İstanbul sokakları: Barış olursa savaşa giden para halka gelir

İSTANBUL – Süreci desteklediklerini belirten İstanbullu yurttaşlar, Türkiye’de hereksin özgür ve demokratik haklara sahip olması gerektiğini belirterek, “Barış olursa savaşa giden para halka gelir” mesajı verdi. 

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ile devam ediyor. İstanbul’da sürece dair konuşan yurttaşlar, Türkiye’de artık kimsenin ölmesini istemediklerini belirterek, kalıcı bir barışı desteklediklerini ifade etti. 

 

Psikiyatrist Burcu Çolak, Türkiye’de en çok kadın, çocuk, LGBT’ler’in yanı sıra Kürtlerin ezildiğini belirerek, “Barış başta ezilenler olmak üzere herkes için gereklidir. Türkiye’de kurumsal barış düzleminden gitgide uzaklaşıyoruz. Kalıcı bir barışın sağlanması için okullarda, devletin bütün organlarına barış kültürü gelmedikçe, devlet politikalarında eşitlik ve insan hakları uygulanmadıkça kalıcı bir barış sağlanmaz. Çünkü toplum bundan etkileniyor. Özellikle son yıllarda gençler, çocuklar barıştan daha uzak bir kültürle yetiştirilmeye başlandı. Gençlik çok dirençli ve buna karşı direniyor. Bunun sonuçlarını ileride göreceğiz. Barış birdenbire gelecek bir şey değildir. Barış, kadın-erkek eşitliği olduğunda, çocuklar ezilmediğinde, hiç kimse ırkından dolayı ezilmediğinde ve bu bir kültür haline gelecek. Herkes kendi hayatında yaptığı ayrımcılıklara bakıp bununla yüzleşirse ve bunun politik bir mesele olduğunu anlayıp mücadele ederse ülke ve dünya değişecektir” dedi. 

 

‘BARIŞ OLURSA EKONOMİ DE DÜZELİR’

 

Türkiye’de refah ve huzurun olmasını isteyen herkesin barış istediğini vurgulayan Erol Aygün isimli yurttaş, “Özellikle bu tür süreçlerde bazıları barış istemiyor. Barışı sağlamak için kuvvetli olmak gerekiyor. Kuvvet yoksa barış olmaz ve insanlar da ezilir. Barış olursa huzur da olur, ekonomimiz de düzelir. Silaha harcanan ekonomik gelir savaşa gitmez, halka gelir. Savaşa giden para artık halka  gelsin” diye belirtti. 

 

‘KÜRTLER KENDİ DİLİNİ ÖZGÜRCE KONUŞMALI’

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) emekli olduğunu söyleyen İbrahim Yaska, süreci olumlu karşıladığını ifade ederek, askerlik yaptığı dönemde Kürtçe konuşanların komutanlar tarafından tokatlandığını anımsattı. Yaska, “Afyon’lu bir Türküm. Askerlik yaparken, Kürtçe konuşan askerlerin Kürtçe konuştuğu için komutanlar tarafından tokatlandıklarına şahit oldum. Çok üzülüyordum. Bugün İngilizce, Fransızca derslerine müsaade ediliyor. Kürtler de Kürtçe şarkısını söylesin, Kürtçe dilini konuşsun. Türkiye’de bazı kafatasçı milliyetçiler var. Bunlar sürece karşı olup bundan oy bekliyorlar. Bugüne kadar mehmetçiğimiz, polisimiz öldü. Kürt de, polis de, asker de ölmesin. Kardeşlik olsun. Biz Çanakkale Savaşı’nda beraberdik. Dış güçler, silah satanlar sürece karşılar. Devlet Bahçeli’nin de ellerinden öpüyorum. Bundan sonra barışla devam etsin. İnşallah herhangi bir olumsuzluk olmaz.  Savaş olmadığı zaman ekonomi de canlanır. Barış ve huzur olsun istiyorum” ifadelerini kullandı. 

    

‘SORUNLAR HEP BERABER ÇÖZÜLMELİ’

 

Ercan Kar, sürecin başlamasına rağmen hukuksuzlukların devam ettiğine dikkat çekerek, “Bir süreç var ama öbür taraftan da devlet bütün belediye başkanlarını tutukluyor. Sorun çözülecekse bir bütün olarak çözülmelidir. Anti demokratik uygulamalar devam ettikçe Kürt sorunu nasıl çözülecek? Daha önce Kürt belediye başkanlarını içeriye atıyorlardı. Şimdi CHP’li belediye başkanları cezaevine giriyor. Bu anti demokratik politikalara karşı bu hükümetin gitmesi gerekiyor. Bu hükümet gitmediği sürece çözüm olmaz” dedi. 

 

MA / Melik Çelik