Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘TikTok’ da Trump ‘yandaşı’ olursa?

‘TikTok’ da Trump ‘yandaşı’ olursa?


ADEM YAVUZ ARSLAN | HABER ANALİZ

ABD siyasetinde TikTok tartışması yıllardır “ulusal güvenlik” ekseninde yürütülüyor. Çinli ByteDance’in sahip olduğu popüler sosyal medya uygulaması, Amerikalı kullanıcıların verilerini Pekin’e aktarabileceği ve Çin propagandasına araç olabileceği gerekçesiyle hedefteydi. Biden yönetimi döneminde çıkarılan yasa ile uygulamanın Amerikalı bir şirkete satılması veya yasaklanması öngörüldü.  Yüksek Mahkeme de bu yaklaşımı destekledi.

Ancak Donald Trump’ın başkanlığa dönüşüyle tablo değişti. Trump, yasayı askıya aldı ve süreci “bir anlaşmaya” dönüştürdü. Şimdi masada, ByteDance’in hisselerini yüzde 20’nin altına düşüren ve geri kalan payları Amerikalı yatırımcılara açan bir model bulunuyor. Bu yatırımcıların başında Oracle ve teknolojiyle medya alanında hızlı şekilde büyüyen Ellison ailesi geliyor.

‘TikTok’ Trump yanlısı olursa!

Burada kritik bir soru ortaya çıkıyor: Eğer TikTok’un Amerikan versiyonu Trump’a yakın iş insanlarının kontrolüne geçerse, bu ABD demokrasisi için ne anlama gelir?

Öncelikle, sosyal medyanın modern demokrasilerdeki rolünü göz ardı etmemek gerekir. TikTok yalnızca gençler arasında popüler bir eğlence platformu değil, aynı zamanda siyasi mobilizasyon ve kamuoyu şekillendirme gücüne sahip bir mecra. Bu kadar geniş erişime sahip bir aracın, siyasi bağlantıları güçlü bir aile veya grubun elinde olması, demokratik denge açısından hassasiyet yaratır.

İkinci olarak, medya ve teknoloji alanında hızlı konsolidasyonun riskleri söz konusu. Oracle’ın bulut altyapısı, Ellison ailesinin film stüdyosu ve haber kanallarıyla birleşince, aynı elde hem içerik üretimi, hem dağıtım, hem de kullanıcı verilerinin kontrolü toplanabilir. Bu ölçekte bir dikey entegrasyon, ABD’de şimdiye kadar görülmemiş boyutta bir güç yoğunlaşmasına yol açar.

Dahası, sosyal medya alanında mevcut tablo Trump açısından avantajlı. X ve Facebook, özellikle siyasi içerik ve algoritmalar açısından uzun süredir Trump’a yakın eğilimler gösteriyor. Bu platformlar zaten onun mesajlarının hızla yayılmasına ve kitlesini harekete geçirmesine hizmet ediyor.

Bu mevcut ekosisteme TikTok gibi devasa bir platformun da eklenmesi, Trump ve destekçileri için dijital iletişimde neredeyse tekelleşme riski doğuruyor. Artık sadece seçmenleri bilgilendirmek değil, kamuoyunu şekillendirmek ve gündemi belirlemek bakımından Trump’ın etki alanı ciddi şekilde genişlemiş oluyor.

TikTok’un kullanıcı kitlesi genç ve son derece aktif.

Bu demek oluyor ki, sadece X ve Facebook değil, milyonlarca genç kullanıcı üzerinde de benzer bir etki alanı yaratılabilir. Amerikan demokrasisi açısından bu, tek bir siyasi grubun dijital araçlar üzerinden geniş kitlelere doğrudan erişimi ve kamuoyu algısını şekillendirme gücünün artması anlamına geliyor.

Medya ve teknoloji üzerindeki bu yoğunlaşma, ifade çeşitliliğini azaltabilir ve tarafsız bilgi akışını ciddi şekilde sınırlandırabilir.

Ulusal güvenlik mi; eş-dost akraba mı?

Üçüncü olarak, çıkar çatışmaları meselesi var. Bir teknoloji devinin, aynı zamanda başkanla yakın ilişkileri olan yatırımcıların eline geçmesi, düzenleyici kurumlara duyulan güveni zedeleyebilir. Vatandaşların aklında şu soru belirecektir: Alınan kararlar ulusal güvenlik için mi, yoksa siyasi dostlukları korumak için mi?

Son olarak, ulusal güvenlik argümanı tartışmalı bir noktaya taşınıyor. Eğer amaç Çin’in etkisini sınırlamaksa, algoritmanın hâlâ ByteDance’in kontrolünde kalması bu hedefi boşa düşürüyor. Yani yasak ve satış baskısı sürecin başında ulusal güvenlik gerekçesiyle savunulurken, gelinen nokta bu gerekçeyi zayıflatıyor.

Özetle, TikTok meselesi yalnızca ABD-Çin rekabetiyle ilgili değil. Aynı zamanda, Amerikan demokrasisinin medya ve teknoloji üzerindeki güç dağılımını nasıl şekillendireceğiyle de doğrudan bağlantılı. Trump’a yakın yatırımcıların bu platformda söz sahibi olması, kısa vadede Washington’daki pazarlıkların bir sonucu gibi görünebilir.

Ancak uzun vadede, ifade özgürlüğünden seçim süreçlerine kadar geniş bir alanda etkiler doğurabilecek bir risk taşır.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version