih verdi. “Bu hafta sonu…” dedi. Şu ana kadar bir tahliye yönünde bir gelişme yaşanmadı.

Neyi bekliyor? Erdoğan rezervini niye kaldırmadı? Öcalan neden vize vermedi? Demokrasi ve hukuk adımlarını atmadan sürecin yol alması veya ilerlemesi mümkün mü?

MHP lideri Bahçeli’nin kendini aştığı bir gerçek… Fakat, “Ha Silivri, ha İmralı!” çıkışını anlayabilmek çok zor. Bu yaklaşım acaba nasıl bir hukuki ve siyasi mantığını ürünü? Silivri ile İmralı nasıl aynı kefeye konabilir. Birinde ‘terör örgütü liderliği’nden mahkum olmuş ve  hakkındaki karar kesinleşmiş bir mahkum yatıyor… Diğerinde iddianameleri bile daha yeni yeni yazılan belediye başkanları…

Devlet Bahçeli PKK’ya parti, Öcalan’a gerçekten ‘önder’, CHP’ye ise ‘terör örgütü’, İmamoğlu gibi başkanlara ‘terörist’ gözüyle mi bakıyor?

Bahçeli, İmralı’ya, Öcalan’a gösterdiği ilginin binde biri Silivri’de yatanlara gösterdi mi? “Selahattin Demirtaş’ın taliyesi hayırlı olur!” dedi. Fakat özgürlüğünü sağlayabildi mi? Ağırlığını koyabildi mi? İmralı söz konusu olduğunda “Ben giderim…” dedi. Peki, Edirne’ye niye gitmedi? Hele Silivri? O kadar çok masum var ki içeride… CHP ve Gezi mahpusları sadece bir bölümü…

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Ben de girince gördüm, o kadar çok masum var ki…” demedi mi? Onlar ne olacak?

Bahçeli’nin yakından tanıdığı bir ismi hatırlatayım; Hidayet Karaca? 10 küsür yıldır güneşe hasret… Bahçeli bilmiyor mu Karaca’nın herhangi bir suçu olmadığını? İmralı masum, Karaca suçlu; öyle mi?

Evet, heyet için 3 parti 3 ismi belirledi. ‘Dört deniyordu’. Dörde tamamlanır mı? CHP, Yeni Yol yok… Dördüncü isim küçük sol partilerden biri olur mu? Ya da AKP’nin milletvekili sayısı fazla. İki kişiyle heyette temsil edilmeyi hak ettiği ortada… Ama yanaşmaz. Başka heyet olsaydı, orana göre rakam için bastırırdı. 3 kişiden oluşursa Meclis Heyeti bir eksikle Ada’nın yolunu tutacak.

Görüşmenin hafta içinde gerçekleşmesi bekleniyor. Eğer AKP koster arızası veya hava muhalefeti gibi gerekçelerin arkasına sığınmazsa… İster ama şartlar el vermez.

Ne diyelim? Bir iki, bir iki! İmralı yolcusu kalmasın!

Erdoğan sırf iktidarını sürdürme uğruna Meclis’i Öcalan’a götürmekte ve muhatap etmekte herhangi bir sakınca görmedi. Toplum her şeyin farkında… Zaman gelir geçer. Çok şey unutulur. Fakat Öcalan’a ‘başmüzakereci’ ünvanı veren iktidar sahipleri asla unutulmaz ve affedilmez. Bunun tek sorumlusu Erdoğan… Bedelini mutlaka öder… Yanına kalmaz.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version