Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

F tiplerinin devamı niteliğinde, insan onuruyla bağdaşmıyor

F tiplerinin devamı niteliğinde, insan onuruyla bağdaşmıyor


İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishaneler Alt Çalışma Grubu, 29 Ağustos’ta Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gerçekleştirdiği ziyarette tutuklu ve hükümlülerle yüz yüze görüşmeler yaparak ve farklı hapishanelerden gelen mektupları inceleyerek “kuyu tipi” denilen cezaevleriyle ilgili bir rapor hazırladı.

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın danışmanı Murat Ongun, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutulurken 13 Nisan’da Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlimli Cezaevi’ne nakledilmişti.

Baro’nun hazırladığı raporda, mahpusların günün 23 saatini havalandırmasız hücrelerde geçirdiği, pencerelerin metal levhayla kapatıldığı ve temel hakların ihlal edildiği tespit edildi. Baro, kuyu tipi cezaevlerinin kapatılmasını istedi.

Kısa Dalga’da yer alan habere göre, baronun hazırladığı rapor şöyle:

“Günün 23 saati hücrede geçiyor”

Mahpusların anlatımına göre, en önemli sorun, hücrelerin önünde havalandırma alanı bulunmaması. Bu nedenle mahpuslar günün 22,5 veya 23 saatini hücrede geçiriyor, havalandırma için hücrelerinden çıkarılarak hapishanenin başka bir bölümüne götürülüyor.

Hapishanede yazlık ve kışlık olmak üzere iki farklı havalandırma bulunuyor. Mahpuslar, yazlık havalandırma alanının beton duvarlardan ibaret olması nedeniyle çok sıcak olduğunu, kapısı açılır açılmaz sıcak hava dalgasının çarptığını, farksız olduğunu söyledi.

Rapora göre, mahpuslar yalnızca aynı koridorda tutulan diğer mahpuslarla beraber havalandırmaya çıkarılıyor. Fiziken bu sayının en fazla altı kişi olması gerekirken, mahpuslar üç kişilik gruplar halinde havalandırma alanına götürüldüğünü söyledi.

Öte yandan, havalandırma hücrenin önünde olmadığı için 1,5 saatlik havalandırma süresinde yağmurdan ve güneşten korunmak da mümkün değil. Ayrıca, tuvalet gibi acil ve kişisel gereksinimlerinin karşılanması olanaksız durumda. Havalandırma saati dolmadan bir ihtiyaç nedeniyle hücreye geri dönen mahpus, tekrar havalandırmaya çıkarılmıyor.

Raporda, kanuna göre, havalandırma hakkının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hükümlü olanların dışındaki tüm tutuklu ve hükümlüler için, sabah sayımında havalandırma kapısının açılması ve akşam sayımında kapatılması şeklinde uygulandığı hatırlatıldı. Tutuklu ve hükümlülerin havalandırma hakkı ise sadece “hücreye koyma cezası” denilen disiplin cezasının infazı sırasında kısıtlanabiliyor. Oysa, Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki uygulama sebebiyle her gün hücre cezası şeklinde geçiriliyor. Mahpuslar, bu durumu “Ya oturmak ya uzanmak zorundayız, hareket alanımız dar. Bu durum sürekli uykulu bir hal yaratıyor ve eklem ağrılarına neden oluyor” diyerek anlattı.

“Hücre fanusa benziyor”

Cezaevinde hücrelerin tek hava alma imkanı demir parmaklılarla kapatılmış pencereler, ancak bunların önü de delikli bir metal levhayla kapatılmış durumda. Avukat görüş yerlerindeki koridorda bulunan pencerenin de aynı şekilde kapatıldığını gözlemleyen avukatlar, bu nedenle hava akışının oldukça zor olduğunu rapora aktardı. Görüşülen mahpuslar, hava akışı sağlanamadığı için hücreleri fanusa benzetti.

“Hücreler kamerayla izleniyor”

Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki hücreler bir veya üç kişilik şekilde dizayn edilmiş. Mahpuslar, üç kişi tutulan hücrelerin diğer tiplerdeki hapishanelere göre daha dar olduğunu aktardı. Ayrıca, kameralar aracılığıyla hücrelerin içindeki yaşam alanı da izleniyor.

