Serbest Görüş Haber Merkezi
ÇHD, Suriye’de on binlerce Alevinin katledildiğine ve kaçırıldığına dikkati çekerek, emperyalist savaşlara, soykırıma, savaş suçlarına karşı mücadele edeceklerini duyurdu.
ÇHD, Suriye’de Alevilere yönelik katliamlara karşı savaş suçları ve insanlık suçlarına karşı İstanbul İHD Şubesi’nde basın toplantısı yaptı. Toplantıda, “Suriye’deki Alevi soykırımının sorumluları ve emperyalist suç ortakları yargılansın” pankartı asıldı. Basın açıklamasını ÇHD İstanbul Şubesi yöneticisi avukat Yağmur Kavak okudu.
Emperyalizm ve Siyonizm iş birlikçisi IŞİD ve El-Kaide, Selefi/Vahabi çetelerin Suriye’de Alevi soykırımına devam ettiğini vurgulayan Kavak, açıklamasına şöyle devam etti:
“ABD, İsrail ve bölgedeki işbirlikçilerinin doğrudan destekleri ve tüm dünyanın sessiz kalmak marifetiyle dolaylı destekleri ile Suriye’de Aralık ayından bugüne kadar. On binlerce Alevi sivil savaş suçları işlenerek vahşi işkencelerle katledildi. Binlerce, on binlerce Alevi kadın ve çocuk kaçırıldı, tecavüz edildi, köleleştirildi, satıldı. Yüzlerce, binlerce Alevi yerleşim yeri yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Binlerce, on binlerce Alevi sivil zorla kaybedildi. On binlerce Alevi yargılanmadan alıkonuldu, tutuklandı. Yüz binlerce Alevi zorla yerinden edildi. Yüz binlerce Alevi sistematik olarak işkenceye, insanlığa karşı suçlara, savaş suçlarına, soykırım suçuna ve türlü eziyetlere maruz bırakıldı. Özetle Suriye nüfusunun %15 kadarını oluşturan yaklaşık 4 Milyon Alevinin canı, malı, cinsel dokunulmazlığı ve özgürlüğü sömürgeci efendileri tarafından Vahabi çetelere helal olarak fetva edildi.”
“Mezhepçi politikalar ve örgütler emperyalist sömürgeciliğin çıkarlarına hizmet etmektedir”
Ortadoğu’da insanlığa yönelik suçlar işlendiğine ve bu suçlara karşı hiçbir yaptırım yapılmadığına dikkati çeken Kavak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üçüncü paylaşım savaşına giden süreç bütün sözde demokratik ülkelerin gözleri önünde, tüm uluslararası hukuk, insan hakları hukuku ve insancıl hukuk her gün çiğnenerek bu günlere gelindi. Bugün emperyalist devletlerin ve işbirlikçilerinin Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de yahut diğer sömürülen topraklarda işledikleri savaş suçu, soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar ve uluslararası hukuk ihlalleri hakkında hiçbir mekanizma işletilmemektedir. Ortadoğu’da 2010’lu yıllardan itibaren yoğun şekilde cihadist kukla örgütler vasıtasıyla emperyalizme ve Siyonizm’e uşak iktidarlar yaratılmaktadır. Gelinen noktada bugün Ortadoğu’daki ülkeler, soykırıma uğrayan komşu ülke halklarına insani yardım dahi yapmaktan kaçınmaktadır. Daha da kötüsü soykırımcılarla askeri iş birliğini ve ticaret ilişkileri sürdürmekten de geri durulmamaktadırlar. Mezhepçi politikalar ve örgütler emperyalist sömürgeciliğin çıkarlarına hizmet etmektedir. Mevzubahis emperyalist sömürgecilik ve soykırım olduğunda cihadizmin Siyonizm’le ikiz kardeş olduğu görülmektedir. Tüm bu vahşet kesinlikle halkların değil, savaş tüccarı emperyalist katillerle onların yerli işbirlikçileri olan Siyonistlerin, cihadistlerin, faşistlerin; ezcümle kapitalist sömürü paydaşlarının suçudur.”
