Uzmanlar, savaşlarda sığınakların hayati rol oynadığını hatırlatırken Türkiye’de çoğu sığınağın teknik koşulları karşılamadığını ve depo, otopark gibi amaçlarla kullanıldığını belirtiyor. Yasal zorunluluğa rağmen sahada bu kuralların uygulanmadığı görülüyor.
Dünyada artan çatışmaların ardından sığınakların önemi bir kez daha gündeme gelirken, Türkiye’deki mevcut yapıların çoğunda sığınak alanlarının ya hiç yapılmadığı ya da depo ve müştemilata çevrildiği ortaya çıktı. Mevzuata göre belirli büyüklükteki yapılarda sığınak zorunluluğu bulunsa da uygulamada bu hükümlerin kağıt üzerinde kaldığı görülüyor.
Yasal düzenleme var, uygulama yok
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, İmar Kanunu ve Sığınak Yönetmeliği’ne göre, bin 500 m²’yi aşan ve 12’den fazla bağımsız bölümü olan yapılarda sığınak inşası zorunlu. Ancak birçok projede sığınak alanları ruhsatta yer almasına rağmen uygulamada farklı amaçlarla kullanılıyor.
Mühendislerden teknik uyarı
İnşaat Yüksek Mühendisi Ertan Karacadağ, “Gerçek bir sığınağın sahip olması gereken teknik özellikler sağlanmıyor. Bu alanlar çoğu zaman sıradan bodrumlar gibi projelendirilip sığınak olarak gösteriliyor” dedi.
Sığınaklarda olması gereken teknik özellikler:
Bina altında veya çevresinde konumlandırılmalı
Su baskını riski olmayan yerde yapılmalı
Yapıdan hızlı ve kolay erişilebilir olmalı
En az 30 cm kalınlığında betonarme duvarlar bulunmalı
Gaz ve basınca dayanıklı kapılar kullanılmalı
Doğal veya mekanik havalandırma sistemi olmalı
Kimyasal, biyolojik ve nükleer saldırıya karşı yalıtım yapılmalı
Temiz su, elektrik, tuvalet, acil aydınlatma donanımları olmalı
Zemin yalıtımlı ve yangına dayanıklı malzeme kullanılmalı
Sığınaklar depoya, daireye dönüştü
Emlak Danışmanı Selin Yılmazer, “Piyasada sığınak olarak ayrılan alanların zamanla ya kiralık daire ya da kapıcı dairesine dönüştürüldüğünü sıkça görüyoruz. Bu alanlar tapuya bile işlenmiş. Eğer mevzuat sıkılaşırsa hem müteahhit hem malik için ciddi sorunlar doğabilir” dedi.
Apartman yönetimleri endişeli
Apartman yöneticisi Hüseyin Kayacı, “Bizim apartmanda sığınak olarak ayrılan alan kapıcı dairesi yapılmıştı. Geriye dönük bir uygulama olursa ciddi problemler yaşanır” diye konuştu.
“Olası afet ve savaş senaryoları hesaba katılmalı”
Şehir Plancısı Ceyda Şubaşı ise Türkiye’de savaş tecrübesi yaşanmamış olması nedeniyle sığınak kültürünün gelişmediğine dikkat çekti: “Kent planlaması yalnızca bugünü değil, olası afet ve savaş senaryolarını da hesaba katmalı. Ancak sığınak hâlâ sadece bodrum katı gibi görülüyor.”
Uzmanlar uyarıyor
Türkiye’de gerçek anlamda sığınak sayısının çok düşük olduğu ve halkın olası bir savaşta sığınabileceği güvenli alanların neredeyse hiç bulunmadığı ifade ediliyor. Mevzuata uygun, tam korumalı sığınakların inşası ve mevcutların yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor.