DEM Parti’li Koçyiğit, Meclis’e gelecek savaş tezkerelerine ve bütçedeki savunma harcamalarına sert tepki gösterdi. 11. Yargı Paketi’nin sızan taslağını da eleştiren Koçyiğit, “Eğer sızan hali gerçekse durum vahim” diyerek, düzenlemenin resmileşmesini kabul etmeyeceklerini açıkladı.
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A–
Yazı Boyutunu Küçült
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Suriye, Irak ve Lübnan’a yönelik yeni askerî tezkerelerin Genel Kurul gündemine gelmesine sert tepki gösterdi.
Koçyiğit, “Aslında tam da barışı, silahsızlanmayı, çatışmasızlığı konuştuğumuz bu günlerde iktidarın yeniden Genel Kurul gündemine bir savaş tezkeresi getirmiş olmasının özel olarak dikkatlerinizi çekmek istiyoruz” diyerek konuşmasına başladı.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta asker bulundurma süresinin uzatılmak istenmesini eleştiren Koçyiğit, bu durumu “başka ülkelerin iç işlerine müdahale” olarak değerlendirdi. Koçyiğit, konuya ilişkin “Şimdi bu tezkereyle Türkiye’nin hem Suriye’de hem de Irak’ta asker bulundurmasının süresi uzatılmak isteniliyor ve hatta yeni askerler görevlendirilmek isteniliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Çünkü bu aslında bu tezkerelerin mantığı her ne kadar ülkenin güvenliği olarak nitelendirilse de en nihayetinde başka ülkelerin iç işlerine ve başka ülkelere müdahale olarak aslında müdahale olduğunu görüyoruz. Bu anlamıyla hem meşru değil hem de hukuki olmadığının altını çizelim” ifadelerini kullandı.
‘GÜVENLİK POLİTİKASI BÖLGEYİ KAOSA SÜRÜKLÜYOR’
Koçyiğit, Türkiye’nin mevcut güvenlik yaklaşımının hem içerde hem de bölgede istikrarı sağlamadığını, aksine krizleri derinleştirdiğini vurguladı. Aksine sorunları daha da derinleştirdiğine değinen Kılıç Koçyiğit, “Hatta neredeyse bölgeyi büyük bir kaosa, büyük bir şiddet sarmalına sürüklediğini hep beraber görüyoruz” dedi.
‘TEZKERE SÜREÇLE UYUMSUZ’
Beklenen tezkerenin bölgedeki siyasi ve sosyal gelişmelerle uyumlu olmadığını savunan Koçyiğit, halkların taleplerinin göz ardı edildiğine dikkat çekti.
“Suriye yönetiminin gereksinimleri’ deniliyor. Peki ‘Suriye yönetiminin gereksinimleri ile Suriye halkının gereksinimleri aynı mıdır?” diye soran Koçyiğit, sürecin esas muhatabının halklar olması gerektiğini vurguladı. Koçyiğit, “Bizim açımızdan halkların gereksinimleri temel olandır. O da demokratik birleşik bir Suriye’dir. Demokratik birleşik bir Suriye’nin inşa edilmesi ve kurulmasıdır. Fakat bu bakış açısından Türkiye’nin çok uzak olduğunu görebiliyoruz. Şimdi bizim açımızdan esas olan nedir? Suriye halklarının geleceğini Suriye halkları belirler. Suriye halklarına rota çizmek, Suriye halklarına dışarıdan reçetelerle kendilerine bir gömlek biçilmesi, bir dayatma içerisinde olmasını kabul etmiyoruz. Kimisi bunu kendi çıkarları, ekonomik çıkarları gerekçesiyle yapıyor. Kimileri bunu güvenlik gerekçesiyle yapıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin dış politikasını eleştiren Koçyiğit, Ankara’nın Suriye’ye yönelik yaklaşımını “müdahaleci ve dizayn etmeye yönelik” olarak tanımladı. Koçyiğit, “Suriye’yi dizayn etmeye çalışan, Suriye’nin neredeyse kendi bir uzantısı gibi ele alan bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Bunlar kabul edilebilir değil” dedi.
‘ORTADA BAMBAŞKA BİR SÜREÇ VAR’
Koçyiğit, geçmişte atılan adımları hatırlatarak hükümete “çelişki” eleştirisinde bulundu. Koçyiğit, “27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın çağrısı olmadı mı? Kongre’de alınan kararları PKK ilan etmedi mi? 11 Temmuz’da PKK silahlarını yakmadı mı? Bütün bu soruları sormamız gerekiyor. Suriye açısından baktığımız zaman bugün Suriye demokratik yönetimi ile SDG ile hükümet arasında geçici hükümet arasında bir diyalog ve müzakere süreci yok mu? Entegrasyon süreci başlamamış mı? Alt komiteler kurulmamış mı? Bu komitelerin kurulmasına uluslararası güçler destek vermiyor mu? Anladığımız kadarıyla basına yapılan açıklamalardan Türkiye’nin bu sürecin parçası olduğuna dair beyanlar var. Peki bütün bunları nereye koyacağız? Ortada bambaşka bir hakikat, bambaşka bir süreç var” ifadeleriyle, mevcut siyasi sürecin tezkereyle çeliştiğini belirtti.
Suriye’deki yönetim ve SDG arasında süren diyaloglara da dikkat çeken Koçyiğit, bu sürecin varlığına rağmen Türkiye’nin hala askerî müdahaleyi tercih etmesini eleştirdi.
SAVUNMA HARCAMALARININ ARTIŞINA TEPKİ
Koçyiğit, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi beklenen 2026 bütçesine ilişkin verileri paylaşarak, savunma ve güvenlik harcamalarındaki artışı eleştirdi.
Koçyiğit şunları söyledi: “Yüzde 11.4… Söylediğim sağlık değil. Söylediğim eğitim değil. Söylediğim insanların refah payı değil. Savunma harcamaları. Bu ülkenin bütçesinin yüzde 11.4’ü savunma harcamalarına gidiyor. E soruyoruz savaşta mıyız? Sorduğumuzda ‘hayır savaşta değiliz’ deniliyor ama bütçemizin çok önemli bir kısmını savunma harcamalarına harcanıyor. Bu ülkede çocuklar bir simit alamıyor, bir ayran alamıyor. Bütün gün okulda bir temiz suya erişemiyor. Sorsanız ama hiçbir sorun yok.”
Kaynak: ANKA
DEM Parti
CHP’de Fırtına Öncesi Sessizlik: İl Kongreleri Tamam, Kritik Dava Kapıda
MHP 81 İlde ‘Komşu’ Ziyaretlerine Başlıyor
Kadıköy’de Skandal! Stadı Apar Topar Terk Etti
TFF’den Çıldırtan Karar! Tepki Üstüne Tepki Yağıyor
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***