Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Özel kuvvetler komutanı askerin başına geçirilen “çuval” olayını anlattı; “Kalleşlik yapacağını düşünemedim!”

Özel kuvvetler komutanı askerin başına geçirilen “çuval” olayını anlattı; “Kalleşlik yapacağını düşünemedim!”


4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirildiği olayı anlatan dönemin bir özel kuvvetler komutanı, ABD askeriyle karşı karşıya gelen yüzbaşının, “Amerikalılarla oturuyoruz, konuşuyoruz, böyle bir kalleşlik yapacaklarını düşünemedim. Ateş emri verseydim 80-90 kişiyi vururduk ama iki ülke arasında öyle bir yara açılırdı ki kolay kolay kapanmazdı” dediğini aktardı.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde, 4 Temmuz 2003’te Irak’ın Süleymaniye kentinde Türk özel kuvvetlerine yapılan ve askerlerin başına çuval geçirilerek alıkonuldukları olayı hatırlatırken, dönemin bir Özel Kuvvetler Komutanı’nın doğrudan ifadelerine yer vererek, olayın arka planını, o dönemde yaşanan askeri-siyasi gelişmeleri ve ABD ile yaşanan gerilim sürecinde alınan kararları aktardı. Özel Kuvvetler Komutanı, o günle ilgili detayları şöyle anlattı:

“Tarih, 4 Temmuz 2003’te, Süleymaniye’de özel kuvvet askerlerimizin başına ABD askerlerinin çuval geçirdiği bilgisi geldi. 4 Temmuz, ABD’lilerin kuruluş bayramı olduğu için onu ara-bunu ara ama kimseye ulaşamıyorum. Çuval geçirme olayından önce ABD askerleri, Talabani’nin oğlunun da bulunduğu en az 200 kişilik grup karargahımıza yaklaşıyor.

Bizimkiler hemen pencerede, balkonda mevzi alıyor. Yüzbaşının, daha önce Amerikalılarla görüşmesi, çay içmişliği, sohbet etmişliği var. Bu gelişlerini o şekilde düşünerek, yüzbaşı aşağıya iniyor, mevzide olanlara da, ‘Durun bir anlayalım’ diyor. Bu arada yüzbaşı, ABD timinin başındaki komutana, ‘Hayırdır’ deyip elini uzatınca üstüne çullanıyorlar. O da, arkadaşlarına, ‘Ateş etmeyin’ talimatını veriyor. ABD askerleri içeri giriyor toplam 11 askerin başına çuval geçirip götürüyorlar. 

80 – 90 kişiyi temizlerdik

Neticede kıyameti kopardık. Görüşmek için ya ABD’den ya da ABD’nin Avrupa Kuvvetlerinden bir komutan gelmesini istedik. Avrupa Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan korgeneral geldi. ‘Evet çok kötü bir şey olmuş. Ama bir devlet çıkıp, ‘Türkiye’den özür diliyoruz’ demez. Aynı durumda Türkiye de olsa bunu söyleyemezdi. Ben Amerikan ordusu adına sizden özür diliyorum’ dedi.

ABD’li Korgeneral ‘Ben görüşmelerden önce bir Kuzey Irak’a gideyim yerinde öğreneyim dönüşümde görüşürüz’ dedi. Kuzey Irak’a gitti, tim Komutanımız olan yüzbaşıya, ‘Bunlar gelirken siz ne durumdaydınız?’ diye soruyor. Yüzbaşı, timin mevzide olduğunu söyleyince, ABD’li komutan, ‘Siz neden ateş emri vermediniz?’ diye soruyor. Yüzbaşı şu karşılığı veriyor:

Kalleşlik yapacağını düşünmedim

‘Ateş emri verseydim en az 80- 90 kişiyi temizlerdik. Ama Amerika’yla Türkiye arasında öyle bir yara açılırdı ki kolay kolay kapanmazdı. Ateş emri vermememin esas sebebi de şu: Amerikalılarla oturuyoruz, konuşuyoruz, böyle bir kalleşlik yapacaklarını düşünemedim. Düşünsem yine ateş emri verirdim. Bizim ölümden korkumuz yok. ‘

ABD’li Korgeneral, Genelkurmay’a geldiğinde, olup bitenleri anlattı, ‘Tim Komutanı yüzbaşıyı dinledim. Ben de neredeyse çocuğun alnından öpecektim’ dedi. Bu duygusal bir şey adamın yaşadığı olaydı. Komutanla görüşmelerimiz bir yere kadar sürdü. Basın açıklaması yapacağımı söylediğimde, ‘Bizimkiler bana tepki gösterir. Beni mahvedersiniz’ dedi. Gerçekten de o açıklamadan kısa süre sonra korgenerali emekliye ayırdılar.”

Tamamını okumak için tıklayın.

 


Exit mobile version