Raporda, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre, “firara karşı” çatılar, koridorlar, giriş alanları, ziyaret alanları ve havalandırma alanlarının zaten izlendiği belirtildi. Mahpusların kapıları kapalı tutulan yaşam alanlarının kameralarla sürekli olarak izlenmesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığının kaydedildiği raporda, mahpusların her anının takip edilmesinin özel hayatın gizliliğine de aykırı olduğu vurgulandı.

“Elektrik kesilirse kapılar açılmıyor”

Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki hücre kapıları diğer tipteki hapishanelerde olduğu gibi gardiyanlar tarafından anahtarla açılmıyor. Kapılar, hapishanenin başka bir bölümünde olan kontrol odasından açılıyor. Tutukluların aktardığına göre, elektrikli sistemin arızalanması veya çalışmaması durumunda ya da elektrik kesintisi halinde kapının açılmasının imkanı yok. Bu durumda acil sağlık müdahalesi gibi durumlarda kapının açılması için önce arızanın giderilmesini mecbur kılıyor.

“Sohbet hakkı uygulanmıyor”

Raporda, Adalet Bakanlığı’nın genelgesine göre, tutuklu ve hükümlülerin 10 kişiyi aşmayacak gruplar halinde ve idarenin gözetiminde haftada toplam 10 saati aşmamak üzere sohbet amacıyla bir araya getirilmesi gerekiyor. Ancak Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki mahpuslar, “sohbet hakkı”nın hiç uygulanmadığını, aynı genelgeyle düzenlenen “spor hakkı”nın ise ayda bir defa bir saatliğine uygulandığını iletti.

“Kelepçe ile muayene”

Rapora göre, mahpuslar hastaneye götürülmeden önce gardiyanlar tarafından aranıyor. Daha sonra da jandarma tarafından tekrar aranıyor. Aramayı ve arama sırasında ayakkabılarını çıkarmayı kabul etmezlerse, hastaneye gidemiyorlar. Hastaneye gidebilenler ise kelepçe ile muayene edilmeyi kabul etmezlerse tedavi olamıyor. Tutuklu ve hükümlüler, götürüldükleri Çorlu Devlet Hastanesi’nde kendileri için bir alan olmadığı gerekçesiyle ring aracının içinde bekletildiğini söyledi. Saatler sürebilen bu bekleyiş mahpuslar için eziyete dönüşüyor.

“Kitap, kalem, mektup yasakları”

Rapora göre, hücrede 10 kitaptan fazlasını bulundurmak yasak, yayınevleri tarafından gönderilen kitaplar da aynı nedenle verilmiyor. Ayrıca, hücrede yalnızca bir mavi ve bir siyah tükenmez kalem bulundurmaya izin var. Berberin bulunmadığı cezaevinde sık ve keyfi bir şekilde mektup yasağı da uygulanıyor. Tahliye olan tutukluların gönderdikleri hediyeler de daha önce aynı hapishanede kalmış olmaları nedeniyle verilmiyor.

“F tiplerinin devamı niteliğinde”

Raporun sonuç bölümünde, Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nin 2021 yılından itibaren yapılan “yeni tip hapishaneler”den biri olduğu belirtildi. Bu hapishanelerin “Y” ve “S” tipi olarak adlandırıldığı kaydedilerek, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre ülke çapında 13 tane Y tipi, 23 tane yüksek güvenlikli cezaevi, yedi tane S tipi kapalı cezaevi bulunduğu belirtildi.

Bu hapishanelerin F tipi hapishanelerin devamı olduğu vurgulanan raporda, bu hapishanedeki koşulların “kuyu tipi” tanımlamasını ortaya çıkardığı belirtildi. Raporda, görüşmeler ve mahpus mektuplarından edinilen bilgilere göre kuyu kuyu tipi hapishanelerin tutulma koşullarının insan onuruyla bağdaşmadığı ifade edildi.

“Mahpuslar açlık grevinde”

Rapora göre, kuyu tipi hapishanelerin kapatılması talebiyle Fikret Akar ve Serkan Onur açlık grevinde. Diğer kuyu tipi hapishanelerde bulunan sekiz tutuklunun da aynı sebeple açlık grevinde olduğu biliniyor.

Raporda, açlık grevi sürdüren mahpusların taleplerinin karşılanması, ceza hukukunun temel ilkelerine, hukuka ve var olan kanunlara aykırı bir şekilde inşa edilen kuyu tipi hapishanelerin kapatılması, yapımını da son verilmesi gerektiği belirtildi.”

Exit mobile version