Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Özerk Yönetim ve Şam görüşmesi neden ertelendi?


RIHA – Gazeteci Ekrem Berekat, Özerk Yönetim ile Suriye Geçici Hükümeti arasındaki görüşmenin Şam yönetiminin “hazır olmadığını” bildirmesi nedeniyle ertelendiğini söyledi. 

 

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Suriye Geçici Hükümeti arasında 24 Temmuz’da Fransa’da yapılması planlanan görüşme ertelendi. Bunun üzerine 25 Temmuz’da Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noêl Barrot ve Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî bir araya geldi. Fransız Dışişleri Bakanlığı, toplantının QSD ile Suriye geçici hükümeti arasındaki görüşmeler kapsamında yapıldığını belirtti. Görüşmenin neden gerçekleştirilmediği konusunda taraflar ve ev sahibi Fransa’dan herhangi bir açıklama gelmezken, görüşmenin Şam geçici hükümetinin “görüşmeye hazır olmaması” nedeniyle ertelendiği belirtildi. 

 

Özerk Yönetim ile Şam arasındaki görüşmeleri yakından takip eden ANHA muhabiri Ekrem Berekat, Heyet Tahrir es-Şam’ın oluşturduğu geçici hükümetin “görüşmeye hazır” olmadığını bildirmesi nedeniyle görüşmenin ertelendiğini söyledi. Bu durumu, Suriye’de değişen dengeler ve İsrail, ABD’nin politikalarına açıklayan Berekat, “Rejim, yeni hükümet içerisinde Kürtlerin erimesini istiyor. Ancak anlaşma böyle bir şey değil. Bu haliyle kabul edilemez. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin istemleri, ideoloji, felsefesi bellidir. Ama Şam buna hazır değil. Sadece hazır değil demek de yetmez. Bu karar yani görüşme, anlaşma kararı, Şam’ın kendi elinde değil. Süveyda’da yaşananlardan bellidir. ABD, İsrail, Şam yetkilileri Fransa’da oturmuş, bu konular hakkında görüşmüşler. Bazı noktalarda Şam hükümetini zorlayarak Süveyda’dan çekilmelerini istemişler. İkinci olarak Süveyda’nın özerk bir yapı olarak tanınmasını istemişler. Hatta Süveyda’nın kendi kontrollerine olmasını, Süveyda’da HTŞ milisleri dahil tüm güçlerin silahsız bırakılmasını istemişler. Perşembe günü QSD ve Özerk Yönetim temsilcileri ve Şam temsilcisiyle görüşme yapacaktı. Ancak Şam hükümeti ‘Hazır değiliz’ dedi. Bu da şunu gösteriyor, bu mesele onların meselesi değil. Birileriyle görüşmek için bile kendi iradeleriyle hareket edemiyorlar” ifadelerini kullandı. 

 

’10 MART MUTABAKATI YERİNE GETİRİLMEDİ’

 

HTŞ lideri Ahmet El Şara ve QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî arasında yapılan ilk görüşmeyi hatırlatan Berekat, bu görüşmeler ardından Alevilere dönük katliamların kısmi de olsa azaldığını kaydetti. Berekat, “Katliamlara yol açan provokasyonların çoğu basın yoluyla yapıldı. Bu katliamlar 10 Mart Mutabakat’ıyla biraz da olsa durdu. Bazı konular çerçevesinde görüştüler ancak ilerleyen süreçte bu mutabakat maddelerinden neredeyse hiçbirini yerine getirmediler. Bazı başka görüşmeler de oldu, ancak rejim aynı zihniyeti koruyor. Fransa’da görüşmeleri gerekirken orada da aynı yaklaşımın sergilendiğini öğrendik” dedi. 