“Suç duyurusunda bulunulmuştur”
Suriye’de işlenen savaş suçlarına karşı ÇHD’nin suç duyurusunda bulunduğunu açıklayan kavak, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“HTŞ rejimi ile bu rejimi destekleyen tüm kişi ve kurumlar Alevilere, Hıristiyanlara, Dürzilere, Şiilere ve diğer dini azınlıklara karşı işledikleri soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan derhal yargılanmalıdır. Bugün bu suçlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Yürürlükte olan ulusal ve uluslararası hukukun gereği olarak failler ve işbirlikçileri görüldükleri yerde tutuklanmalıdırlar. Soykırımcıların resmi törenlerle ağırlanmaları da kabul edilemez bir başka suç ve katledilen yahut katliam riski altındaki tüm Aleviler için kabul edilemez bir hakarettir.”
“Yargının derhal bu utanca son vermesi gerekmektedir”
Kaçırılan kadınlar ve çocuklar için fidye istendiğini belirten Kavak, “27 Haziran tarihinde Reuters’de yayımlanan habere ve mağdurların anlatımına göre Suriye’de HTŞ rejimi mensuplarınca kaçırılan Alevi kadınları için ailelerinden istenen fidyeler İzmir’de ve Mardin’de bulunan kişilere ve şirketlerin banka hesaplarına gönderilmektedir. Medyaya yansıyan bilgilere göre 12 bin kadar kadın ve çocuğun kaçırıldığı ve serbest bırakılmaları için 1.500 ila 100.000-USD arasında fidye istendiği görülmektedir. Bizler bu vahşete maalesef IŞİD barbarlığından aşinayız. Yeni IŞİD’lere sessiz kalamayız. Mağdur aileleri tarafından paylaşılan belge ve bilgilere dayalı olarak bu savaş suçlusu insan tacirlerinin Türkiye’deki işbirlikçileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmuştur. Yargının derhal bu utanca son vermesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Suçun önlenmesi hukukun gereğidir”
Kavak, kaçırılan binlerce Alevi kadın ve çocuğun maruz kaldığı uluslararası insan ticareti suç şebekesinin Türkiye ayağının derhal tespit edilerek suçun önlenmesi hukukun gereği olduğunun altını çizdi. Kavak, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve İnsan Ticareti Protokolü, Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi, Köle Ticareti ve Köleliğe Benzer Uygulama ve Geleneklerin Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme, BM İşkence’ye Karşı Sözleşme, 1949 Cenevre Konvansiyonları, CEDAW ve Türkiye’nin tarafı olduğu diğer uluslararası mevzuat ile TCK 76., 77., 78., 80., 102., 103., 220. ve ilişkili diğer hükümleri uyarınca Suriye’nin yeni rejimi sorumluluğunda kaçırılan binlerce Alevi kadın ve çocuğun maruz kaldığı uluslararası insan ticareti suç şebekesinin Türkiye ayağının derhal tespit edilerek suçun önlenmesi hukukun gereğidir.”
“Alevi soykırımı faillerine ve işbirlikçilerine geçit vermeyeceğiz”
Kavak, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Bizler bütün dünyanın gözü önünde süregelen bu soykırımı engelleyebilme mücadelesinin bir gereği olarak, daha önceden yapılmış olan soykırım ve nefret suçları şikayetlerinin ve bugün yapılan şikayetlerin hukuki akıbetinin takipçisi olacağız. Bütün demokratik kamuoyunu da süreci takip etmeye davet ediyoruz. Tüm dünya halkları, kendi ülkelerindeki emperyalistlerle, soykırımcılarla, savaş suçlularıyla ve işbirlikçileriyle hesaplaşmalıdır. Tüm dünya halkaları olarak hak ettiğimiz barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve refahı ancak ortak mücadelemizle kazanabiliriz. Alevi soykırımı faillerine ve işbirlikçilerine geçit vermeyeceğiz. Ülkemizi, bölgemizi ve dünyamızı Orta Çağ karanlığından birlikte koruyacağız.”