Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Amerikan yargısından Erdoğan’ın muhalif avına fren

Amerikan yargısından Erdoğan’ın muhalif avına fren


HABER ANALİZ |ADEM YAVUZ ARSLAN, WASHINGTON DC, TR724 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Hizmet Hareketi’ne yönelik yeni bir hamlesi daha ABD mahkemelerinden geri döndü. New York Güney Bölge Mahkemesi federal yargıçlarından John P. Cronan, geçtiğimiz Cuma günü verdiği kararla aralarında Cevdet Türkyolu’nun da bulunduğu beş kişi hakkındaki Türkiye’nin bilgi talebini reddetti.

Türkiye hükümeti, devam eden bazı yargılamalar kapsamında ABD bankalarından Cevdet Türkyolu, H.S., İ.S., M.E.K. ve F.A.’a ait tüm hesap hareketlerini istemişti. Ancak Yargıç Cronan, 32 sayfalık kararında bu talepleri reddetti ve çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan Rejiminin Yeni Yolu: ABD Mahkemeleri

New York Güney Bölge Mahkemesi’nin kararını anlamak için süreci özetlemek önemli. Zira mesele sadece Türkyolu ve diğer dört kişiyle sınırlı değil; aynı zamanda Erdoğan rejiminin muhaliflerine yönelik baskıyı uluslararası boyuta taşıma çabalarının bir örneği. 1979’da ABD ile Türkiye arasında imzalanan “Karşılıklı Adli Yardım Anlaşması” (MLAT), Türkiye’nin yurt dışındaki kişiler hakkında bilgi ve belge talep etmesine imkân sağlıyordu. Ancak ABD Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin sunduğu taleplerin güvenilir delillerden yoksun olduğunu belirterek bu başvuruları reddetti. Böylece Türkiye’nin siyasi saiklerle yaptığı talepler yargıç önüne bile çıkamadı.

Bu engeli aşmak isteyen Erdoğan hükümeti, yeni bir yöntem geliştirdi. Son yıllarda, ABD’deki bazı hukuk firmaları aracılığıyla federal mahkemelere doğrudan başvurular yaparak, Türkiye’deki ceza soruşturmalarına destek amacıyla belge ve bilgi talep edildi. Bazı mahkemeler bu talepleri reddetti, bazıları ise sınırlı ölçüde kabul etti.

Erdoğan’dan Rusya ve Çin Taktikleri

Türkiye’nin başvurularında dayandığı temel yasa, ABD Federal Yasası’nın 28 U.S.C. § 1782 maddesi. Bu madde, ABD dışındaki bir yargılamada taraf olanların ABD’deki kişi ve kurumlardan belge ya da tanıklık talep edebilmesini mümkün kılıyor. Ancak bu yasa geçmişte Rusya, Çin ve bazı Orta Doğu rejimleri tarafından muhalifler hakkında bilgi toplamak için suistimal edildiği için zaten ABD makamlarınca yakın takip altındaydı.

Türkiye de benzer şekilde, sahte ve siyasi davalar açtıktan sonra bu yasa üzerinden ABD’den bilgi toplamaya çalıştı. Bu kapsamda Illinois ve Ohio eyaletlerinde Hizmet Hareketi’ne yakın eğitim kurumları hakkında açılan dosyalar dikkat çekti. En çarpıcı örneklerden biri, ABD’de 31 charter okul işleten “Concept Schools NFP” adlı eğitim kuruluşu hakkında açılan dava. Türkiye hükümeti bu kuruma yönelik kara para aklama ve terörizmin finansmanı gibi ciddi suçlamalarda bulundu ve ardından Illinois Kuzey Bölge Mahkemesi’nden JP Morgan Chase ve PNC Bank gibi kurumlardan kapsamlı mali veriler talep etti.

Türkiye’nin Başvurusu “Hile Kokuyor“

ABD’li Yargıç Matthew F. Kennelly, talepleri hem aşırı geniş hem de dayanaktan yoksun buldu. Talep edilen belgelerin bir suç soruşturmasına hizmet ettiği yönünde ikna edici bir açıklama olmadığını ve hedefin Türkiye kökenli kişilerin kimliklerini tespit etmek olduğunu belirtti. Benzer başvurular Ohio Güney ve Kuzey bölgelerinde de reddedildi. Ohio Güney Bölgesi Sulh Hakimi Elizabeth A. Preston Deavers, belgelerde adı geçen kişi ve kurumların Türkiye’den gelen dokümanlarda hiç yer almadığını ve soruşturmanın gerçekliğine dair herhangi bir kanıt sunulmadığını vurguladı. Hatta taleplerin “hile koktuğu” ifade edildi.

