CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, partisinin komisyon için isim önerisini açıkladı. Buna göre, CHP’nin önerisi, “Demokrasi, Adalet ve Toplumsal Mutabakat Komisyonu” oldu. DEM Parti ise komisyonun adında ‘barış’ ve ‘demokrasi’ kelimelerinin geçmesini istiyor. Murat Emir, “Basına açık olması yönünde CHP’nin talebi olacak mı?” sorusuna ise şöyle karşılık verdi: “Kesinlikle olacak. Bizim talebimiz mutlaka şeffaf olmasıdır. Şeffaflıktan bizim geri adım atmamız söz konusu bile değildir.”
AKP Grup Başkan Başkanı Abdullah Güler, geçtiğimiz hafta, komisyon çalışmalarının basına kapalı olacağını açıklamıştı.
İktidarın “Terörsüz Türkiye” ismi ile çıktığı yeni süreç kapsamında, TBMM’de kurulan komisyona ne isim verileceği tartışma konusu. MHP’ye göre komisyonun adı “Millî Birlik ve Dayanışma Komisyonu” olmalı. AKP ise “Terörsüz Türkiye Komisyonu” ifadesini kullanıyor. DEM Parti ise “Terörsüz Türkiye” ifadesine tepkili. DEM Parti, komisyonun isminde demokrasi ve barış kavramlarının geçmesini istiyor.
CHP Grup Başkanvekili ve aynı zamanda komisyon üyesi Murat Emir, partisinin isim önerisini açıkladı. Emir, “Demokrasi, Adalet ve Toplumsal Mutabakat Komisyonu” önerisinde bulunduklarını belirtti. Murat Emir, Meclis bünyesinde kurulan ve ilk toplantısını yarın yapacak komisyona ilişkin şunları söyledi:
- Komisyon önerisi bizimdi ve biz zaten bu konuda çalışmaları olan, hazırlığı olan bir parti olarak da bu komisyona girmekten elbette ki çekinmeyiz ve bu komisyonda görevimizi yapacağız. Ancak bu komisyonun nasıl çalışacağı son derece önemlidir. Eğer amaç gerçekten Türkiye’nin silahların bırakıldığı, terörün sonsuza dek yok edildiği, demokrasinin yeşertildiği, özgürlüklerin genişletildiği, Anayasa’nın çiğnenmediği, AYM kararlarına uyulduğu bir süreci başlatacaksak bunun yeri bu komisyon olmalıdır ve bu ancak bu komisyonda konuşularak yapılabilir. Ama bunun için öncelikle komisyonun adından başlayarak nasıl çalışacağı, gündemini nasıl belirleyeceği, kararlarını nasıl alacağı ve nasıl şeffaflığı sağlayacağı bizim için son derece önemlidir ve kırmızı çizgilerimizdir.
- Biz ilk şart olarak eşit temsiliyet ve nitelikli çoğunluğu önermiştik. Nitelikli çoğunluk konusunda olumlu bir yaklaşım olduğu sözünü alarak bu komisyona ilk adımımızı atıyoruz. Ancak şunun anlaşılması lazım: Defalarca söylediğimiz, her gün söylediğimiz, kapalı kapılar ardındaki muhataplarımıza toplantılarda söylediğimiz ama kamuoyuna açık olarak da her zaman ifade ettiğimiz şu gerçekliklerin bir kez daha altını çizmek isterim: Komisyonun adı çok önemlidir. Bu komisyonun adında ‘demokrasi’ ve ‘adalet’ mutlaka olmalıdır.
- Çünkü demokrasi ve adalet olmaksızın Türkiye’deki kardeşliği, toplumsal barışı inşa etmemiz, kalıcı bir şekilde yerleştirmemiz olanaksızdır. Türkiye’nin bütünü için, 86 milyon için, tüm illerimiz için tabii Kürt sorunu gören, tespit eden, anlayan, çözümüne dönük demokratik adımlar atmaktan çekinmeyen ama bütün bunları yaparken tüm Türkiye’ye de demokrasi öneren, tüm Türkiye’deki demokrasi çıtamızı yükseltmeyi öneren, aynı zamanda içinde bulunduğumuz 19 Mart yargı darbesini bertaraf edecek, aynı zamanda AYM kararlarının ihlal edilmesini ortadan kaldıracak, seçilmişlerin cezaevinde tutulmasını ortadan kaldıracak bir süreci başlatmak zorundayız.
- Bir diğer nokta komisyonun gündemini nasıl belirleyeceğidir. Eğer birileri kendi gündemlerini, kendi yol haritalarını, kendi üzerine mutabık oldukları kimi metinleri Meclis komisyonuna getirip dayatacaklarsa hiç boşuna bu işe girişmesinler. Biz bu komisyonun kendi gündemini mutlaka kendisinin belirlemesinden yanayız. Komisyon gündemini belirlemelidir, aynen Genel Kurul çalışmalarında olduğu gibi.
- Şunun da bir kez daha altını çizmek isterim: Kamuoyunda bir algı yaratılıyor. Bunun bir kısmını iyi niyetli sayabiliriz ama bir kısmı art niyetli. Bizden sonra ne yaparlar bilmem, bizim dışımızda ne yaparlar bilmem ama bizim olduğumuz bir komisyonda Anayasa tartışması asla olamayacaktır, herkes bunu böyle bilsin. Bizim o komisyondaki varlık sebebimizin birisi de Cumhuriyet’in temel kolonlarına kimseye dokundurtmamaktır. Bu konuda herkesin içinin rahat olması ve bir algı yanıltmasına maruz kalmamasını özellikle rica ederim.
Basına açık olmasını isteyeceğiz
Murat Emir, “Basına açık olması yönünde CHP’nin talebi olacak mı?” sorusuna karşılık, “Kesinlikle olacak. Bizim talebimiz mutlaka şeffaf olmasıdır. Şeffaflıktan bizim geri adım atmamız söz konusu bile değildir. Ama şeffaflığın nasıl sağlanacağı konusunda biz ilkesel duruşumuzu gösteriyoruz ama bugün toplanacağız, yarın toplanacağız, müzakere edeceğiz. Bir müzakereyi yürütmeden komisyonun yerine geçip aynen Abdullah Güler’in yaptığı gibi bir kabalık yapmak istemem. Ama biz ilkesel olarak mutlaka şeffaflığı sağlarız. Şeffaflığın olmadığı yerde de olmayız.” dedi.
Murat Emir, “Karar alma sayısını belirlemek için CHP bir önerge verecek mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Komisyon 51 kişi, burada bir tereddüt yok. Anayasa’yı bilen, İç Tüzük’ü bilen herkes bu konuda hemfikir olacaktır ki bir sandalyenin ilgili parti tarafından doldurulmamış olması onları yok varsaymaz. O koltuk orada boş durur, hatta belki gereğinde İYİ Partili arkadaşlar da eğer süreçle ilgili kaygıları giderilirse gelip de oturabilirler de. Dolayısıyla burada nitelikli çoğunluktan kasıt toplam sayının salt çoğunluğu geçen bir sayıda olmasıdır. Anayasa’da dörtte üç var, üçte iki var, beşte üç var. Bizim tercihimiz toplam sayının üçte ikisidir. Burada bir tartışma yok. Bunu da müzakere edeceğiz ama bizim ısrarla üzerinde duracağımız rakam üçte ikidir.”
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***