Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ülke her alanda en dibi gördü: Yıkımın adı Saray iktidarı

Ülke her alanda en dibi gördü: Yıkımın adı Saray iktidarı


Ekonomiden sağlığa, yargıdan eğitime dek her alanda yıkıma neden olan iktidar, tek adam rejimine geçişle birlikte ülkeyi büsbütün uçuruma sürükledi. Ülkedeki icra dosyaları patladı, asgari ücret eridi, halkın borcu katlandı. Yargı bir sopa haline getirildi, eğitim ve sağlık ise sermayeye teslim edildi.

Birgün’de yer alan haber göre, Saray yönetimi ülkeyi ekonomiden sağlığa, eğitimden yargıya dek her alanda cehenneme çevirdi. Türkiye, uluslararası pek çok listede küme düşerken derinleşen yoksulluk halkı bezdirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle beraber çöküş hızlandı. Tüm yetkiyi üzerinde toplayan tek adam rejimi hiçbir konuda sorumluluk almadı. Her doğal afet bir felakete dönüşürken ülkenin en önemli kurumlarının içi boşaltıldı. Gençler iş bulma kaygısıyla yaşarken işçiler, memurlar, emekliler sefalet ücretiyle yaşamaya mahkum edildi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in derlediği veriler, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçtiği 2018 yılından bu yana geçen yedi yıllık süreçte, ekonomik göstergelerdeki bozulmayı çarpıcı şekilde ortaya koydu.

HALKIN BORCU 9 KAT ARTTI

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle beraber vatandaşların refah seviyesinin düştüğünü ve borçlanarak yaşamlarını idame ettirmeye çalıştı. “2018 yılında bireylerin bankalara olan borç toplamı 582 milyar 728 milyon TL iken, 2025’te bu tutar 5 trilyon 92 milyar 932 milyon TL’ye yükseldi. Aradaki fark 4 trilyon 510 milyar 204 milyon TL oldu. Aynı şekilde, ödenmediği için takibe alınan bireysel borç tutarı da 18 milyar 705 milyon TL’den 197 milyar 413 milyon TL’ye çıkarak 178 milyar 708 milyon TL arttı. Bu, yaklaşık 10 katlık bir artışa karşılık geliyor.

BANKAYA BORÇ

  • 2018: 528 milyar
  • 2025: 5 trilyon 92 milyar

İCRA DOSYALARI RESMEN PATLADI

2018 Temmuz ayında icra dairelerinde bulunan toplam dosya sayısı 19 milyon 234 bin 629 iken, bu rakamın 2025’te 24 milyon 440 bin 618’e çıktı ve 5 milyon 205 bin 989 yeni icra dosyası eklendi, Ocak-Temmuz 2018 döneminde gelen yeni icra dosyası sayısı 4 milyon 320 bin 859 iken, 2025’in Ocak-Ağustos döneminde bu sayı 6 milyon 380 bin 945 oldu. Bu da yüzde 47’lik bir artışa işaret ediyor.

İCRA DOSYASI

  • 2018: 19 milyon 234 bin
  • 2025: 24 milyon 440 bin

TARIM SEKTÖRÜ BORÇ İÇİNDE

2018 yılının Temmuz ayında 101 milyar 464 milyon TL olan tarım sektörünün toplam borcu, 2025 yılı itibariyle 1 trilyon 56 milyar 623 milyon TL’ye yükseldi. Bu, yaklaşık 955 milyar 159 milyon TL’lik bir artışa karşılık geliyor. Sadece bankalara takibe düşen borçlar da aynı dönemde 2 milyar 936 milyon TL’den 7 milyar 653 milyon TL’ye çıkarak yüzde 160 artış gösterdi.

ASGARİ ÜCRET SÜREKLİ ERİDİ

Asgari ücret de bu süreçte gram altın karşısında değer kaybetti. 2018 Temmuz ayında gram altın 184 TL idi ve asgari ücretle 8,71 gram altın alınabiliyordu. Bugün gram altın 4 bin 379 TL’ye ulaşırken, asgari ücret 22 bin 104 TL oldu. Ancak bu ücretle yalnızca 5,05 gram altın alınabiliyor. Yani bir asgari ücretlinin altın alım gücü 3,66 gram düşmüş durumda.

EMEKLİLER ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDI

2018 yılında emekli olduktan sonra çalışmak zorunda kalan kişi sayısı 687 bin 525 iken, 2025 Mayıs ayı itibariyle bu sayı 2 milyon 159 bin 253’e yükseldi. Bu, 1 milyon 471 bin 728 kişilik bir artışı ve yüzde 214’lük bir sıçramayı ifade ediyor. Saray yönetiminin ülkeyi uçuruma sürüklediği tek alan ekonomi değil. Ülke yargı, demokrasi endeksi, eğitim, sağlık gibi her alanda duvara tosladı.