Cevdet Türkyolu Hamlesi

Türkiye Hükümeti 3 Aralık 2024’te New York Güney Bölgesi Mahkemesi’ne yeni bir başvuruda bulundu. Hedefte, Gülen’in uzun yıllar en yakınında yer alan Cevdet Türkyolu vardı. Nixon Peabody LLP adlı hukuk firması aracılığıyla Bank of America ve Wells Fargo’dan finansal veriler talep edildi. Erdoğanın danışmanları ve milyonlarca dolara mal olan ABD’li hukukçuları bu kez yasaların arkasından dolanmak için farklı bir yöntem denedi. Türkyolu hakkında 2018’de açılan terörizm, darbe ve casusluk gibi abartılı suçlamalardan söz edilmedi. Onun yerine, 2019’da açılan bir “sermaye piyasası suistimali” davasına atıf yapıldı. Türkyolu’nun 2014’te Bank Asya hisselerini içeriden aldığı bilgiyle sattığı öne sürüldü.

17 Aralık 2024’te Yargıç Cronan bu başvuruyu kabul etti ve Türkiye’nin mahkeme celplerini ilgili bankalara tebliğ etmesine karar verdi. Yani Türkiye bu yöntemle talep edilen kişilere ait tüm finansal bilgiler alabilecekti. Ancak Türkyolu, 4 Nisan 2025’te mahkemeye başvurarak celplerin iptalini istedi. 11 Nisan’daki duruşmada bu talep kabul edildi. Ardından 25 Nisan’da Türkiye’nin başvurusunu da iptal talebiyle yeniden başvuru yapıldı. Yargıç Cronan, 1 Ağustos 2025’te Türkiye aleyhine karar verdi.ABD’li Yargıçtan Sert Tespitler

Yargıç Cronan’ın 32 sayfalık kararında dikkat çeken bazı ifadeler şöyle:

“Bu davanın siyasi bağlamı rahatsız edicidir.”

“Türkiye’nin delil talebi aşırı kapsamlıdır ve siyasi saiklerle hareket edildiği izlenimini vermektedir.”

“Sunulan belgeler yetersiz ve güncelliğini yitirmiştir.”

“Talep edilen belgelerin kullanılacağı herhangi bir yargı süreci somut değildir, iddialar spekülatiftir.”

“Türk yetkililerin bu belgeleri gerçekten kullanabileceğine dair bir kanıt yoktur.”

Hakim Cronan kararında ayrıca Türkiye’nin gönderdiği iddianamenin herhangi bir delil içermediği, kara para aklama ya da içeriden bilgiyle kazanç iddialarının somut belgeyle desteklenmediği belirtti. Bu karar, Erdoğan rejiminin ABD yasalarını kötüye kullanarak yurt dışındaki muhalifleri sindirme girişimlerine karşı verilmiş güçlü bir hukuk cevabı olarak görülüyor. Florida’daki benzer bir davada da ABD’li bir yargıç Türkiye için “ABD vatandaşları da dahil olmak üzere bireyleri, kin güdümlü söylentilerle kovuşturuyor” demişti. 2 Temmuz 2024’te ABD Kongresi’nden 140 üye, Başkan Biden’a yazdıkları mektupta “Türkiye’nin yurt dışındaki eleştirmenlerine karşı yürüttüğü baskı kampanyasından” duydukları endişeyi dile getirmişti.

Erdoğan Uluslararası Hukuk‘un Radarında

Cevdet Türkyolu kararı sadece bireysel bir mesele değil; Türkiye’deki yargının siyasal amaçlarla nasıl araçsallaştırıldığının ABD yargısı tarafından artık tescillendiğini gösteriyor. ABD mahkemeleri, 28 U.S.C. § 1782 gibi yasal araçların siyasi baskı için kullanılmasına izin vermiyor. Bu durum, otoriter rejimlerin uluslararası alanda attığı her adımın daha dikkatli ve titiz şekilde inceleneceği yeni bir döneme işaret ediyor. Bir başka ifadeyle Erdoğan rejiminin muhalifleri sindirmek için uluslararası sistemi istismar eden uygulamaları ABD başta olmak üzere demokratik ülkelerin radarına girmiş vaziyette. ABD mahkemeleri Erdoğan’ın cadı avına bir kez daha ‘dur’ demiş oldu.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version