Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Fransa, Kamerun’daki sömürge dönemi şiddetinde rolünü kabul etti

Ensar Nur


Fransa, Kamerun’daki bağımsızlık hareketlerine yönelik onlarca yıl süren şiddetli bastırma politikalarındaki rolünü resmen kabul etti. Bu adım, Paris’in kanlı sömürge geçmişiyle yüzleşme sürecinde yeni bir aşama olarak değerlendiriliyor.

30 Temmuz tarihli mektupta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya’ya “Bu olaylardaki Fransa’nın rol ve sorumluluğunu bugün üstlenmem gerekiyor” dedi. Mektup, 1945-1971 yılları arasındaki sömürge dönemi şiddetini araştıran ortak Fransız-Kamerun komisyonunun bulgularını içeriyor. Raporda, bağımsızlık sonrası dönemde Fransa’nın desteklediği Devlet Başkanı Ahmadou Ahidjo yönetiminin işlediği suçlar da yer aldı.

Macron, “Komisyonun tarihçileri, Kamerun’da bir savaş yaşandığını ve bu süreçte Fransız sömürge yönetimi ile askeri güçlerinin ülkenin çeşitli bölgelerinde çeşitli biçimlerde şiddet uyguladığını açıkça ortaya koydu. 1960’tan sonra da bu şiddet, bağımsız Kamerun yönetiminin eylemlerine verilen Fransız desteğiyle devam etti” dedi. Ancak Macron, özür dilemedi ve tazminat konusuna değinmedi.

Kamerun, 1884’te Alman kolonisi olmuş, I. Dünya Savaşı’nda Fransız ve İngiliz kuvvetlerince ele geçirilmişti. 1919’da Milletler Cemiyeti kararıyla topraklar iki ülke arasında bölündü. 2022’de Macron ve Biya’nın başkent Yaoundé’de duyurduğu ortak komisyon, bu yılın ocak ayında 1.035 sayfalık raporunu sundu. Rapora göre, devlet destekli baskılar on binlerce insanın ölümüne yol açtı; bunlar arasında bağımsızlık lideri Ruben Um Nyobè’nin suikastı da yer aldı.

Komisyon eş başkanı, müzisyen Blick Bassy, sürecin daha yeni başladığını belirterek, toplu mezarlardaki cesetlerin kimliklerinin tespit edilmesi, toprak sorunlarının çözülmesi ve ulusal yas ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Bassy, “Öncelikle ulusal yas tutulmalı, ülke için ölenler onurlu törenlerle defnedilmeli” dedi. Ayrıca Fransa’da bu tarihin okullarda öğretilmesi gerektiğini vurguladı.

Fransa, uzun yıllar sömürge dönemindeki şiddeti görmezden gelmişti. Ancak son yıllarda Afrika’da artan Fransız karşıtlığı ve “Paris’in kuklası” olarak görülen hükümetlere karşı darbeler, Paris’i adım atmaya zorladı. Önceki lider François Hollande, 2015’te “son derece sıkıntılı ve trajik dönemlerden” söz etmişti. Macron ise kültürel eserlerin iadesi gibi jestlerle dikkat çekiyor ancak bunlar yetersiz bulunuyor.

2018’de Benin’e 26 eser iade edilmiş, bu yıl mayısta 27’nci eser geri verilmişti. Fransa, ayrıca 1899’daki kanlı “Afrika Merkezi” askeri harekatında on binlerce kişinin öldürüldüğü Nijer’le tazminat görüşmelerine açık olduğunu belirtmiş ancak yine özür dilememişti.

Uzmanlar, bundan sonraki adımın yalnızca kültürel iade değil, “tarihi borç” tartışmalarına geçmek olması gerektiğini belirtiyor. Blick Bassy ise “Afrika, geçmişiyle yüzleşerek geleceğine daha net ve güvenle bakabileceği bir döneme giriyor” diyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version