GİRESUN – Bulancak ilçesinde 38 yıldır oyunlarına devam eden Bulancak Sanat Tiyatrosu, sahneye koyduğu toplumsal gerçekçi oyunlarla bölgede hem bir okul görevi hem de sanatsal görev görmeyi sürdürüyor.
Giresun’un Bulancak ilçesinde 38 yıldır pandemi dönemi dışında perdesini kapatmadan ayakta kalmayı başaran Bulancak Sanat Tiyatrosu bu yılda iki oyunla sahne almaya devam ediyor. Geçmişi 1979’da Bulancak Lisesi’nde kurulan tiyatro koluna dayanan tiyatro grubu, ilk oyunlarını sahneledikten sonra çalışmalarına aralıksız devam eden bu gençler için tiyatro yıllar içerisinde gündelik hayatlarının her anını dolduran bir boyut kazandı. Onlar ile çok sevdikleri tiyatronun arasında ilk giren 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Herkes gibi onlar da dönemin baskı ortamından nasibini aldı. Grubun bazı üyeleri işkenceli sorgulardan geçip tutuklandı, cezaevine girdi çıktı. Buna rağmen tiyatrodan kopmayarak 1981’de “Dostlar Tiyatrosu” adında yeni bir platform oluştursalar da, bu grup bir süre sonra dağıldı. 1987’de tekrar bir araya gelen grup, Mürsel Gülmez, Sezai Yeşiltepe ve Ömer Mustafa Yılmaz’ın öncülüğünde Bulancak Sanat Tiyatrosu’nu (BST) kurdu.
“Tiyatro da domates kadar önemlidir” diyen tiyatronun kurucularından Mürsel Gülmez, pazarcılık yaparak kazandığı tüm parayı tiyatro için harcadı. 1999’a kadar tiyatronun genel sanat yönetmenliğini yapan Gülmez, Marmara Depremi sonrası yardım paketleri götürdüğü Yalova’dan dönüşte geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Onun anısına BST, 2000 yılından beri “Mürsel Gülmez Tiyatro Günleri” adı altında uluslararası bir organizasyon düzenliyor.
Bulancak Sanat Tiyatrosu Teknik Yönetmeni ve oyuncularından Burak Baş ile BTS’nin ilçe ve sanat için önemini konuştuk.
2018’den itibaren tiyatroda hem oyunculuk hem dekor hem de ışık işleri yaptığını aktaran Baş, kolektif bir çalışma yaptıklarını aktardı. “Benim bir alanda sorumlu olmam sadece onunla ilgileniyor olmam anlamına gelmiyor” diyen Baş, “Terzi bir arkadaşımız vardır, kostümlerimizi diker. Bu işe yeteneği olan birisi dekoru yapar, bir şey bozulsa elektrikçi arkadaşımız tamir ediyor. Herkes yeteneğine göre yapabildiği kadar görev alıyor. Tecrübe kazanarak, yeni gelenlere de tecrübe aktararak ilerliyoruz. Asıl güzel olan şey paylaşmak. Zaten Bulancak Sanat Tiyatrosu halkın içinden çıkmış. Kurucuları da oyuncuları da emekçi insanlardan oluşuyor. Kurucumuz Mürsel Gülmez pazarcılık yapıp, akşam provalara geliyordu. 38 yıllık bir birikim ve bunun bir yansımaları var. Esnafından öğrencisine Bulancak halkının katılımıyla ayakta duran bir tiyatroyuz. Oyunlarımız biletli değildir. Türkiye’deki ekonomik durum insanları tiyatrodan uzaklaştırdı. Bizde insanları davetiye ile çağırıyoruz, oyunlarımıza bir ücret vermek zorunda değiller, sadece bir bağış kutumuz var. Oraya bütçelerine göre bir bağış atmaları yeterli. Bizim istediğimiz tek şey salonun dolması. Seyirci gelecek ki yaptığımız sanatın bir anlamı olacak. Zaten 38 yıldır kemik bir izleyici kitlesi oluşturduk, onun dışında çevre il ve ilçelerden oyunlarımıza gelenler oluyor” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMSAL GERÇEKÇİ OYUNLAR SEÇİYORUZ’
