Kiracının, tahliye taahhütnamesini baskı altında imzaladığı iddiasıyla açtığı davada ilk derece mahkemesi davayı reddetti. Adalet Bakanlığı’nın temyiz talebini değerlendiren Yargıtay, iddianın delille desteklenmediğini belirterek ev sahibi lehine karar verdi.
Yargıtay, kiracı ile ev sahibi arasındaki tahliye davasında emsal niteliğinde bir karara imza attı. Tahliye taahhütnamesinde belirtilen tarihte evi boşaltmayan kiracıya karşı başlatılan icra takibi sonrasında açılan davada, kiracı taahhütnameyi baskı altında imzaladığını iddia etti. İlk derece mahkemesi, bu iddiayı dikkate alarak davanın reddine karar verdi.
Adalet Bakanlığı, kararın ardından kamu yararına temyiz talebinde bulundu. Bakanlık, tahliye taahhütnamesinin geçerliliği ve iddiaların ispatlanma yükümlülüğü bakımından kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirterek dosyayı Yargıtay’a taşıdı.
Türkiye Gazetesi’nin aktardığına göre, dosyayı inceleyen Yargıtay, baskı altında imza iddiasının ispat yükünün kiracıya ait olduğunu belirtti. Kararda, iddianın ispatlanmadığı ve belgeye karşı aynı değerde bir delil sunulmadığı ifade edildi. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin bu hususları dikkate almadan verdiği kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu belirtti.
Yargıtay’ın kararında şu ifadeler yer aldı:
“Kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra alınan taahhütnamenin kiracının serbest iradesi ürünü olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda, tahliye taahhütnamesinin tanzim tarihinin belgeye sonradan yazıldığını ve gerçeği yansıtmadığı ileri sürülmüş ise de, bu iddiasını aynı ispat gücüne haiz başka bir belge ile kanıtlamakla yükümlü olan davalı bu yönde bir delil sunmamıştır.”
Ayrıca Yargıtay, bu durumun Adalet Bakanlığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz başvurusunun kabulünü gerektirdiğini belirterek, ilgili kararın bozulmasına hükmetti.