Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İBB’ye kayyım ihtimali piyasaları henüz etkilemedi!

Hukuka aykırı işlem ve eylemler, barış ve demokrasiden yana toplum kesimlerinde kırılma yaratıyor


Sözcü yazarı Erdal Sağlam, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun İngiliz ajanı olduğu iddiasıyla açılan dava sonucunda kayyım ihtimaline ve piyasanın durumuna değindi. Sağlam, “CHP kayyum davasının iptaline sevinen piyasalar, henüz İBB’ye kayyum ihtimaline tepki vermedi. Dün piyasaların açılışındaki tepki hareketleri çok sınırlı kaldı” dedi. 

Sağlam’ın yazısı şöyle: 

“CHP kayyum davasının iptaline sevinen piyasalar, henüz İBB’ye kayyum ihtimaline tepki vermedi. Dün piyasaların açılışındaki tepki hareketleri çok sınırlı kaldı. 

Dün öğlen saatlerinde borsa yüzde 0.5 oranında eksideydi. Bono fiyatları cuma gününe kıyasla fazla değişmemiş, 5 yıllık tahvil faizi cuma günündeki değerinin biraz altındaydı. CDS primleri ise sadece 1.5 puan yükseldi. Halbuki 19 Mart krizinde 47 puan birden yükselmişti

Özetle; 19 Mart krizindeki kadar piyasanın sert tepki vermediği açık. Ancak bu noktada henüz kayyum ihtimalinin fiyatlanmadığını, piyasaların şimdilik bu konudaki tartışmaları yakından izlemekle yetindiğini söylememiz gerekiyor.  

Peki, piyasa oyuncularının da şaşkınlıkla karşıladığı, bir türlü anlayamadığı yeni casusluk davasının kayyuma gittiği kesinleşirse ne olur? Bu tepkinin büyümesi kaçınılmaz olacaktır. Bu ihtimali belirten piyasacıların, şimdilik, “gerçekten bu davayı kayyuma kadar götürebilirler mi?” diye sorguladıklarına şahit oluyorum. 

Kimsenin yanıtını henüz bulamadığı sorulardan biri, “Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının, sadece Kavala örneğindeki gibi, süreci uzatmak ve başka davalar için zaman kazanmak için mi yapıldığı” sorusu. Buradan yola çıkılarak, “Sadece yapılacak seçimlere kadar İmamoğlu’nun içeride tutulması için mi tüm bunlar yapılıyor” sorusuna geliyoruz.  

Yoksa, her alanda olduğu gibi, rant getiren tüm işlerin tek bir elde toplanması kapsamında mı, bu dava oluşturuldu? Yani “ilçelerle birlikte, Büyükşehir belediyesinin de, atanan kayyumlarla sürecin götürülmesi” mi amaçlanıyor?  Böyleyse; casusluk davası İBB’ye kayyum atamanın yolunu açacak demektir. İstanbul’daki bazı ilçe belediye yönetimlerini almak için, CHP’li bazı meclis üyelerinin dava kapsamına alınması yetmeyince, transferler yapıldığına, buna rağmen kazanılamayınca seçimlerin iptal ettirilip, birkaç transfer daha yapıp, ilçe belediyesinin ele geçirildiğine, daha hafta sonunda şahit olduk. 

Kent uzlaşması nedeniyle içeri alınıp, çözüm sürecine ters düşünce bırakılmaları istenince yeni davalar açıldığını görmedik mi? Şişli Belediyesi’de olduğu gibi; kayyum eliyle, AKP’ye yakın işadamlarının iptal edilen işlerinin yeniden verildiğini görmedik mi?  

Yapılan transferlerin, Aydın Belediyesi’nde olduğu gibi, halktaki iktidara olan tepkiyi daha da büyüttüğü anketlere yansıyor. Gelen seçimi kazanmak için bu transferler yapılmış olsa, bu tür uygulamalardan artık geri durmaları gerekir ama devam ediyorlar. O nedenle de belediye rantlarının asıl mesele olduğu ihtimali, yani İBB’ye kayyum niyeti ağırlık kazanıyor. 

Bu davalar kanalıyla artırılan iktidar baskısının bir başka nedeni daha olabilir; güç gösterisini büyüterek, halkı yıldırmak ve sindirmek. Buradan yola çıkılarak, “CHP’nin tüm bu baskıların sonucunda, 19 Mart sonrasındaki kadar kalabalıkları mobilize edemeyeceği hesabı yapılıyor” olabilir.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın. 

Exit mobile version