1987’den beri pandemi dönemi hariç her sene en az 1 oyunla sahnelerini açık tuttuklarını söyleyen Baş, son 2 yıldır Ekimde sahneyi açıp, mayısın sonuna kadar her çarşamba bir oyun sergilediklerini dile getirdi. Bu yıl ise “Çıkmaz Sokak Çocukları” ve “Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu” adlı iki oyunla sezona başladıklarını aktaran Baş, 1 ay içinde bir oyunu daha oynamaya başlayacaklarını, 1 oyunu daha hazırlamaya çalıştıklarını aktardı. Dünya ya da yerli literatürde önemli olan oyunları oynamaya çalıştıklarını kaydeden Baş, “Toplumsal gerçekçi oyunları tercih ediyoruz. Geçmiş yıllarda Bertolt Brecht oyunlarını oynadık. Amacımız farklı tarzlarda oyunlar oynamak. Çünkü Bulancak küçük bir yer ve dışarıdan çok fazla tiyatro ekibi gelmiyor. Bu sene uzun yıllardan sonra bir komedi oyunu seçtik. Oyunları seçerken özellikle metnin güçlü olması, elimizdeki kadroya uygun olmasına dikkat ediyoruz. Bizim öncelikle sanat kaygımız var. Tiyatro sadece metin, oyunculuk ya da reji değil. Bunların hepsinin iyi olduğu bir oyundan ‘iyi’ diye bahsedebiliriz. Bu anlayışla oyunlarımızı oynuyoruz. Sanat yönü ağır basan oyunları seçiyoruz, ama ister istemez bir mesajları da oluyor. Mesaj kaygısı gütmüyoruz fakat sanatın bir mesajı olur. Buna da önem veriyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘İLÇE BİZİ, BİZ İLÇEYİ BESLİYORUZ’
Anadolu’nun birçok şehrinde sanat hayatının bulunmadığını ifade eden Baş, Bulancak’ta bunun 38 yıldır sürdürülüyor olmasının çok önemli olduğunu belirtti. Tiyatronun bölge halkını, halkın da tiyatroyu beslediğini kaydeden Baş, “Öncelikle tiyatronun ne olduğunu, nasıl icra edilmesi gerektiğini biliyorlar. Bulancak’ta doğup, büyüyüp konservatuar kazanmış, daha sonra devlet tiyatrolarında yer almış insanlar var. Bulancak Sanat Tiyatrosunun bölgede bir okul görevi de var. Bugün bir tiyatro bölümü kazanmak için bir kursa gidip, ciddi paralar vermek zorundasınız. Ama burada ilginiz varsa gelip oyuncu olup, kendinizi geliştirme şansınız oluyor. Amatör bir topluluk olmamıza rağmen olabildiğince profesyonel hareket etmeye çalışıyoruz. Genel sanat yönetmenlerimizin hepsi oyunculuk eğitimi almış insanlardır. Mesela şimdiki sanat yönetmenimiz Hacettepe Konservatuar mezunu. Önceki sanat yönetmenlerimizin hepsi de öyledir. Bunun böyle de devam etmesini istiyoruz. İlçedeki demokrat sayılabilecek emekçi kitlelerden çıkan bir hareket olarak aynı zamanda onları da besliyoruz. İnsanlar oyunlarımızdan aldıklarını yaşamlarına uygulayabilir bir haldedir. Toplumsal gerçekçi oyunlarda insanlar kendilerini görmekte, ülkenin durumu ile ilgili değerlendirmeler yapabilmekte. Bu da sanatın gücünün göstergesidir” diye belirtti.
‘SANATIN TATMİNİ ÇOK YÜKSEK’
İmkanları olsa gençlik ve çocuklar için de tiyatro ekipleri kurmak istediklerini söyleyen Baş, şöyle konuştu: “İnsanlar televizyonlarda görülen skeçlerin tiyatro olduğunu ve tiyatronun sadece gülmek için yapılan bir şey olduğunu sanıyor. Biz de bu algıyı kırmak için uzun yıllar komedi oyunu koymamıştık. Çünkü tiyatro hayattır ve hayatta gülmek de var, ağlamak da var. İnsanlar çok çabuk tüketir hale geldiler. Tiyatro insanların bir şeye odaklanmalarını da sağlıyor. Uzun yıllardan sonra 2 perdelik bir oyun yapmaya başladık. Oyun arasında hiç çıkan olmuyor. 2 senedir 2 saatin üstünde oyunlar oynuyoruz. İnsanları bir yere kilitleyebilmeniz gerekiyor. Sanatın böyle de bir gücü var. Çevremizi genişlettikçe, izleyicilerimizde büyüyor. İlçedeki insanların hepsi en az bir kere bir oyunumuzu izlemiş. İnsanlara sanat götürebilmek, bir mesaj verebilmenin tatmini de çok yüksek.”
MA / Tolga Güney
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

