Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Medyada Trump’ın övgülerine dair bir burukluk var

Medyada Trump'ın övgülerine dair bir burukluk var


Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, ABD Başkanı Donald Trump‘ın son dönemde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a yönelik övgülerinin Türkiye’deki medya ve siyaset çevrelerindeki yansımasını ele aldı. Taşgetiren, “Bir dünya gücünün liderinin, sizin liderinize karşı övgüsü – yergisi önemlidir” diyerek, bu tür ifadelerin diplomatik ve psikolojik arka planına dikkat çekti. Farklı çevrelerden yapılan yorumlara yer veren Taşgetiren, ODA TV yazarı Gözde Sula, eski AKP milletvekili, Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay ve Yeni Şafak yazarı Nedret Ersanel‘in yazılarını aktararak, Trump’ın tutumunun medya ve kamuoyunda yarattığı “burukluk” duygusuna dikkat çekti.

Taşgetiren şöyle yazdı:

“Bir dünya gücünün liderinin, sizin liderinize karşı övgüsü – yergisi önemlidir. Ona ‘Dostum’ demeyi önemsiyorsanız, onun övgülerini de ‘dostluk’ ekseninde görebilir, önemli bulabilirsiniz. Ama ülkeler, bu tür jestleri değerlendirirken, söz konusu liderlerin psikolojisini ve beklentilerini de göz önünde bulundururlar. Eminim, bizim liderlik katmanımız da, bir ‘Trump değerlendirmesi’ yapmışlardır, yapıyorlardır. Medyada ‘Trump’ın övgüleri’ne dair bazı değerlendirmeler gördüm. Onları önemsedim. Burada paylaşayım da, ‘Devlet aklı’na katkı olsun istedim.

“Trump retoriği, isimleri överken onları sahneye sürmek üzerine kurulu”

Birisi ODA TV’den Gözde Sula‘dan. Gözde Sula, Trump’ın ‘övgüyü bir iletişim aracı olarak değil, bir atama stratejisi olarak kullandığı’ndan yola çıkarak şunları kaydediyor:

‘Trump siyasetinde kamuya açık bir iltifat, genellikle perde arkasında bir görevlendirme hazırlığının habercisi……. Trump retoriği, isimleri överken onları sahneye sürmek üzerine kurulu; bu onun klasik ‘önce parlat, sonra görevlendir’ yöntemi.’ (ODA TV, 14 Ekim 2025)

“Onun övgüsüne mazhar olma karşısında şöyle bir ‘selamünkavlen’ çekmek gerekebilir”

Bir ‘övgü’ değerlendirmesi de iktidara yakın bir isimden. Yasin Aktay‘dan. ‘Trump’ın övgüsüne mazhar olmak mı olmamak mı?’ diye sorduktan sonra şöyle yazıyor:

‘Doğrusu psikoloji ilmine müracaat ettiğimizde Trump’ın övgüsüne mazhar olmaya o kadar da büyük bir değer atfedilmemesi gerektiğini hemen anlıyorsunuz. Hatta onun övgüsüne mazhar olma karşısında şöyle bir ‘selamünkavlen’ çekmek gerekebilir, çünkü burada övgüler bir noktadan sonra insanları yönetme biçimine dönüşebiliyor.’Her şeyden önce Narsisist kişi, başkalarını överken aslında kendini övmektedir. Övdüğü kişiyi, kendi ideal benliğinin bir uzantısı olarak görür. ‘Sen harikasın, çünkü seninle bağlantılıyım.’ Bu, ‘Sen mükemmelsen, ben de öyleyim.’ anlamına gelir. Yani övgü, karşıdakine yönelik gerçek bir takdir değil, benlik idealinin yansımasıdır. ‘Narsisistik ilişkilerde sık görülen bir döngü vardır: Birincisi İdealleştirme aşaması: Karşı taraf aşırı övülür, ‘benzersiz’ ilan edilir. İkincisi, değersizleştirme aşaması: En ufak hayal kırıklığında kişi yerle bir edilir. Dolayısıyla övgü, sağlam bir bağın göstergesi değil, geçici bir manipülasyon aracıdır. Bu yüzden narsisistin övgüleri genellikle abartılı, ani ve bağlam dışı olur.’Bazı narsisistler ise övgüyü, karşısındakini bağımlı hale getirmek (duygusal borç duygusu yaratmak), onay ihtiyacını kendi elinde tutmak, ilerideki eleştirileri meşrulaştırmak için kullanır. Örneğin: ‘Seni gerçekten çok takdir ediyorum ama son zamanlarda eskisi gibi değilsin…’ Bu tür cümleler, önce yücelterek sonra yönlendirme mekanizmasının tipik örnekleridir.’

Yasin Aktay bu değerlendirmenin sonunu ‘Şükür ki, Erdoğan bu övgüye tav olacak biri değil’ cümlesi ile tamamlıyor. (15 ekim 2025)

“Trump’ın üslubu berbat, övüyor mu dövüyor mu belli değil”

Yine Yeni Şafak’tan bir değerlendirme. Nedret Ersanel‘den. Şöyle yazıyor:

‘Kahire’nin öznesi Trump’tır ve ama bu yüzden normal gelmesin; herhangi bir ülke liderinin, diğer ülke liderlerini sırayla yanına alarak resim çektirmesi protokolde rastlanan bir durum değil. Şık da değil. Estetik de durmadı. Aile fotoğrafıdır bu işin gereği, eşitler arasıdır, ilişkinin gücünü belirtir, o da çekildi, kafidir…’Şunu da ekleyip bitirelim; Trump’ın üslubu berbat. Övüyor mu dövüyor mu belli değil. Müstehzi ve ağır aşağılamaları var. Ortadoğu’da buna ses çıkarılmıyor olması kötü. Ama kamuoyları görüyor. Pek çok lider bu sınavdan geçemedi. Onların konuşmaları, Trump’ın eziklemelerinden daha fazla iç burktu…’ (15 Ekim 2025)

Bir burukluk var herkesin içinde. Herkes, Trump’ı İsrail parlamentosundan Mısır’a kadar izliyor ve tamam, Gazze’de katliamın hiç olmazsa ‘şimdilik’ durmuş olmasına ‘Tamam’ diyor, ya sonra?”

Yazının tamamı için tıklayın.

Exit mobile version