CHP’nin kalelerinden Çankaya’da İlçe Başkanı Fahri Yıldırım görevden alındı.
Görevden alınma kararıyla ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. Yıldırım, sosyal medya hesabından görevden alındığını duyurduğu mesajında, kendisine bir gerekçe gösterilmediğini belirtti ve partisine yönelik eleştirilerde bulundu.
”Mücadeleyle gelenlerin masada tasfiye edilmesini yaşıyoruz”
“Bu kararı kişisel almıyorum. Ama örgütlü mücadeleye gönül vermiş binlerce partilinin emeği adına, bunu susarak geçemem” diyen Yıldırım, “Bugün, ne yazık ki içeride farklı düşünenlere yönelik bir daralmayı, ifade alanlarının daraltılmasını, mücadeleyle gelenlerin masada tasfiye edilmesini yaşıyoruz. Bu, ne Atatürk’ün çizdiği yoldur, ne de partimizin tarihsel birikimine yakışır” dedi. Yıldırım’ın “Önümüzde kongre süreci var. Bu partide sandık iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur, olmamalıdır” sözleri de dikkati çekti.
Yıldırım ayrıca, “CHP, bir kişinin değil; halkın partisidir. Hiç kimse “ben yaptım, oldu” diyemez” ifadelerini kullandı.
Yıldırım’ın görevden alınmasıyla ilgili ortaya atılan iddialardan biri; Ankara’daki Parti Okulu’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün posterinin indirilerek yerine Ekrem İmamoğlu’nun fotoğrafının asılması. Bir diğer iddia da tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun Yıldırım’ı katılımı kasten düşük tutmakla suçlayıp CHP lideri Özel’e şikâyet ettiği.
”Kırgın değilim”
Görevden alındığını “hiçbir gerekçe gösterilmeden, yönetim kurulum ile birlikte görevden alındım” diye sosyal medya hesabından duyuran Fahri Yıldırım’ın açıklaması şöyle:
“Makamlar Geçici, Mücadele Kalıcıdır” Bir hayatı örgütlü mücadeleyle geçirdim. Sokakta direnen işçinin yanında, sabaha kadar afiş asan gençlik örgütünün arasında, gece yarıları oy sayımında sandığın başında… Adım adım, adanarak, onurumla. İki dönem boyunca Cumhuriyet Halk Partisi’nin Çankaya İlçe Başkanlığını yürüttüm.
Ankara’nın kalbinde, Cumhuriyet’in kalesinde, partimizin oylarını artırmakla kalmadım; örgütü büyüttüm, birlik ruhunu korudum, farklı seslerin aynı hedefte buluşmasına öncülük ettim. Ve şimdi, hiçbir gerekçe gösterilmeden, yönetim kurulum ile birlikte görevden alındım. Bu kararı kişisel almıyorum. Ama örgütlü mücadeleye gönül vermiş binlerce partilinin emeği adına, bunu susarak geçemem.
Benim partim Cumhuriyet’i kurmuş bir partidir. Emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin umudu olagelmiş bir partidir. Ve her zaman demokratik teamüllerle, iç tartışmalarla, şeffaf süreçlerle güçlenmiştir. Bugün, ne yazık ki içeride farklı düşünenlere yönelik bir daralmayı, ifade alanlarının daraltılmasını, mücadeleyle gelenlerin masada tasfiye edilmesini yaşıyoruz. Bu, ne Atatürk’ün çizdiği yoldur, ne de partimizin tarihsel birikimine yakışır. Ancak üzülmeyin. Kırgın değilim. Ne makamla var oldum, ne koltukla tanındım. Varlığımı, omzumdaki örgüt yüküne borçluyum. Gücümü, birlikte yürüdüğüm yoldaşlarımdan, gece gündüz emek veren mahalle temsilcilerimizden, afiş asan gençlerimizden, sandık başı nöbeti tutan kadınlarımızdan aldım.
Benim yerim yine aynı yerdedir: Sokağın kenarında, afişin arkasında, halkın içinde. Beni görevden alabilirsiniz. Ama beni mücadelemden alamazsınız. Önümüzde kongre süreci var. Bu partide sandık iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur, olmamalıdır. Mahallelerden başlayan demokrasi kültürünü yaşatmak hepimizin sorumluluğudur. CHP, bir kişinin değil; halkın partisidir. Hiç kimse “ben yaptım, oldu” diyemez. Biz mücadeleyi sadece iktidara karşı değil, kendi içimizdeki haksızlığa karşı da veririz. Çünkü adalet, bir bütündür. Parti rozetini yüreğimde taşıyor, sözümü her zamanki gibi açık ve onurlu şekilde söylüyorum: Ben bu partinin neferiyim. Mücadeleyle geldim, mücadeleyle gideceğim. Ve yine mücadeleyle döneceğim. Saygıyla,”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***