Esenyurt Belediye Başkanı seçildikten aylar sonra ‘kent uzlaşısı’ soruşturmasında tutuklanan Ahmet Özer, pazartesi günü bu dava kapsamında tahliye edildi. Ancak Özer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyondaki ikinci tutukluluk kararı nedeniyle cezaevinde kalmaya devam edecek.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız dün X hesabından, “Profesör Doktor Ahmet Özer Meclis’te kurulan komisyonda tarihsel perspektifi anlatırken, Türklerle Kürtlerin 1000 yıllık beraberliğinin 900 yılının Osmanlı Türk Devleti dönemine ait olduğunu söylemiş, doğru söylemiş,” diye yazmıştı.
Özer ise avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Sayın Feti Yıldız’ın çalışmalarıma atıfla yaptığı Türklerle Kürtlerin tarihsel beraberliği ve kardeşlik vurgusu içinden geçtiğimiz süreçte önemlidir. Şimdi kucaklaşma zamanıdır. Bu denli önemli bir süreçten geçerken demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilmesi, hukukun tarafsız ve bağımsız bir biçimde işlemesi hem iç barış hem de ülkemizin aydınlık geleceği için elzemdir.”
Bugün ise Özer’in ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan yargılandığı ve kamuoyunda ‘kent uzlaşısı’ olarak bilinen davanın ikinci duruşması İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri’deki Marmara Cezaevi yerleşkesinde bulunan 1 no’lu duruşma salonunda görüldü.
Duruşmada, Özer ile aralarında bir kez para transferi bulunan kitap editörü, para transferleri nedeniyle öz yeğeni, ve başka bazı kişiler tanık olarak dinlendi.
‘Tutukluluğumun devam etmesi çelişkidir’
Özer savunmasında şunları söyledi: “Yargılamam gereksiz şekilde uzatıldı. Hakkımda uydurma iddialarla suç isnat edildi. Ben ve avukatlarım, tanıkların iddialarını çürüttük ve önceki duruşmada tahliye beklerken bugün yine ikinci kez hakim karşısındayım. Bir tek insan acı çekiyorsa, birçok insan acı çekiyor demektir. 11 Temmuz’da barış sürecinde önemli bir adım attık; ancak benim tutukluluğumun hâlâ devam etmesi bir çelişkidir. Ahmet Özer davası, barış için bir samimiyet testidir. Başından beri lekelenmeme hakkım ihlal edildi, suçlu ilan edildim. Benim terör örgütü üyesi olmadığımı dünya alem biliyor. Barış süreci yapılacak diye tahliye olmak istemiyorum; zaten hiçbir örgüt üyesi değilim. Sadece terörsüz bir Türkiye yetmez, demokratik bir Türkiye de gerekir.”
Savcı Özer’in tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi. Ancak mahkeme heyeti, dokuz aya yakın süredir tutuklu bulunan Özer’in tahliyesine karar verdi.
Cezaevinde kalmaya devam edecek
Ancak bu tahliye, Özer’in cezaevinden çıkacağı anlamına gelmiyor.
Çünkü Özer hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmalarıyla ilgili olarak 21 Ocak’ta farklı bir suçtan ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasıyla ikinci bir tutuklama kararı daha verilmişti.
Bu iddiaların dayanağı ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın suç örgütü lideri olarak tanımladığı Aziz İhsan Aktaş’ın ifadeleri. Aktaş, suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla önce tutuklandı ancak etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakıldı.
Aktaş’ın ifadesiyle önce Beşiktaş Büyükşehir Belediye Başkanı Rıza Akpolat, 17 Ocak’ta tutuklandı. Aktaş’ın ifadeleriyle 31 Mayıs’ta İBB’ye yönelik belinci dalga operasyonu gerçekleşti. Bu operasyonda gözaltına alınan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgül, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ve Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin tutuklandı. Aktaş’ın verdiği ifade kapsamında ise son olarak Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklandı. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere hakkında ise ev hapsi kararı verildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Aziz İhsan Aktaş’ın aldığı toplam ihale sayısının 388 olduğunu bunun da 300’ünün kamudan ve AKP’li belediyelerden alındığını söyledi. Özel, Aktaş’ın AKP’li Isparta Belediye Başkanı’na Audi A8 Long tipi bir araç aldığını da belirtmişti.
Ancak bu tabloya rağmen sadece CHP’li belediyelere operasyon düzenleniyor.
Kent uzlaşısı eleştirisi
İktidar uzun süredir muhalefet tarafından ‘kent uzlaşısı’ operasyonları nedeniyle eleştiriliyordu.
‘Kent uzlaşısı’ kavramı, CHP ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde bazı belediyelerdeki işbirliği için kullanılmıştı. Bu resmi bir ittifak değil. Partiler bunun bir ‘taban ittifakı’ olduğunu söylüyor. Özer de bu kapsamda Esenyurt’ta belediye başkanı seçilmişti. Ancak bu ‘işbirliği’, iktidar tarafından ‘terörle’ ilişkilendirilerek ‘suç’ sayıldı. Buna karşın iktidar temsilcileri Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile ‘Terörsüz Türkiye’ denilen bir süreci yürütüyor. Böylesine bir ortamda yasal partiler arasındaki işbirliğinin hedef alınması, muhalefet tarafından eleştirilmişti.
Ayrıca Özer, önceki ‘barış süreci’nde Meclis’te kurulan komisyonda görev almış bir isim. Özer’in ‘kent uzlaşısı’ tutukluluğu, bu açıdan da muhalefet açısından ‘absürt’ bulunuyordu.
Böylelikle Özer’in bu kapsamdaki tutukluluğu, ikinci sürecin başlatıcısı olan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yardımcısı Yıldız’ın mesajı sonrası kaldırılmış oldu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***