Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Suriye’de çözümsüzlük: Çıkarların çatışması mı, yeni bir yol arayışı mı?

Ahmet Kemal Genç


AHMET KEMAL GENÇ | YORUM 

Suriye’de işler tıkandı. Masadaki planlar sahadaki gerçeklerle çatışıyor. BM’den Washington’a, Paris’ten Moskova’ya herkes kendi çıkarını gözetiyor.Ama çözüm aranıyorsa, bu çözüm yerel güçler ve özerk yapılarların elinde. 

Sadece Şara ve HTŞ muhatap alınarak çözüm bulunması mümkün görünmüyor. Kürtlerin, Dürzilerin, Alevilerin ve diğer toplulukların fiili durumu artık inkâr edilemez. Çözümsüzlükte ısrar mı, yoksa yeni bir yol mu? İşte Suriye’nin geleceğini belirleyecek gerçek mücadele tam da burada başlıyor. Klasik devlet-diplomasi oyunlarıyla değil, sahadaki güç dengeleri ve yerel özerklikler üzerinden şekilleniyor.

İŞİD Cezire Kantonundan BM Genel Kurulu’na uzanan yol

ABD uzun süredir HTŞ’yi ‘terör listesinden’ çıkarma yollarını arıyor. Ama bu mesele BM Güvenlik Konseyi’nde tam kabul göremedi. İngiltere, hâlâ HTŞ’yi radikal örgüt kategorisinde tutmakta ısrarcı. Fransa, Culani’ye daha esnek yaklaşıyor; Paris’te Elysee’de yapılan görüşme bunun işaretiydi. Rusya, Culani’nin temsilcilerini Moskova’da ağırlayarak Şam’la bağlarını koparmıyor. Çin ise HTŞ’nin yanında savaşan Türkistan İslami Partisi dosyasını elinde güçlü bir koz olarak tutuyor.

Terör tanımlarının ne kadar esnek ve çıkar odaklı yapıldığını gösteren tipik bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha dün “terörist” dediğin isim, yarın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmaya hazırlanıyor. Culani’nin bu sahneye çıkışı tesadüf değil.

ABD’nin denge arayışı

ABD, HTŞ ve Culani üzerinden Suriye sahasını İsrail’in güvenlik çıkarlarıyla uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Güneydeki Dürzi yapılanması ve Fırat’ın doğusundaki Kürt özerkliğinin yok edilmesine yanaşmıyor.

Bu denklemin ortasında İsrail ve Türkiye arasında sıkışan bir Washington var. Türkiye için kırmızı çizgi net: Federalizme ve Kürtlerin lehine olacak herhangi bir fiili duruma tahammülü yok. İsrail ise güneyde güvenli silahsız bölge kurma konusunda ve Suriye ordusunun zayıflatılmasında ısrarcı.

Suriye’nin önünde iki ihtimal var: Ya doğuda ve güneyde orta yol bulunacak ya da Suriye yeniden parçalanma senaryosuna sürüklenecek.

Suriye’nin geleceği için en gerçekçi model: AANES 

Amerika ve Batı’da giderek daha çok dillendirilen yeni senaryo şu: Federal Özerklik Modeli. On yılı aşkın süredir süren savaş ve parçalanmışlığın ardından, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES) şu an sahada en sürdürülebilir model olarak öne çıkıyor. Çünkü en zor zaman olan son 14 yıldır  barış, çoğulculuk ve demokratik katılım için gerçek bir zemin sunuyor. Merkezi rejimin istikrarsızlığı ortadayken, bölgesel özerkliklere dayalı federal bir çözüm hem güvenlik hem de toplumsal temsil açısından çok daha işlevsel görünüyor. ABD Suriye Özel Temsilcisi Barrac, ilk kez ‘özerklik’ kelimesini kullanmak zorunda kaldı. Washington, sahadaki fiili gerçeği artık inkâr edemiyor.

Silahsızlanma ve güvenlik riski

Özerklik güvence altına alınmadıkça silahsızlanma ölümcül bir risk. Merkezi otoriteye zorla entegre edilme girişimi yalnızca kontrol kaybı değil, aynı zamanda yeni güvenlik felaketlerine yol açabilir. Alevi ve Dürzi bölgelerinde yaşananlar, tüm dünyanın gözleri önünde bunun en çarpıcı örneğini ortaya koydu. Dolayısıyla özerkliğin kurumsal güvenceye kavuşması yalnızca Kürtler için değil, bütün Suriye halkları için yaşamsal bir mesele haline geliyor.

HTŞ: Meşruiyet sorunu ve yeni diktatörlük tehdidi

HTŞ, “Suriyelileri temsil etme” iddiasıyla sahneye çıkıyor ama bu iddia sahada karşılık bulmuyor. Savaş suçlarıyla anılan isimlerin kritik pozisyonlara getirilmesi, özellikle Kürt topluluklarda büyük bir güven kaybına yol açtı. Katliamlar ve infazlar, cihatçı grupların öncülüğünde yeni bir diktatörlüğün kurulabileceğini gösteriyor. HTŞ’nin Meclis Seçimi kozunu sahaya sürmesi de sonuç vermedi; Dürziler, Kürtler ve Aleviler, şimdiden şeffaf ve kapsayıcı olmayan bu seçimi tanımayacaklarını duyurdu.

SDG: Sahadaki tek güvenilir güç

Tüm bu karmaşık tabloda askeri açıdan güvenilir tek yerel güç Suriye Demokratik Güçleri (SDG). Katliama uğrayan Alevi ve Suveyda halkı ilk olarak SDG’den istemişti. Uluslararası koalisyonla kurduğu ilişki sayesinde alan hâkimiyetinde en etkili aktör. Bu durum, federal özerklik modelinin uygulanabilirliğini daha da güçlendiriyor.

Federalizm: Suriye için çıkış yolu

Konuya tarafsız yaklaşan uzmanların genel yorumu, Suriye’nin çok-etnili yapısını dengeleyecek, toplulukların korunmasını sağlayacak en gerçekçi yol federal sistem olacağı yönünde. AANES’in model olarak öne çıkarılması sadece Kürtler için değil; Dürzilerden Arap aşiretlerine kadar bütün halklar için uygulanabilir bir gelecek anlamına geliyor.

Merkezi rejimin çöktüğü ve güvenlik zaaflarının derinleştiği bir tabloda, federal çözüme dayalı bir yapılanma hem güvenlik hem de siyasi temsil açısından en rasyonel çıkış yolu olarak görünüyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version