ANKARA – Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasetçilerinin tutuklanmasının siyasi olduğunu, bu durumun AİHM kararı ile resmileştiğini belirten DEM Partili Onur Düşünmez, “O zaman siyaset elini taşın altına koymalıdır ve bu hukuksuzluğu bir an önce ortadan kaldırmalıdır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî ve Colemêrg Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Onur Düşünmez, Meclis Genel Kurul’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra siyasetçilere ilişkin verdiği karara dair konuştu. Çatışmalı süreçte yaşanan ölümlere dikkat çekerek konuşmasına başlayan Sakık, 50 yıllık süreçte halkların çok ağır bedeller ödediğine işaret etti.
Bir Kürt olarak ağır bedeller ödediğini aktaran Sakık, “Dün Gaziantep’deydim. Tam 33 yıl önce, Gaziantep’te il başkanı olan ağabeyim ensesinden vurularak öldürüldü. Ondan önce, kız kardeşim, Siirt Sason Dağlarında bir çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyimin ölümünden sonra, üniversite öğrencisi ağabeyimin oğlu, bu haksızlığa isyan etti, o da dağlara gitti ve bir üniversite öğrencisi, 99’daki barış görüşmelerinde pusuya düşürülerek öldürüldü. Bunlara isyan eden küçük kardeşim, o da dağlara çıktı ve güney Kürdistan’da, mezar taşı orada, yeğenimin mezar taşı yok, onlarca yakınımın mezar taşı yok, sevgili eşimin ağabeyinin mezar taşı yok” dedi.
‘BARIŞ ANITLARINI DİKELİM’
Yaşanan bu katliamlara rağmen intikam duygusu ile hareket etmediklerini ve barışın safında durduklarını belirten Sakık, “Bu ülkeyi barışa, kardeşliğe götürmek istiyoruz. Bugün Sayın Bahçeli’nin açıklamaları, Sayın Özgür Özel’in açıklamaları, AİHM’in açıklamaları, Sayın Öcalan’ın açıklamaları çok önemliydi. Eğer bunlar bir an önce hayata geçirilirse Türkiye hızlı bir şekilde barışa doğru gider. Bakın, 4 Kasımda Selahattin Demirtaş ve arkadaşları tutuklandılar, tam dokuz yıldır içeride. AİHM ‘Serbest bırakın.’ Diyor. Ama hâlâ yaprak kıpırdamıyor. Bunların bir an önce özgür olması lazım. Herkes savaşın anıtlarını dikebilir, biz de barışın ve bu savaşta mağdur olanların anıtını dikmeliyiz, Türkiye’nin böyle bir görevi var. Başbağlar’dan 33 askere, Ayşe Öğretmen’den Eren Bülbül’e, Roboski’den Vartinis’e kadar ve 20 bin faili meçhul cinayetin ismini nakşedebileceğimiz büyük bir anıt yapabiliriz” diye konuştu.
‘MECLİS’İN GÖREVİDİR’
Sürece karşı kesimlerin de olduğunu ve süreci baltalamak istediklerini de belirten Sakık, “Ben bu çatışmalı süreçte, bütün görüşmelerin olduğu süreçlerde arka mutfakta bulundum, her dönem barış karşıtlarıyla karşılaştık. Vallahi, barış olgunlaştı, artık hiçbir güç bu barışın önünde bir set oluşturamayacak. Bu topraklara barışı armağan edeceğiz, özgürlükleri armağan edeceğiz. Bu ülkeyi hukukun ve huzurun ülkesi yapmak Parlamentonun görevidir, hepimizin görevidir. Barışın bir an önce bu topraklarda hayat bulmasını diliyorum” diye kaydetti.
‘SİYASET ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALIDIR’
Demirtaş ve Yüksekdağ’ın yanı sıra siyasetçilerin 9 yıl önce kumpas ile gözaltına alınıp tutuklandığını belirten Düşünmez, “Bugün bir önergeyi oylamayacağız; bugün bu ülkenin aydınlık geleceğini, hukuka olan inançla hukuk devleti miyiz değil miyiz, bunu oylayacağız. Eğer bizler bugün oy birliğiyle burada Türkiye’deki bütün kumpas yargılamalarını mahkûmlaştırmayı becerebilirsek bütün halka umut dağıtacağız, bütün halkımız ümitvar olacak, ‘Türkiye hukuk devleti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.’ diyecek ve içinden geçtiğimiz barış ve demokratik toplumun inşası çok daha muhtemel hâle gelecektir. Bugün, burada, derdest olan bir yargılama hakkında bir konuşma yapmıyoruz, derdest olan yargılamada AİHM kararıyla da sabit olduğu üzere siyasi bir yargılamayı siyasetin kalbinden eleştiriyoruz. Mademki bu dava siyasi bir davadır, bu AİHM kararıyla da resmîleşmiştir, o zaman siyaset elini taşın altına koymalıdır ve bu hukuksuzluğu bir an önce ortadan kaldırmalıdır” diye kaydetti.
‘ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞMALILAR’
Bahçeli’nin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına ve Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne değinen Düşünmez, “Hepimizin vicdanında artık Kobani kumpas davası mahkûm edilmiştir. Gelin, bugünü bir ümit günü yapalım ve kayyumlar başta olmak üzere, Kobani kumpas yargılamalarında tutuklu bulunan sevgili Eş Genel Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer bütün yoldaşlarımız başta olmak üzere, siyasi yargılamalarla tutsak edilen bütün siyasi tutsakları bugünden tezi olmadan özgürlüklerine kavuşturalım; bu, bizim vicdani sorumluluğumuzdur. Başta da belirttiğim gibi, bu bir önergenin oylanması değil Türkiye’nin hukuk devleti olup olmaması yönünde Meclisin irade beyanı olacaktır. Bizler ne olursa olsun hukuk devletini savunmaya, hukuk devletini var etmeye, ümidi, barışı, adaleti bu topraklara getirmeye, bütün bedenimizle, bütün yüreğimizle mücadeleyi büyütmeye yoldaşlarımızdan öğrendiğimiz direnme gücüyle söz veriyoruz ki bütün siyasi tutsaklar serbest bırakılana kadar mücadelemiz devam edecektir” ifadelerini kullandı.
ÖNERGE REDDEDİLDİ
DEM Parti’nin 4 Kasım’da siyasetçilerin tutuklanması, bu tutuklamalar sonrasında yaşanan tahribatın araştırılmasına dair verdiği önerge oylamaya sunuldu. Önerge, AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

