Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Alaska Zirvesi | Trump’ın Putin’e hediyesi, Batı’nın hayal kırıklığı

Alaska Zirvesi | Trump’ın Putin’e hediyesi, Batı’nın hayal kırıklığı


ADEM YAVUZ ARSLAN | HABER ANALİZ

Dünyanın gözünü çevirdiği Alaska’daki tarihi Trump-Putin zirvesi bitti ama geriye sadece kırmızı halı fotoğrafları ve Batı’da hayal kırıklığı kaldı. Washington Post bunu “diplomasinin tarihi çöküşü” olarak nitelendirirken, New York Times, “Putin zaman kazandı, Ukrayna kaybetti” yorumunu yaptı. Rus medyası zirveyi ‘tarihi bir zafer’ olarak tanımlarken Batı başkentlerinde derin bir endişe var.

Başkan Trump, Alaska’ya giderken sert konuşuyordu; Putin’i ateşkese zorlayacaktı, aksi takdirde “ağır sonuçlarla” yüzleşeceğini söylüyordu. Fakat Anchorage’da ortaya çıkan tablo bambaşkaydı: Ateşkes yok, yaptırım yok. Sadece kırmızı halıda verilen pozlar ve Trump’ın “Toplantı 10 üzerinden 10’du!” sözleri vardı.

Bu tablo, Washington Post tarafından “Trump diplomasisinin tarihi çöküşü” olarak yorumlandı. New York Times ise daha sertti: “Trump, kendi koyduğu hedefleri terk etti, Putin’in istediği uzun ve belirsiz barış müzakerelerini kabul etti. Bu, Ukrayna için ateşkes değil, Rusya için zaman kazanma operasyonu.”

Washington’daki yorumcular, bu anı “uluslararası diplomasinin en mide bulandırıcı anlarından biri” olarak nitelendiriyor. En ilginç çıkışı ise eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptı ve Alaska buluşmasını “Münih 1938’i hatırlatan bir utanç tablosu” olarak tanımladı.

Sonuçsuz zirve ve Trump’ın tavrı

ABD basını, zirvenin somut bir anlaşma olmadan sona erdiğini ve Trump’ın Ukrayna’ya yönelik sert duruşunu yumuşatarak, Putin’in taleplerine daha yakın bir tutum sergilediğini vurguluyor. The Washington Post, Trump’ın ateşkes talebinden vazgeçip doğrudan bir barış anlaşması çağrısında bulunmasını “sürpriz bir gelişme” olarak nitelendirdi. Reuters, Trump’ın Zelenskiy’ye Putin’in Donetsk bölgesinin tamamını talep ettiğini ve Kiev’in bunu kabul etmesi gerektiğini söylediğini aktardı.

ABD’li siyasetçiler ve istihbarat yetkilileri, Trump’ın tutumunu sert şekilde eleştiriyor. Senatör Chuck Schumer, Trump’ı “tehlikeli ve açıklanamaz” olarak tanımlarken, eski CIA Direktörü John Brennan, onu “Putin’in kuklası” olarak yorumladı.

Medyanın öne çıkardığı asıl konu şu: Putin, Alaska’da yalnızca Ukrayna’nın doğusundaki toprakları değil, NATO’nun 1997 öncesi sınırlarına çekilmesini, Ukrayna’nın ittifaka alınmamasını ve ordusunun küçültülmesini istedi. Yani mesele sadece Ukrayna değil, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin yeniden dizaynı.

New York Times, “Putin, Trump’ın zayıflığını kullanarak Batı’yı geri adım attırmak istiyor.” diyerek tabloyu özetledi.

Analistlere göre Alaska zirvesi, Batı’da ciddi bir uyanışa yol açabilir. Trump’ın gösterdiği zaaf, sadece Ukrayna için değil, NATO’nun bütünlüğü için de alarm zilleri çaldırdı. Eğer ABD Başkanı kendi koyduğu “ateşkes” hedefinden bu kadar kolay vazgeçebiliyorsa, yarın Baltıklar veya Polonya söz konusu olduğunda nasıl bir tavır alacağı ciddi şekilde sorgulanacak.

Trump tersini düşünüyor 

Trump ise her zamanki gibi sonuçtan zafer ilan ederek ayrıldı: “Harika ve çok başarılı bir gün.” Oysa geriye kalan tek şey, Putin’in kazanımları ve Ukrayna’nın yalnızlığı oldu. ABD medyasının özetlediği gibi: “Trump, Alaska’dan zafer değil, Putin’in hediyesiyle döndü.”

Trump Zirve sonrası Fox’a verdiği röportajda yeni yaptırımlar getirmeyeceğini açıkladı, ardından sosyal medyada ateşkes talebinden vazgeçtiğini ve Putin’le doğrudan “savaşı bitirecek bir barış anlaşması” için müzakere etmeyi kabul ettiğini duyurdu.

Türkiye açısından tanıdık bir hikâye

Bu tablo Türkiye açısından fazlasıyla tanıdık. Erdoğan yıllardır Putin’le kırmızı halı diplomasisi yürütüyor. Akkuyu’dan S-400’lere kadar her başlıkta Putin kazandı, Erdoğan içeride propaganda yaptı. Trump’ın Alaska’da yaptığı da aynıydı: Fotoğraf verip içeride şov yapmak, sahada Putin’e taviz vermek.

Türkiye’nin kaderi de benzer. Erdoğan’ın yıllardır süren şov diplomasisi, ülkeyi Rusya’ya bağımlı hâle getirdi. Enerjide, savunmada, Suriye’de, Karadeniz’de Türkiye’nin eli kolu bağlandı. Trump’ın Alaska fiyaskosu ile Erdoğan’ın yıllardır süren taviz siyaseti aslında aynı hikâyeyi anlatıyor: Kırmızı halı fotoğrafları tarihe kalıyor ama ülkeler kaybediyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version