RÖPORTAJ | TÜRKMEN TERZİ, JOHANNESBURG
Güney Afrika’nın Johannesburg şehrindeki Nelson Mandela Vakfı, Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümünde bir anma programı düzenledi. 11 Temmuz 2025’te Johannesburg’un Houghton bölgesindeki vakıf merkezinde gerçekleşen etkinliğe, soykırımdan sağ kurtulan ve bugün Kanada’da yaşayan insan hakları aktivisti Jasmina Colic Khan konuk oldu. Babası ve ailesi Srebrenitsa’da katledilen Khan, bugün Bosna’daki soykırımı dünyaya anlatan en önemli tanıklardan biri olarak kabul ediliyor.
Konuşmasında yaşadığı dehşeti anlatan Khan, “Bu şehirde katliam başladığında insanların kafalarına sıkarak öldürüyorlardı, iki-üç gün içinde 8 bin 372 erkek ve çocuk katledildi, 12 bin’den fazla kadın ve kız çocuğu da tecavüze uğradı” dedi. Bosna’daki kuşatma sırasında başkent Saraybosna’nın kuşatıldığını, yiyecek ve suyun kesildiğini belirten Khan, “O kadar ağır bir kuşatmaydı ki, kuşlar bile uçamaz olmuştu” ifadelerini kullandı.
Khan, soykırımdan kaçtığı anları ise şöyle anlattı: “Sekiz aylık bebeğimi kucağıma aldım, ayakkabılarım bile yoktu. Bir ses duydum, ‘kaç!’ diyordu. Ardından yine bir uyarı: ‘Tanklar geliyor, saklan!’ Hemen koşmaya başladım.” Bu sözleriyle salondaki dinleyicileri derinden etkileyen Khan, kişisel tanıklığıyla Srebrenitsa’da yaşananların unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Etkinlikte, Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı (DIRCO) temsilcisi Shannon Ebrahim, Khan’a yönelttiği sorularla programın anlamını pekiştirdi. Mandela Vakfı’ndaki Bosna anma programına ülkedeki Mısır ve Cezayir büyükelçileri ve Güney Afrikalı çok sayıda önemli insan hakları savunucusu, eski bakan katılırken, Türk Büyükelçiliği’nden kimsenin katılmaması dikkatlerden kaçmadı.
Program sonunda TR24’ün sorularını cevaplayan Khan, Erdoğan idaresinden duyduğu hayal kırıklığından bahsetti.
Bosna Soykırımı’nı yaşadığınızı, aile fertlerinizi kaybettiğinizi, yaşadığınız derin travmaları Kanada’da hafta sonları kurslarda Bosna’yı anlatarak atlatmaya çalıştığınızı ifade ettiniz. Dünyaya soykırımı anlatıyorsunuz. Kendinizi tanıtır mısınız?
Benim ismim Yasmina Colic Khan. 1998 yılından beri Kanada’nın Alberta eyaletinin Edmonton şehrinde yaşıyorum. Ben bir aktivistim. Yaşadığım bölgedeki Bosna komitesi içindeyim. Her pazar günü Bosna kökenli çocuklara Bosna’nın geleneklerini, kültürünü yaşatmaya çalışıyor, Bosna dilini, tarihini ve coğrafyasını öğretiyorum.
Türkiye devletinin, AK Parti hükümetinin Bosna’yla ilişkilerinden, Bosna halkına desteğinden bahseder misiniz?
Türk devleti Bosna’da çok fazla cami ve medrese inşa etti. Fakat Türkiye, Bosna’dan daha çok Sırbistan ile ticaret yapıyor ve Sırbistan’a ekonomik olarak daha fazla katkı sağlıyor. Biz Türkiye’nin bu yaklaşımı karşısında çok şaşkınız ve kafamız karışık. Türk yatırımcılar Sırbistan’da çok arazi alıyor, yatırım yapıyor, Sırplara yardım ediyor. Bu durum neden böyle! Belki de Türkiye, Sırbistan ile de tarihî bağlara sahip olduğu içindir. Çünkü Türkler, Bosna’nın yanında Sırbistan’ı da yönetti. Biz, Türkiye konusunda çok büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz. Devlet Başkanı Erdoğan neden Sırbistan’a gösterdiği muamelenin aynısını Boşnaklara göstermiyor? Evet, Erdoğan hükümeti Bosna hükümeti ile de ilişkilere sahip, Bosna’da da yatırım yapıyor. Ama neden Sırbistan ile eşit muamele görmüyoruz?