 

‘ÖZERK YÖNETİME SALDIRI HTŞ’NİN SONU OLUR’

 

Son süreçte basın yoluyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin hedef alındığını belirten Berekat, “Özerk yönetimin özellikle silahları bırakmasına dair propaganda yürütüldü; ancak Özerk Yönetim bu konuda net tutum sahibi. Silahları bıraktığı an yaşanacaklar ortada. Bunu bir yenilgi olarak kabul edecekler. Özerk Yönetim şu anki haklarını savunmada ısrarcıdır; ancak görünen o ki bir savaş istiyorlar. Şayet HTŞ bu zihniyette ısrarcı olur ve Özerk Yönetim’le savaşmayı seçerse bu kendi sonu olacaktır” diye konuştu. 

 

BAAS rejiminin düşmesinin ardından HTŞ’nin Alevi ve sonra Dürzilere yönelik katliamlarına işaret eden Berekat, “HTŞ, katliamları, savaşı durduracaklarını söyledi. Alevilere ‘Silahlarınızı teslim edin’ dedi. Aleviler de silahları indirerek teslim etti ve katliam başladı. O katliamlar hala devam ediyor. ‘Bin 200- bin 300 insan katledildi’ diyorlar; ama gerçek öyle değil. Sayılar, başka kaynaklar ve bizim takip ettiğimiz haliyle 55 bin kişiyi geçiyor. Bazı kurumlar bunu belgelediler ve sadece Özgür Basın çalışanları bu katliamlara dikkat çekti. 100 köy dümdüz edilmiş durumda. Bazı köylerde sadece insanları değil, oradaki hayvanları bile katletmişler. Ancak bunlar HTŞ’ye yeni kıyafetler giydirmeye çalışan uluslararası güçler için yeterli görülmedi. Onlar da bu cesaretle yönlerini Eşrefiye ve Sednaya’daki Dürzi köylerine çevirdi. Bu saldırılar kısmi de olsa durduruldu. Sonra ‘Mürşidi’ denilen İslam’ın bir mezhebini benimsemiş yurttaşları hedef aldılar. Bunlar basında hiç yerini almadı. Sonra yeniden Dürzilere saldırdılar. Hala da devam ediyor bu saldırılar. ‘Bedevi aşiretleri güçleri’ diye bir şey çıkardılar; ancak Bedevilerin öyle ağır silahları öyle giysileri ve o kadar fazla sayıları yok. Sonra baktık bunlar yeniden HTŞ oldular. Bu saldırılarda binlerce Dürzi yurttaş katledildi. HTŞ’nin saldırıları sadece insanlara değil, doğadan da intikam almaya çalıştıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu. 

 

‘SURİYE HALKLARI HTŞ ZİHNİYETİNİ KABUL ETMİYOR’

 

Berekat, Suriye’nin kozmopolit yapısının HTŞ ve HTŞ zihniyetini kabul etmediğini belirterek, Özerk Yönetim ve onun paradigmasının bu süreçte öne çıktığını ifade etti. Saldırı altında olan halkların Özerk Yönetim ve QSD’yi bölgeye davet etmesine işaret eden Berekat, “Halklar Özerk Yönetim, güçlerini çağırırken sadece bir savunma gücü olarak değil, felsefesini de uygulamasını istedikleri için çağırıyor. Zamanında BAAS rejimi Arap ve Kürt halkı arasında büyük provokasyonlar yaratmak istedi. Ancak bu maya tutmadı. Son süreçte yaşanan katliamlar ardından Özerk Yönetim kendisini bunlardan ayrı görmedi ve kafasını çevirmedi. Kendisini muhatap görerek halkların savunulması anlamında bir rol, misyon yüklendi ve gelinen noktada Suriye’deki tüm halklar QSD’yi ve Özerk Yönetimi kendi iradeleri olarak görmeye başladı. Bugün bir anket yapılsa Suriye halklarının yüzde 60-70’i Özerk Yönetimi, yönetimde görmek isteyecektir” diye belirtti. 

 

MA / Ceylan Şahinli

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version