CHP İstanbul İl Başkanlığı’na ‘kayyım’ olarak atanan Gürsel Tekin, “Beni CHP il binasına sokmayacak bir babayiğit yoktur. Ben oraya kavga etmek değil, kucaklaşmak, sorunu gidermek için gidiyorum. Hayatım en sabırlı dönemindeyim. Yumuşak başlıyım ama uysal koyun değilim. Artık tahammül sınırlarımı zorlayan herkesi üzebilirim. AKP’nin kucağına oturduğum gibi çirkin sözler bile edildi. Bunlar çok çirkin sözler.” dedi.
Gürsel Tekin, mahkemenin ‘kayyım’ kararı, parti binasına nasıl gideceği ve hakkındaki iddialarla ilgili olarak Sözcü’den Saygı Öztürk’ün sorularını cevapladı. Tekin, şunları söyledi:
- Parti binasındaki arkadaşlarımızla kucaklaşmaya gidiyorum. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından durdurulan mahalle seçimleri ve ilçe kongrelerinin devamını öngördü. Bu karar bizi çağrı heyeti olarak da meşrulaştırmıştır. İlçelerimiz doğası gereği bize başvuracaklar. Yani bizim bir arada olmak gibi bir görevimizin olduğunu parti yöneticilerinin bilmesi lazım.
- Öfkeyle bazı arkadaşlarımızın böyle gereksiz laflar etmeleri doğrusu partiye çok zarar veriyor. CHP ilkeleri, tüzüğü neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.
- Ben, genel başkandan randevu istemiştim. Cevap gelmedi. Oysa benimle görüşme olsaydı işler bu hale gelmezdi. Sabah 07.00’den önce yalnız il binamızda değil, eski il binamız önünde bile içeriye girmemi engellemek için hazırlık yapılmış.
- Aslında telaşı, kavgayı, öfkeyi gerektirecek bir şey yok. Biz, bu evin çocuklarıyız. Bir sıkıntı, sorun var. Sorunu artırmak değil, çözmek istiyoruz.
- Bizleri il binasına sokmamak için arkadaşlarımız her türlü demokratik haklarını kullanabilirler. Çatışmaya girecek durumda değiliz. Biz, görevimizi yapacağız. Binaya saat 12.00’de gideceğiz.
- Kongre süreciyle ilgili hukuki bir sorun var. Bu sorun nedeniyle görevlendirildik. Tüzüğümüze uygun şekilde eksikliklerin giderilmesine çalışacağız ve yarın (bugün) gittiğimizde il başkanımız Özgür Çelik kardeşimiz ve partinin diğer yöneticileriyle kucaklaşacağız.
“Peki sizi sokmak istemezlerse tutumunuz ne olacak?” sorusu üzerine ise Tekin şöyle konuştu: “Baba evine girmeme kimse engel olamaz, olmamalı. Beni il binamıza sokmayacak babayiğit de yoktur. Babamın evine beni sokmayacaklarmış. Olur mu böyle şey. Kim sokmayacakmış görelim. Yaşanan olayların sorumlusu ben değilim. Amacım bir an önce partimizi bu süreçten kurtarmaktır.”
Hiçbir suç ortaklığının parçası değilim
CHP’ye yönelik soruşturmalara da değinen Gürsel Tekin, hiçbir suç ortaklığının parçası olmadığını belirtti. Ama kimlerin suç ortaklığının parçası olduğunu, kimlerin kimlerin ofisine gittiğine bakılması gerektiğini anlattı. İitirafçılar Aziz İhsan Aktaş’ın, Ertan Yıldız’ın arkadaşı olmadığını söyledi: “Hayatım en sabırlı dönemindeyim. Yumuşak başlıyım ama uysal koyun değilim. Artık tahammül sınırlarımı zorlayan herkesi üzebilirim. AKP’nin kucağına oturduğum gibi çirkin sözler bile edildi. Bunlar çok çirkin sözler. Beni CHP il binasına sokmak istemezlerse bile ben girerim. Çünkü orası baba evi. Baba evine de elimi-kollumu sallayarak girerim. Yalnız il binasında değil, eski il binamızın, hatta ilçe binalarının önünde bile önlem alınıyor. Keşke bu kudretlerini belediye başkanlarımız götürülürken gösterseydiler.”
Mal varlığımı yeni mi keşfetmişler?
Uzun yıllar dostluğu olan bazı gazetecilere de kırgınlığını anlatan Tekin, mal varlığıyla ilgili iddiaları da şöyle cevapladı: “Çağrı heyetinde yer alınca ayıp ve çirkin şeyler ortaya atıldı. 11 şirketimin olduğu, 300 dairemin bulunduğu, 17 tripleks villam, 15 akaryakıt istasyonumdan söz edildi. 15-20 yıldır dostluğum olan ofisime gelip giden bu arkadaşlar mal varlığımı yeni mi keşfettiler. Biri 1990’larda, diğeri 2019’da edindiğim iki dairem, eşimin bir dairesi bir de otomobilimiz var. 30 yıldır krediyle geçiniyorum. Yarından itibaren başka cümle kullanılırsa kendilerini üzerim.”
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***