YARGI KRİZDE

Yargı, iktidarın elinde muhalefeti susturmak için resmen bir sopaya dönüştü. 19 Mart darbesiyle belediyelere yönelik ardı arkası kesilmeyen operasyonlar düzenlendi. Aradan geçen 5 aydan fazla süreye rağmen hala iddianame hazırlanmadı. AİHM kararları uygulanmazken AYM’nin varlığı dahi AKP ve MHP iktidarı tarafından sorgulanır hale geldi. İfade özgürlüğünün önündeki en büyük engel olarak görülen TCK 299 ve 301’inci maddeleri kapsamında 2017’de 27 bin soruşturma dosyası açılırken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından katlanarak artan dosya sayısı 2024’ün sonunda 56 bine dayandı. Ayrıca World Justice Project’in (WJP) her yıl yayımladığı “Hukukun Üstünlüğü ve Yolsuzluk Endeksi”nin yıllık yayımlanan verisine göre geçen yıl Türkiye, hukukun üstünlüğünde 142 ülke arasında 117. sırada yer aldı. Türkiye’nin önünde Ruanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Güney Afrika ve Burkina Faso gibi ülkeler yer alıyor.

EĞİTİMDE BÜYÜK YIKIM

Her alanda olduğu gibi eğitimde de piyasacı ve gerici bir anlayışı hakim kılınmak istendi. Maarif sistemi, ÇEDES gibi uygulamalarla bilimsel ve laik eğitime savaş açıldı. Cemaat ve tarikatlarla okullarda protokoller imzalandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin karma eğitimi dahi tartışmaya açmaktan çekinmedi. Öte yandan 2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) yapılan başvuruların sayısındaki son yılların en büyük düşüşü gençlerin eğitimden umudunun azalmasını ortaya koydu. Kamunun kaynakları tarikat ve cemaat ağlarına açıldı. Eğitime ayrılan bütçede büyük düşüş yaşandı. 2014 yılında yüzde 12,8 olan MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı, 2025 yılında 2014 yılına göre, 2 puan geriledi. MEB’e 2025 yılı için teklif edilen bütçenin genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri için ayrılan toplam bütçe içindeki payı da yine uluslararası standart kabul edilen yüzde 12’nin altında kaldı. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı, yüzde 10,8 olarak hesaplandı. MEB’in 2023-2024 verilerine göre ise ilkokul çağında 223 bin, ortaokul çağında 500 bin ve lise çağındaki 797 bin öğrenci hiçbir okula kayıtlı değil. Bu hesaplamaya açıköğretime kayıtlı 1 milyon 75 bin ve MESEM’e kayıtlı 385 bin 956 öğrenciyi de dâhil edince örgün eğitimin dışında kalanların sayısı ortalama 2 milyon 982 bine dayandı.

SAĞLIKTA DARBE

Ülkede sağlık alanı da piyasalaşmanın en yoğun yaşandığı alanların başında yerini aldı. 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak teklif edilen sağlık bütçesi merkezi bütçesinin yalnızca yüzde 6,6’sını oluşturdu. Kamu Özel İşbirliği adı altında, “Yap-Kirala-Devret” modeliyle yapılan 18 şehir hastanesinin “kamu sağlık harcamaları içerisinde tam bir kara deliğe dönüştü. 2024 bütçesinden 26 milyar 143 milyon hizmet, 57 milyar 554 milyon kira olmak üzere 83 milyar 694 milyon lira aktarıldı. Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) 2014-2024 döneminde sağlık alanında 113 milyonu bulan kira harcaması yapıldı. ‘Eziyet yönetmeliği’’ olarak nitelendirdiği Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin ardından yapılan maaş kesintileri yaşandı. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hekim ve diş hekimi muayene katılım paylarına yüzde 200 ile yüzde 542.8 oranlarında zam yapıldı. Böylece muayene katılım paylarına genel hizmet veren devlet hastanelerinde yüzde 233.3, eğitim ve araştırma hastanelerinde yüzde 542.2, üniversite hastanelerinde yüzde 462.5, özel hastanelerde ise yüzde 200 zam yapılmış oldu.

YAĞMA TALAN

Ülkede doğa ve yaşam alanlarındaki rant politikaları da Saray’ın yakın olduğu şirketler aracılığı ile artırıldı. Sadece bu sene içerisinde Bakanlığa toplam Bin 993 proje başvurusu yapıldı. Bu projelerden bin 573’üne “ÇED gerekli değildir” kararı verilirken, yalnızca 5 projeye “ÇED olumsuz” kararı çıktı. Ayrıca 333 projeye “ÇED olumlu” ve 36 projeye ise “ÇED gerekli” kararı verildi.

DEMOKRASİ İFLAS

Economist dergisinin oluşturduğu “küresel demokrasi” endeksi Türkiye’nin son yıllarda puanının düştüğü endeksler arasında bulunuyor. Buna göre Türkiye demokrasisi tam demokrasi ve “kusurları da bulunan demokrasi” sınıfının da altında “hibrit rejim” olarak sınıflanıyor. Türkiye 167 ülke arasında 103. sırada sayılıyor.

ÜLKE MUTSUZ

Oxford Üniversitesi ve Gallup tarafından oluşturulan 2024 yılı Dünya Mutluluk Endeksinde de Türkiye 147 ülke arasında 94. sırada gösteriliyor. Bu endekste Türkiye 2020’de de 104. sırada bulunuyordu.

ŞEFFAFLIK YOK

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) yayımladığı 2024 Yılı Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarına göre, Türkiye 34 puan alarak 180 ülke arasında 107. sırada yer aldı.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version