HABER MERKEZİ – Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye halklarını her türlü tehdide karşı savunan QSD’yi tasfiye etmek için hem Geçiş Hükümeti’ne baskı kuruyor hem de ABD’ye yön vermeye çalışıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te Meclis’te yaptığı açıklamalar ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci devam ediyor. Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, çalışmalarını farklı çevreleri dinlemekle sürdürüyor. DEM Parti başta olmak üzere birçok çevre, komisyonun, sürecin başmüzakerecisi olan Abdullah Öcalan ile görüşmesi için çağrıda bulundu. Ancak bu konuya dair henüz bir adım atılmadı. Öte yandan Kürt sorununun çözümüne dair iktidar/devletin ne gibi adımlar atacağı belirsizliğini koruyor.
Süresi zamana yaymakla eleştirilen iktidar, çözüm noktasında adım atmamanın yanı sıra sık sık Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni hedef alıyor. Abdullah Öcalan’ın “kırmızı çizgimdir” dediği ve Kürtlerin büyük bedellerle koruduğu Özerk Yönetim’e dönük tehditler kamuoyunda sürece olan kuşkuları arttırıyor. Özellikle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kullandığı dil süreci zehirliyor.
HALKLAR DÜŞMAN, DAİŞ ARTIKLARI DOST!
Kuzey ve Doğu Suriye’deki yapıyı tehdit olarak gören Türkiye, El Kaide ve DAİŞ içerisinde yer alan paramiliter grupların temelini oluşturduğu Heyet Tehrir El Şam’ı (HTŞ) ise kucaklıyor. Türkiye, Suriye’deki Geçiş Hükümeti’nin başındaki HTŞ yöneticisi Ahmed Şara’ya “kardeşim” derken, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ermeniler ve farklı inanç topluluklarının inşasında yer aldığı Özerk Yönetim’i düşman olarak görüyor.
ŞARA’YA TALİMAT
Türkiye, Özerk Yönetim’i tasfiye etmek ve HTŞ’ye teslim olmalarını sağlamak için sahada tüm düğmelere basmış durumda. Bir yandan Arap aşiretleri Özerk Yönetim’e karşı harekete geçirilmek isteniyor, diğer yandan MİT eliyle bölgedeki aktörler yönlendiriliyor. Tek hedef ise Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesindeki halkları bugüne kadar tüm tehditlere karşı savunan QSD’yi tasfiye etmek.
Türkiye’nin bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Geçiş Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’ya “ültimatom” verdiği öğrenildi. Türkiye’nin Şam’da bulunan ofisi üzerinden, ABD’li Cumhuriyetçi Kongre üyesi Abraham J. Hamadeh ile yapılacak görüşme öncesi kimi uyarılar yapıldı.
Şara’dan QSD ve PKK’yi suçlaması, yine Süveyda’ya dair bilgiler verilmesi istendi. Şara üzerinden Hamadeh’e iletilen bazı maddelerin şunlar olduğu öğrenildi:
*QSD, 10 Mart’ta Şara ile QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdi arasında imzalanan antlaşmanın gereklerini yerine getirmiyor. Fransa gibi ülkeler ile yeni bir arayış içerisinde.
*QSD, talimatlarını PKK’den alıyor. Bu durum da Türkiye’de güvenlik endişesine yol açıyor. ABD, QSD’yi silahsızlandırmada yardımcı olmalıdır.
*Özerk Yönetim bölgelerinde bulunan bazı kentlerde Araplar göçe zorlanıyor.
*QSD ve PKK, eski rejim subaylarını askeri kamplarda tutuyor ve Suriye Geçiş Hükümeti’ne karşı savaştırmayı planlıyor.
*İran, PKK üzerinden ?Kuzey ve Doğu Suriye’de varlığını sürdürüyor ve bu durum ABD için tehdit oluşturuyor.
*PKK, Suriye petrollerini istismar ediyor ve bu tüm Suriyeliler için ekonomik sıkıntı yaratıyor.
*QSD, Arap bölgelerindeki altyapıyı bilerek yok etmeye çalışıyor.
*QSD, cezaevlerindeki DAİŞ’lileri kullanarak Suriye politikasını dış devletleri dahil ediyor.
*QSD, Süveyda’daki iç karışıklığı sırasında eski rejim askerlerinden oluşan milisleri destekledi. Savunma Bakanlığı askerlerini öldürdü, sivillere işkence yaptı.
*QSD, Suriye’deki iç karışıklığı Süveyda ve Peravê üzerinden komşu ülkelere yaymak istiyor.
*QSD, Suriye hükümetine katılmak istemiyor, Mart antlaşmasını yok sayıyor.
MA / Erdoğan Altan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***