ANKARA – CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararı almasında Ekrem İmamoğlu’nun rolünün de olduğu belirtildi.
CHP’nin İmralı’ya gidecek heyete üye vermemesi yönündeki kararı, parti içi dengeler kadar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutumuna dair tartışmaları da beraberinde getirdi. Ankara kulislerinden yansıyan bilgilere göre, karar öncesinde İmamoğlu, İmralı’ya gidilmesi konusunda net bir tutum almadı; dışarıdan ve içeriden gelen “gidilsin” uyarılarına rağmen tereddütlü pozisyonunu korudu. İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’ne “pozitif karar alın” yönünde bir baskı yapmadı.
TEREDDÜTLÜ İMAMOĞLU TABLOSU
Kulis bilgilerine göre, İmamoğlu karar sürecinde baştan sona tereddüt halindeydi. Adaya gidilmesi gerektiğini düşünen çevrelerden, dostlarından çok sayıda uyarı aldı. Yapılan uyarılarda İmralı ziyaretinin olası bir barış sürecinde muhalefetin oyun dışına düşmemesi yönündeydi. Buna rağmen, İmamoğlu’nun karar anına kadar net bir “gidilsin” tavrı almadığı, parti yönetimi üzerinde bu yönde ağırlık koymadığı ifade ediliyor.
Ankara’da hem CHP hem Kürt siyasetinden bazı isimler, “İmamoğlu isteseydi, Özgür Özel’in elini güçlendirebilir, ‘gitme’ kararını zorlayabilirdi” görüşünü dile getiriyor.
GİDİN BASKISI
Kulislerde konuşulan bir diğer başlık, İmamoğlu’nun yalnızca dışarıdan değil, parti içinden ve Silivri’de tutulan kimi siyasetçilerden de “gidilsin” yönünde baskı aldığı.
KÜRTLERİ KAYBEDERİZ ALGISINA KULAK TIKADI
Hem CHP içindeki bazı isimlerin hem de cezaevinde bulunan kimi siyasetçilerin, İmamoğlu’na; “Siyasetin dışına düşmemek için sürecin parçası olmak gerekiyor”, “Milyonlarca Kürt seçmenden oy aldın, Kürtlerle kurulan ilişkiyi korumak için bu adımı desteklemek şart” şeklinde mesajlar ilettiği aktarılıyor.
CHP Genel Merkezi’ne bu yönde fikir belirtmesinin, İmralı’ya gitme kararına destek vermesinin istendiği; ancak İmamoğlu’nun tereddütlü pozisyonundan vazgeçmediği ifade ediliyor.
OY KAYGISI VE KILIÇDAROĞLU FAKTÖRÜ
İmamoğlu’nun bu tutumunun arka planında, kulislere göre, iki temel kaygı öne çıkıyor: Birincisi, “oy kaygısı”. İstanbul özelinde milliyetçi-muhafazakâr seçmenin tepkisini çekmek istemediği, İmralı’ya gidişe açık destek vermenin, kendisini “İmralı ile yan yana gösteren” kampanyalara açık hale getireceğini düşündüğü aktarılıyor.
İkincisi ise Kılıçdaroğlu faktörü ve parti içi klikler. İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’na yakın bazı ekiplerin, olası bir İmralı ziyaretini kullanarak, tersten bir politika izleyeceği bunun İmamoğlu ve ekibine karşı kullanacağı ihtimalinden çekindiği belirtiliyor.
KÜRT SİYASETİ: SİYASETTE YENİ DENKLEMLER OLUŞACAK
İmralı’ya gitmeme kararı yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun kararı olmasa da Ankara’daki değerlendirmeler, İmamoğlu’nun tereddütlü ve mesafeli duruşunun, bu kararın şekillenmesinde etkili olduğunu, en azından Özgür Özel’in elini güçlendirecek bir “gidilsin” baskısı yaratmadığını söylüyor.
Görüştüğümüz Kürt siyasetindeki kaynaklar ise bu tabloyu, şöyle özetleniyor: “İmamoğlu, yerel seçimlerde Kürt oylarının desteğiyle yükseldi; ama İmralı gibi kritik bir başlıkta, bu desteğin gerektirdiği siyasi riski almaktan kaçındı. Bundan sonra siyasette yeni denklemler oluşacak.”
MA / Selman Güzelyüz
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

