ANKARA – Cezaevinde 30 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan Mehmet Mehdi Ataca’nın tahliyesi “entegre olmaya hazır değil” iddiasıyla 6 ay engellendi.
Şakran Aliağa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 30 yılı aşkın süredir tutsak olan Mehmet Mehdi Ataca’nın tahliyesi, koşullu salıverilmesine 4 gün kala İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 6 ay süreyle ertelendi. 1995 yılında tutuklanan ve 2012 yılından bu yana Şakran Cezaevi’nde bulunan Ataca’nın tahliyesi, “pişmanlık göstermediği ve topluma entegre olmaya hazır olmadığı” iddiasıyla engellendi.
‘KABUL ETMİYORUZ’
Ataca’nın oğlu Ozan Ataca, ailesi olarak bu tür anti demokratik uygulamaları kabul etmediklerini belirterek, “Babamla dayanışma içerisindeyiz. Söz konusu karara itiraz edeceğiz. Babamın özgürlüğü keyfi ve hukuksuz bir kararla gasp edilmiştir. Karar, 30 yıllık yaşam mücadelesini cezalandırma girişimidir. Tüm demokratik kamuoyunu, insan hakları savunucularını ve vicdan sahibi herkesi bu büyük adaletsizliğe karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz. İnsan haklarına, hukuka ve vicdana aykırı bu uygulama, cezaevi kurullarının işkenceye dönüşen yöntemlerinden biridir. Bizler biliyoruz ki bu kararlar, tutsakları teslim almak ve umutla bekleyen aileleri yıpratmak için verilmektedir. Ancak bilinmelidir ki; ne zindan direnişçilerini ne de bizleri yıldıramayacaksınız! Bir kez daha çağrımızdır; Bu hukuksuzluğa karşı sessiz kalmayın. Keyfi uygulamalara son verilsin, tahliye hakkı gasp edilen tüm tutsaklar derhal serbest bırakılsın” dedi.
MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, Mehmet Mehdi Ataca’nın tahliyesinin engellenmesi üzerine Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulundu. Başvuruda, İGK kararlarının Anayasa’nın 2. maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesine, 19’uncu maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına ve 36’ncı maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiği vurgulandı. Kararların soyut, keyfi ve ideolojik değerlendirmelere dayandığı ifade edilerek, “Mahkeme kararıyla özgürlüğünden mahrum bırakılmış bir kişinin salıverilmesi yalnızca yargı tarafından karara bağlanabilir. Bağımsız olmayan idari kurulların bu yetkiyi kullanması, anayasal sınırların ihlal edilmesi anlamına gelir” denildi.
AİHS MADDELERİNE ATIF
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 6. maddelerine atıfta bulunulan başvuruda, “pişmanlık” gibi soyut gerekçelerle tahliyenin engellenmesinin özgürlük hakkının ihlali olduğu kaydedilerek, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Mandela Kuralları’na göre, ceza infaz sisteminin hukukun üstünlüğü ve yeniden topluma kazandırma ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
‘KEYFİ UYGULAMALARI KALDIRILSIN’
Başvuruda, Mehmet Mehdi Ataca’nın dosyasının ivedilikle incelenmesi, benzer durumdaki diğer hükümlülerin dosyalarının gözden geçirilmesi ve İGK’nin keyfi uygulamalarının kaldırılması talep edildi. Ayrıca, koşullu salıverilme hakkının yalnızca yargı denetimiyle sınırlandırılmasına yönelik düzenlemelerin yapılması ve ceza infaz sisteminde ölçülülük, öngörülebilirlik ve hukuk devleti ilkelerinin güvence altına alınması için gerekli adımların atılması istendi.
MA / Fırat Can Arslan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***