Kadınlar, dijital ve yeşil dönüşüm sürecinden geçerken Türkiye’nin dinamik imalat sanayine başarılı bir şekilde katkıda bulunuyor.
Kadınlar imalatla ilgili alanlardaki işgücünün yalnızca yüzde 27’sini oluşturuyor. “İmalat sektörü sadece Türkiye’de değil tüm dünyada geleneksel olarak kadın dostu bir ortam değil. Amacımız bu zihniyeti değiştirmek ve daha kapsayıcı bir sektör yaratmak” diyor İmalat Sektöründe Kadınların Güçlendirilmesi Modelleri Geliştirme Projesi’nin yöneticisi Emin Çetin Haşar. Proje, Türkiye İşveren Dernekleri Konfederasyonu (TİSK) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile işbirliği içinde uygulanıyor ve Avrupa Birliği (AB) tarafından 8,5 milyon avroluk bir yatırımla finanse ediliyor.
Projenin amacı pilot dönüşüm örnekleri sergilemek, kalıplaşmış düşünceleri yıkmak ve Türkiye’nin imalat sektöründe cinsiyet eşitliğini teşvik etmek olarak sıralanıyor.
Proje Yöneticisi Emin Çetin Haşar
Girişimin önemli bir yönü de katılımcıların otomasyon ve dijital çözümler konusunda uygulamalı eğitim aldığı MEXT Teknoloji Merkezi ile yapılan ortaklık. Proje ayrıca 100 imalat şirketiyle işbirliği halinde bu şirketlerin dijital olgunluklarını değerlendiriyor ve dönüşüm yol haritalarında onlara rehberlik ediyor. Bu şirketlerin 25’i sürdürülebilirlik analizinden geçiyor. Ayrıca 200 kadın işçi otomasyon eğitimi alırken, 200 STEM eğitimi almış kadın “değişim ajanı” olarak liderlik rollerine hazırlanıyor.
Girişim eğitimin ötesine geçiyor: Katılımcıları kendilerine uygun şirketlerle eşleştiriyor ve yıllık maaşlarını sübvanse ederek istihdamı aktif olarak kolaylaştırıyor.
Değişim Elçisi Esma Diler
Katılımcılar için proje teknik eğitimden daha fazlasını ifade ediyor. Öyle ki proje teknik, mesleki ve sosyal gelişimi birleştiren kapsamlı bir eğitim modeli sunuyor. 26 yaşındaki bilgisayar mühendisi Esma Diler projeyle ilgili deneyimlerini şöyle paylaşıyor: “Projeyi internet üzerinden keşfettim ve hedefi ilgimi çekti. Zorlu bir seçme sürecinin ardından kapsamlı bir eğitim aldım ve sonunda bir otomotiv parçaları üretim şirketinde iş buldum.”
Değişim Elçisi Ayşe Nur Yıldırım
Makine mühendisi Ayşe Nur Yıldırım, “Eğitim sonrası istihdam vaadi ve projenin kadınların güçlendirilmesine odaklanması beni projeye başvurmaya teşvik etti. Bu inanılmaz bir fırsattı. Altı ay boyunca pratik ve teorik eğitim aldık” diyor. Şimdi proje kapsamındaki fabrikalardan birinde çalışıyor ve fabrikasının akıllı üretimi benimsemesine yardımcı oluyor.
Değişim Elçisi Mısra Toprak
Endüstri mühendisi Mısra Toprak şöyle konuşuyor: “İmalat sektöründe kadın mühendis olmak ilk başlarda zor bir iş gibi geldi bana. Ama artık tamamen uyum sağladım ve işimden keyif alıyorum. ‘Değişim elçileri’ olarak sadece kadın temsilini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda dijitalleşme ve sürdürülebilirlik projeleriyle şirketlerimizin rekabet gücüne de katkıda bulunuyoruz.”
Dijital ve yeşil dönüşümü destekliyor
Proje ayrıca şirketlerin daha kapsayıcı iş yerleri oluşturmasına yardımcı oluyor ve sürdürülebilir endüstriyel uygulamaları teşvik ediyor.
Şirketler 10 kategoride 70’in üzerinde kriteri analiz eden ve dünya çapında tanınan Akıllı Endüstriye Hazırlık Endeksi (SIRI) metodolojisi kullanılarak değerlendiriliyor.
Haşar, “Şirketleri kapsamlı bir şekilde değerlendirerek dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarındaki öncelikleri belirliyoruz” diyor ve devam ediyor: “Şirketler tedarik zincirlerini optimize ediyor, akıllı yazılımları entegre ediyor, atıkları azaltıyor, su tüketimini en aza indiriyor ve enerji tasarruflu süreçler uyguluyor. Nihayetinde bu dönüşüm onları daha rekabetçi ve çevreye duyarlı hale getiriyor.”
MEXT Teknoloji Merkezi’nde katılımcılar otomasyon ve dijital çözümler konusunda uygulamalı eğitim alıyor
Haşar MEXT Teknoloji Merkezi’nin projedeki önemini vurguluyor: “MEXT’te gerçek endüstri araçlarıyla pratik yaparak, kadınlar işyerlerinde hemen uygulayabilecekleri pratik beceriler kazanıyor” diye ekliyor.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Thomas Ossowski
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Thomas Ossowski, “Proje, Türkiye’deki kapsayıcı endüstriyel dönüşüm çabaları için önemli modellerden biri. Kadınları imalat sektöründe liderlik edebilecekleri beceri, bilgi ve özgüveni kazandırarak, Türkiye sadece toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda daha yeşil, daha dijital, yenilikçi ve rekabetçi bir sanayi ortamı sağlıyor” diyor.