ADANA – KESK, 22 Kasım’da Adana’da yapacakları mitinge katılım çağrısında bulunarak, halktan yana bir bütçe istediklerini vurguladı.
Meclis’te yeni yılın bütçe görüşmeleri devam ediyor. Milyonlarca emekçinin gözü asgari ücret görüşmelerinde. İktidar 23 yıldır uyguladığı “güvenlikçi” politikasında sürece rağmen değişikliğe gitmeyerek yeni yılın bütçesini de şekillendiriyor.
Emekçiler de yeni yılın bütçesinin halktan yana bir bütçe olması için taleplerini Çukurova’da yapacakları bölge mitinginde haykıracak. Bu kapsamda Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 22 Kasım’da Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Kasım Gülek Köprüsü’nde bir araya gelerek, Adana Garı’na kadar yürüyecek. Burada da “Geçinemiyoruz! Halktan, emekten yana bütçe istiyoruz” talebiyle bölge mitingi düzenleyecek.
KESK’liler yapacakları mitinge katılım çağrısında bulundu.
Miting Tertip Komitesi Başkanı Fatih Toprak, çalışanların en acil ihtiyacının gerçek enflasyona göre belirlenen, insanca yaşamaya yetecek bir ücret olduğunu söyledi. Toprak, “Milyonlarca emekçi maaşını ay ortasında tüketiyor. Temel ihtiyaçlar karşılanamaz hâle geldi. Yoksulluk sınırının üzerinde bir yaşam ücreti şart. Emekten yana bir bütçe istiyoruz” dedi. KESK’e göre 2025–2026 bütçeleri sermayeye ayrılan kaynakları korurken eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi alanlara yeterli kaynak ayrılmadığını ifade eden Toprak, bunun çalışanları hem eriyen maaşlar hem de ticarileşen kamu hizmetleri nedeniyle daha da zorladığını belirtti.
‘VERGİ YÜKÜ EMEKÇİNİN SIRTINDA’
Toprak, mevcut vergi sisteminin emekçilere ağır bir yük bindirdiğini söyleyerek, “Maaş daha cebe girmeden vergi diliminde eriyor. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler yaşam maliyetini artırıyor. Kamusal hizmetlerdeki yetersizlik emekçiyi ek masraflara zorluyor. Dolaylı vergilerin azaltılmasını, yüksek gelir ve servet sahiplerinin gerçek anlamda vergilendirilmesini ve sermayeye verilen teşviklerin sınırlandırılmasını istiyoruz” dedi.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını belirten Toprak, “Bu durum ekonomik değil, siyasi bir tercihtir. Bu bir yoksulluğu yönetme politikasıdır. 22 Kasım’daki mitingi ‘birleşik mücadelenin başlangıcı’ olarak tanımlıyoruz. Kamu emekçileri, işçiler, asgari ücretliler, emekliler, öğrenciler ve MESEM mağduru gençler dahil tüm kesimler bu mitingde buluşacak. Ortak mücadele çağrısında bulunuyoruz” diye belirtti.
‘İNSANCA YAŞAM ÜCRETİ BİR HAKTIR’
İnsanca yaşam ücretinin ölçütü olarak yoksulluk sınırını işaret eden Toprak, “TÜİK değil, gerçek enflasyon baz alınmalı. Kamusal hizmetler güçlendirilerek emekçinin yükü hafifletilmeli. Emekten yana yüreği atan herkesi 22 Kasım’da Kasım Gülek Köprüsü’ne davet ediyoruz. Yoksulluğa dur demek için alanlardayız. İnsanca yaşam ücreti bir haktır” diye konuştu.
‘SESİMİZİ YÜKSELTECEĞİZ’
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Meclis’te görüşülen 2026 yılı bütçesine karşı kamu emekçilerinin tepkisini yükseltmek amacıyla miting gerçekleştireceklerini belirterek, bütçe görüşmelerinin devam ettiği bu süreçte yoksulluğa, açlığa ve adaletsizliğe karşı insanca yaşanabilir bir ülke ve demokratik bir Türkiye için alanlara çıkacaklarını söyledi. Sümbül, “Savaşa, ranta, sömürüye değil; kadınların, gençlerin, emekçilerin yani halkın bütçesini savunmak için sesimizi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.
MİTİNGE ÇAĞRI
Demokratik mücadele geleneğini hatırlatan Sümbül, kamu emekçilerinin bedel ödemekten kaçınmadığını vurgulayarak, “Savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz. Bedeli ihraç da olsa barıştan vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın aydınlık geleceği için bu bütçeyi barış bütçesi yapmak istiyoruz. Mersin’de mitinge katılmak isteyenler için 22 Kasım Cumartesi günü saat 10.00’da Yenişehir İtfaiye önünden araç kaldıracağız ve tüm Mersinlileri mitinge davet ediyoruz” dedi.
YETERSİZ BÜTÇE
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Eşbaşkanı Sevgi Başkavak, Adana’daki bölge mitingine tüm halkı davet ederek bütçenin toplumun tamamını ilgilendiren siyasi bir metin olduğunu söyledi. Sevgi Başkavak, “Sağlık bütçesinin en az yüzde 10’un üzerinde olması gerekirken uzun süredir yüzde 6 seviyesinde tutuluyor. Bu durum toplum sağlığının önemsenmediğini ve sağlık emekçilerinin açlığa, sefalete sürüklendiğini gösteriyor. Sağlık emekçileri yıllardır eşit, ücretsiz ve anadilinde sağlık hakkını savunuyor. Hastanelerde yaşanan yoğunluk, çocuk ölümleri, şiddet ve angarya çalışma koşullarının kaynağı yetersiz bütçedir. Sağlığa ayrılması gereken kaynak savaş politikalarına aktarılıyor. Bu kabul edilemez” diye konuştu.
‘KAZANACAĞIZ’
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Örgütlenme Sekreteri Kemal Göçmen, bütçenin halktan alınan vergilerle oluşturulan bir havuz olduğunu hatırlatarak, bu kaynağın yeniden halka dönmesi gerekirken sermayedarlara aktarıldığını söyledi. Göçmen, kamu emekçilerinin yandaş sendikalar eliyle yapılan toplu sözleşmelerle daha da yoksullaştırıldığını belirterek, “Halka, emekçiye ait olması gereken bütçe sermayeye gidiyor. Biz buna karşı halktan yana, demokratik bir ülkenin bütçesini savunmak için mitingde olacağız. Hep birlikte mücadele ederek kazanacağız” diye konuştu.
MA / Mehmet Güleş – Hamdullah Yağız Kesen
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***
