Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

HTS kayıtları çıkarsa sadece makamlar değil, anlatılar da boşalır

HTS kayıtları çıkarsa sadece makamlar değil, anlatılar da boşalır



‘1 numara’ olmakla suçlanan Akın Öztürk’ün darbe girişiminden haberinin bile olmadığı ortaya çıkmıştı. Öztürk, 15 Temmuz sonrası gözaltına alınmış ve ağır işkenceye maruz kalmıştı.

ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Fark ettiniz mi bilmiyorum… 15 Temmuz 2016’daki şaibeli darbe girişiminin 9. yıl dönümü, Erdoğan rejimi açısından adeta bir seferberlik havasında geçti. Devletin tüm imkânları seferber edildi, Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde “sönmüş FETÖ darbesi” anlatısı yeniden harlanmaya çalışıldı.

Peki, başarılı oldular mı?

Pek sayılmaz. Gördüğümüz kadarıyla daha çok AKP’lilerin AKP’lilere yönelik iç propaganda çabasıydı bu. Saray’ın resmi söylemini canlı tutma görevini de, her zamanki gibi, ulusalcı CHP’liler üstlendi. Ancak öyle isimler vardı ki bu tezgâha artık açıktan itiraz etmeye başladı.

Onlardan biri gazeteci Can Ataklı’ydı. 15 Temmuz’la ilgili yayınında sadece Saray’a değil, doğrudan CHP’ye de sert eleştiriler yöneltti. İşte o yayından dikkat çeken satırlar:

“Hayır, bana göre darbe falan değildi. Müthiş bir operasyondu. Belki bir anlık gafletle sonuç değişebilirdi ama planlandığı gibi gitti. Ve biz hâlâ sırlarla boğuşuyoruz. Hâlâ hiçbir şey bilmiyoruz. Enişte olayını hâlâ çözemedik. Koskoca Cumhurbaşkanı, Başbakan; haberleri yok! Darbeyi bile eniştenden öğrendin! MİT Başkanı? Efsaneymişmiş! Hangi efsane? O dönemde Türkiye’nin yaşadığı terör felaketlerine bakın. Yok efendim MOSSAD’ı paketlemiş, MI6’yla mücadele etmiş… Palavra! Darbe geçiyor, adam ortada yok. CHP’ye de canım sıkılıyor. 9 yıl geçti, bir kez olsun o gece ne olduğunu merak etmiyor musunuz? Hâlâ “Laik kesim destek verdi, o yüzden başarılı olduk!” diyorlar. Yahu arkadaş, bir durun! 15 Temmuz’u neden sorgulamıyorsunuz? Darbe miydi, değil miydi, neden oldu? Kim yaptı, kim yönetti? Sonuçlarına baksana!”

Bu alıntıyı uzun tuttum çünkü aslında toplumun geniş kesimi Can Ataklı gibi düşünüyor. Ancak içinde yaşadığımız baskı ve korku ikliminde insanlar ne düşündüklerini yüksek sesle ifade edemiyor.

AKP‘li Tayyar da şüpheyle bakıyor!

15 Temmuz’un sahici olmadığına dair şerh düşen isimlerden biri de AKP’nin eski milletvekillerinden, gazeteci kökenli Şamil Tayyar. Her ne kadar son yıllarda pek çok açıklamasına katılmasam da Tayyar, 15 Temmuz’un hemen ertesinde, “Her şey aydınlandığında hainler kahraman, kahramanlar hain olabilir!” diyerek dikkat çekmişti. Bu yıl ise çok daha çarpıcı bir tweet attı:

“15 Temmuz gecesi hain işgal girişimini püskürten bu aziz millet, devleti sokaktan topladı. Tarihin akışını değiştirdi.

Cumhurbaşkanımızın ardına saklanan sığınak sakinlerinin iktidarı ise hiç değişmedi. Aradan yıllar geçti, Akın Gürlek Başsavcı, eli değmişken o gecenin HTS kayıtlarını da çıkarsa ne iyi olur?

Belki de olmaz. Gereği yapılırsa o kadar çok makam boşalır ki, bunu da yüreğimiz kaldırmaz!”

