Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

“Asla bir gerekçeye bağlayamıyorlar, kendileri için uygun insan yetiştirmeyi düşünüyorlar!”

“Asla bir gerekçeye bağlayamıyorlar, kendileri için uygun insan yetiştirmeyi düşünüyorlar!”


Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Dr. Volkan Çıdam, tüm atama kriterlerini karşılamasına rağmen görevine yeniden atanmadı. Serbest Görüş’e konuşan Çıdam, kararın gerekçelendirilemediğini söyleyerek, “Verilen kararı asla bir gerekçeye bağlayamıyorlar. Başka çareleri kalmayınca hiçbir gerekçe sunmadan sözleşmemi yenilemediler. Bu süre içerisinde siyaset bilimine iki kişi daha atanacak. Yine bölümün hiçbir fikri, onayı alınmadan iki kişi daha atanacak. Zaten bölüm başkanı yine dışarıdan gelen, bölümün onayı olmadan bizim ‘paraşüt’ hoca dediğimiz bir kişi” dedi. Çıdam, dava açacağını da bildirdi.

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Öğretim Görevlisi olarak görev yapan Dr. Volkan Çıdam, atama kriterlerini karşılamasına rağmen görevine yeniden atanmadı. Okul ile ilişiğini 1 ay içerisinde kesmesi gerekecek olan Çıdam kararın siyasi olduğunu ifade ederek tepki gösterdi.

Serbest Görüş’e konuşan Çıdam şu ifadeleri kullandı:

“Kararı asla bir gerekçeye bağlayamıyorlar”

Kendisine gönderilen tebliğ belgesinde kararın hiçbir gerekçeye bağlanamadığını söyleyen Çıdam şöyle konuştu: 

“Verilen kararı asla bir gerekçeye bağlayamıyorlar. En azından bana gönderilen tebliğde bir gerekçe yok. Yayın kriterlerini dolduruyorum. Yayın kriterlerinde bir makale isteniyor, bir de yurt dışı yayım. Fakat anladığımız kadarıyla bu yayımlar da onların hoşlarına gitmemiş. Çünkü o yayınlar da siyasi açıdan anlamlı yayınlar. Bilimsel kaynaklar olan yayınlar bunlar.”

“Başka çareleri kalmayınca hiçbir gerekçe sunmadan sözleşmemi yenilemediler”

Okul ile bağlantısını 1 ay içinde kesmesi gerekeceğini söyleyen Çıdam, süreç boyunca okulda maruz kaldığı durumları şöyle anlattı: 

“Bu süreç önce ben fakülte yönetim kurulunda yardımcı doçent olarak görev alıyordum. Nisan başında çok uyduruk bir sebepten bana soruşturma açtıklarında zaten durumun buraya geleceğini anladım. Önce soruşturmayı bahane etmek istediler. 

Sadece bana orada verilen kararlar üzerinden daha soruşturma açmaya kalktılar. Bunun hukuksuzluğu ortaya çıkınca oradan vazgeçtiler. Sonra başka çareleri kalmayınca hiçbir gerekçe sunmadan sözleşmemi yenilemediler. Hiçbir gerekçe sunmadan işime son verdiler. Okul ile bağlantımı 1 ay içinde kesmem gerekecek.”

“Sırf hukuksuzluğunu tescil etmek için dava açacağım”

Süreci mahkemeye taşıyacağını söyleyen Çıdam şu ifadeleri kullandı:

“Yürütmeyi durdurma davası, ondan sonra geri dönme davası olacak ama bunlar tabii epey sürecek işler. Sürdükten sonra da Boğaziçi’nden ne kalır? O da başka bir soru. Ama ne olursa olsun sırf bunun hukuksuzluğunu tescil etmek için dava açacağım.”

“Bu sürede bölüme, bölümden onay alınmadan iki kişi daha atanacak”

Kendisinin görevden alınmasının ardından rektörlük tarafından bölümün onayı alınmadan 2 öğretim görevlisinin daha atanacağını belirten Çıdam şöyle konuştu:

“Bu süre içerisinde siyaset bilimine iki kişi daha atanacak. Yine bölümün hiçbir fikri onayı alınmadan iki kişi daha atanacak. Zaten bölüm başkanı yine dışarıdan gelen, yine bölümün onayı olmadan bizim “Paraşüt” hocadediğimiz bir kişi. Öğrencilerin arkasını dönerek protesto ettiği bir kişi. Yani bizim geçmişten kalan, yani gerçekten Boğaziçi’ne emeği geçen hocalarımızın sayısı azınlığa düşmüş olacak.

Yani siyaset bilimini özellikle hedef almış durumdalar ve buradan kendileri için uygun insan yetiştirmeyi düşünüyorlar herhalde.”

“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz”

Çıdam, kararın kendisine tebliğ edilmesinin ardından yaptığı X paylaşımlarında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün tüm atanma kriterlerini karşılıyor olmama rağmen BÜ’ine yeniden atanmamın uygun görülmediğine dair tebligatı aldım. Sıfır gerekçe. Verilen karar siyasi olunca, gerekçesi de belirtilemiyor olsa gerek.

Bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesine on yılı aşkın bir süre boyunca hizmet etmekten onur duydum. Beni bu göreve layık gören çalışma arkadaşlarıma (o dönemde ancak liyakat esaslarına göre hoca olunabiliyordu) ve öğrencilerime müteşekkirim.

Onlar sayesinde Kant’ın sosyal bilimler için (o dönemde felsefe) uygun gördüğü ödeve—iyi bir insan yani kozmopolit yurttaşlar yetiştirmek—elimden geldiğince katkıda bulunabildim.

İnsan haklarının, hukuk devletinin ve demokratik mücadelenin önemi üzerine hocalarım, arkadaşlarım ve öğrencilerimle hep beraber düşündük. Öğretirken, öğrendim, ufkum açıldı. Teori-pratik açısından da iyi bir sınav verdik diye düşünüyorum.

Kayyım yönetiminin verdiği keyfi karar siyasi. Benim yazdıklarım, siyaseten duruşum ortada. Otoriterliğe, zulme ve bu kayyım yönetimine asla biat etmedim. Dert olsun onlara. Pek tabi hukuki süreç işleyecek.

#Kayyımlargidecekbizkalacağız

Mücadeleye devam. Bir başka deyişle:

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”


Üniversite mezuniyetinde “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” pankartı açan öğrencinin yüksek lisans kabulü iptal edilip okula girişi yasaklanmıştı

Boğaziçi Üniversitesi’nde rektörünün seçimle belirlenmesini isteyen öğrenciler ve öğretim görevlileri, “kayyım” eleştirisi yaptıkları Rektör Prof. Dr. Naci İnci‘ye yönelik protestolarını sürdürüyorlar. Kimya Mühendisliği Bölümü mezuniyet töreninde “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” ifadelerinin yer aldığı pankartını açması üzerine öğrenci Berat Kaşkaloğlu’nun üniversite yönetimi tarafından ‘tören düzenini bozduğu’ gerekçesiyle mezun kartı iptal edilmişti. Ayrıca Kaşkaloğlu’nun yüksek lisans başvurusu Bölüm Kurulu tarafından kabul edilmesine rağmen yüksek lisans enstitüsü tarafından iptal edilmişti.

TIKLAYIN – Boğaziçi Üniversitesi mezuniyetinde “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” pankartı açan öğrencinin yüksek lisans kabulü iptal edildi; okula girişi yasaklandı!

Exit mobile version