Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

30 yıl sonra aynı teklif: Bekledikleri tek şey geçmişime sövmem, insanları ihbar etmemdi

30 yıl sonra aynı teklif: Bekledikleri tek şey geçmişime sövmem, insanları ihbar etmemdi


Namaz kıldığı için 1980’lerde ceza alan, 2016’da ise tekrar ihraç edilen eski TSK mensubu ve KHK’lı memur Ahmet Ünal, yaşadıklarını KHK TV’ye anlattı. Hem 12 Eylül döneminde hem de 15 Temmuz sonrası süreçte iki kez kamudan atıldığını belirten Ünal, “Kırk yıl önce YAŞzedeydim, şimdi KHKzedeyim” dedi.

Ankara’da Gülen hareketine yönelik soruşturma kapsamında 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen ve dosyası Yargıtay’da bulunan Ünal, 1982’de Kara Harp Okulu’na girdikten kısa süre sonra fişlenmeye başladığını anlattı.

Ünal, 1987’de “yasa dışı irticai görüşleri benimsemek” iddiasıyla TSK’dan ihraç edildiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“1982’de Kara Harp Okulu’na girdim. Bir iki yıl sonra namaz kıldığım için 7 gün hapis cezası verdiler. 1987’de ihraç edildim. 2011’de memur olarak geri döndüm, bu kez 15 Temmuz’dan sonra yine ihraç ettiler.”

”Namaz kılanların ismini ver, seni atmayalım”

İlk ihraç döneminde yaşadığı baskıları şöyle anlattı:

“Bir albay açıkça ‘Namaz kılan birkaç kişinin ismini ver, seni atmayalım’ dedi. ‘Dindarları en iyi sen bilirsin, bize yardımcı ol’ teklifinde bulundu. Bugünkü etkin pişmanlık benzeri bir teklifi o zaman da yaptılar. Kabul etmedim.”

”2017’de de aynı teklif yapıldı”

Ünal, 2017 yılında da bir Sulh Ceza Hakimi tarafından benzer bir baskıya maruz kaldığını söyledi: “Salonu boşalttı, avukatları gönderdi. ‘Bir kişinin ismini ver, seni serbest bırakayım’ dedi. ByLock, telefon görüşmeleri hiçbirinin önemi yoktu. Bekledikleri tek şey geçmişime sövmem, insanları ihbar etmemdi.”

TSK’dan ihraç sonrası gazetecilik yaptığını, 28 Şubat sürecinde askeri mahkemelerde yargılandığını anlatan Ünal, 2016’daki ikinci ihraçtan sonra üç ay tutuklu kaldığını söyledi:

“30 yıl sonra aynı şeyleri yaşadım. Devlet, kendisine yapılan hizmetin bedelini bir şekilde size ödetiyor.”

23 yaşında otistik bir oğlu olduğunun altını çizen Ünal, ailesinin desteğiyle ayakta kaldığını ifade etti: “Eşim bana ‘Birine zarar verecek bir şey yaparsan karşıma çıkma’ dedi. Engelli oğlum, iki kızım var. Geleceği belirsiz bir dönemde sadece ailemin desteği güç verdi.”

Ünal, geçmişte insan hakları örgütlerinin ve basının ilgisinin bugün olmadığını belirterek şöyle konuştu: “12 Eylül’de, 28 Şubat’ta bir mahallemiz vardı. Şimdi ise birçok insan hakları örgütü bile kapısını kapatıyor. Siyasetçiler yolda görse yüzünü çeviriyor.”

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version