Tayyar’ın “HTS kayıtları açıklansa makamlar boşalır!” ifadesi, basit bir polemik değil. Aksine, 15 Temmuz’un karanlıkta kalan yüzüne dair çok güçlü bir itiraf. Zira Tayyar, adeta açık açık şunu söylüyor: “O gece kimin nerede olduğu ortaya çıksa, birçok koltuk boş kalır!”

HTS kayıtları neyi gösterir?

Peki, bu HTS kayıtları neden bu kadar önemli? HTS (Historical Traffic Search), geçmişe dönük telefon trafiği kayıtlarını ifade eder. Kimin, kiminle, ne zaman, ne kadar süreyle görüştüğünü ve hangi konumda bulunduğunu ortaya koyan teknik verilerdir.

Eğer bu kayıtlar açıklanırsa: Hulusi Akar’ın Akıncı Üssü’nde sözde darbeyi nasıl yönettiği, Gökhan Şahin Sönmezateş ile sabaha kadar süren görüşmeleri, Abidin Ünal’ın sözde rehinken yaptığı organize görüşmeler, Zekai Aksakallı’nın ‘saklandığı yerden’ infazları nasıl yönettiği, Bülent Bostanoğlu’nun otoparkta yaptığı 140 telefon görüşmesi, Org. Akın Öztürk’ün pijamalarıyla kızının evinde otururken nasıl darbenin 1 numarası ilan edildiği, MİT’çi Sadık Üstün ve Kemal Eskintan’ın kurduğu kumpaslar… Hepsi ama hepsi ortaya çıkacaktı.

HTS kayıtları sadece askerlerin değil, siyasilerin, bürokratların, yargı mensuplarının, hatta gazetecilerin (mesela Hilal Kaplan ya da Nedim Şener gibi)  o gece kiminle bağlantılı olduğunu ortaya koyacak. Kimin gerçekten darbeye direndiği, kiminse kontrollü bir kriz senaryosunun figüranı olduğu netleşecek.

HTS kayıtları neden açıklanmıyor?

Cevap açık: Çünkü o geceye ait tüm teknik veriler, ‘resmî anlatıyı’ yerle bir edecek. Avukat Lale Demirkazan’ın TR724 ekranlarında da söylediği gibi, 15 Temmuz sanıkları yargılanırken HTS kayıtları, baz raporları, silahların kriminal raporları ve MOBESE görüntüleri talep edildi, ancak hiçbir mahkeme bu talepleri kabul etmedi. Çünkü o belgeler mahkemeye gelseydi, davaların seyri değişecekti. Çünkü o belgeler gerçeklerin üstünü örten örtüyü yırtacaktı.

Tayyar aslında ne diyor?

“Her şey aydınlandığında kahramanlar hain, hainler kahraman olabilir!” diyen Tayyar, bir kez daha Erdoğan rejiminin en yumuşak karnına parmak bastı. Bu bir isyan değil; ama bir uyarı. Yani Tayyar bir nevi şunu diyor: “Bildiğiniz her şey yalan olabilir. Gerçekler açıklanırsa rejim çöker.”

Bu ifade, 15 Temmuz’un gerçek yüzünü öğrenmemizin önündeki en büyük engeli net şekilde gösteriyor: Hakikat, rejimi tehdit ediyor.

Mahkemeler, delil talep eden avukatlara karşı “devlet sırrı” bahanesinin arkasına saklandı. Hiçbir olay yeri incelemesi yapılmadan, MOBESE görüntüleri izlenmeden, baz kayıtlarına bakılmadan binlerce kişi müebbet hapse mahkûm edildi.

Ve Türkiye, yargı eliyle en büyük kumpasına meşruiyet kazandırdı.

Neden şimdi?

Çünkü rejim artık içten içe çatlıyor. Çünkü artık kendi içlerinden bile sesler yükseliyor. Ve çünkü gerçekler, eninde sonunda gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huy taşır.

O gün geldiğinde… “Kahraman” olarak pazarlananların nasıl bir kumpasın parçası olduğu, “Canını hiçe sayarak direndi!” denilenlerin nasıl kontrollü kriz yönettiği, binlerce insanın nasıl bilinçli şekilde kurban seçildiği… Her şey ama her şey ortaya çıkacak.

Ve belki de Türkiye’nin yeniden normalleşmesi, işte o büyük yüzleşmeyle başlayacak…

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version