Erdoğan hükümeti Gazze ve Bosna’yı dilinden düşürmüyor. Türkiye’den neler bekliyorsunuz?
Erdoğan, Bosna’daki önemli etkinliklere katıldı. Ama Birleşmiş Milletler’in (11 Temmuz’un) “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” ilan edilmesi yönündeki kararına hiçbir zaman aktif destek vermedi. Bu karar çok uzun yıllar sonra ancak geçen yıl kabul edilebildi. Biz bu konuda Türk hükümeti nedeniyle çok büyük hayal kırıklığı yaşadık. Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç’in oğlu Bakir İzetbegoviç’in kızının düğününe katıldı ve Bosna’yı birkaç defa ziyaret etti. Erdoğan’ın Bosnalı yöneticilerle siyasi ve ekonomik ilişkilerinin detaylarına vakıf değilim. AKP hükümeti, Bosna’da bir daha soykırıma izin vermeyeceklerini ifade etti. Erdoğan’ın Bosna’nın yıkılmasına izin vermeyeceğini söylediğini biliyorum. Ama Türkiye, Bosna için soykırım kararı çıkarılması konusunda aktif bir rol oynamadı; söz konusu kararın daha önce gündeme gelmesi için çaba göstermedi.
Türkiye’nin Sırbistan ile iyi ilişkilerinin Bosnalı Müslümanlara faydası var mı?
Bu soruya net cevap veremiyorum. Çünkü Bosna kendi içinde bölünmüş durumda. Bir bölümü Sırp Cumhuriyeti, bir bölümü ise çoğunlukla Müslümanların eşit haklara sahip olduğu Bosna ve Hersek Federasyonu. Türkiye’nin Sırplarla ilişkilerinin Müslümanlara yarayıp yaramadığı zor bir soru.
Türkiye’nin seküler bilinen liderleri, Erdoğan’a kıyasla Filistin idaresi ile daha yakın çalışıyordu. Erdoğan’ın İsrail ile ticareti çok fazla ve Gazzeliler en büyük yıkımı Erdoğan döneminde yaşıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet, bu konuyu biliyorum. Erdoğan’ın İsrail ile ilişkilerinin bir nedeni vardır. Dünyadaki Müslümanlar ve Türk halkı, Erdoğan’ın Gazze halkına daha açık ve güçlü destek vermediği konusunda büyük hayal kırıklığı yaşıyor.
Bosna’da yaşananlar
Temmuz 1995’te, Bosnalı Sırp General Ratko Mladiç’in komutasındaki birlikler, Birleşmiş Milletler’in (BM) daha önce “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa’da en az 8.372 Boşnak erkeği ve erkek çocuğunu katletti. Bu olay, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da gerçekleşen en büyük insanlık suçu olarak tarihe geçti.
Katliam öncesinde binlerce sivil, Srebrenitsa yakınlarındaki Potoçari’deki BM üssüne sığınmıştı. Ancak Hollandalı UNPROFOR (BM Koruma Gücü) askerlerinin komutasındaki birlikler, sivillerin korunmasında yetersiz kaldı. Kadın ve çocuklar erkeklerden ayrıldı; erkekler sistematik olarak infaz edildi. Katliam esnasında, telsiz mesajlarıyla dış dünyaya yardım çağrıları ulaştırıldı ve ormanlarda hayatta kalmaya çalışan tanıklar tarafından ilk haberler yayıldı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Lahey’deki Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi, yaşananları “soykırım” olarak tanımladı. BM Genel Kurulu, 2024 yılında 11 Temmuz’u “Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü” ilan etti.
Srebrenitsa Anıt Mezarlığı, 2003 yılında Potoçari’de açıldı. Bugün burada, kimliği belirlenmiş kurbanlardan yaklaşık 7 bini defnedilmiştir. Soykırımdan sağ kurtulanlar için burası en önemli yas ve anma mekânıdır. Soykırımı inkâr etmeyi yasaklayan bir yasa ise Bosna-Hersek’te ancak 2021 yılında çıkarıldı ve ilk mahkeme kararı 2025’te verildi.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***