Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Selahattin Demirtaş: “Seçilmiş belediye başkanları tahliye edilmeli”

Selahattin Demirtaş: “Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta”



Selahattin Demirtaş, yaklaşık 9 yıldır Edirne Cezaevi’nde…

Yaklaşık 9 yıldır Edirne Cezaevi’nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından yazılı açıklama yayımladı. Demirtaş, “Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu konuda artık somut mesafe kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalıdır. Orta Doğu’daki ateş devasa bir yangına dönüşürken toplumu dışlayacak böylesi tutumlarda ısrar edilmemelidir. Böyle bir dönemde hiç kimse küçük hesaplar yaparak maceracı, riskli ve sonu meçhul senaryolara kanmamalı ve yönelmemelidir. Unutulmamalıdır ki, emperyalizmin kazanması halinde hepimiz kaybederiz.” ifadelerini kullandı. 

İran ile İsrail arasında başlayan çatışmalara ve Orta Doğu’daki gelişmelere değinen Demirtaş, “İran rejimi uzun yıllardır demokrasi ve insan haklarına tümden kapalı kalmakla, öncelikle kendi yurttaşlarına büyük haksızlık yapıyor. Ancak hiçbir gerekçe, emperyal müdahaleye haklılık kazandırmaz. İran’a yönelik askeri operasyonun durmasını ve müzakere masasına dönülmesini esas almamız gerekir.” dedi. Selahattin Demirtaş’ın açıklamasının tamamı şöyle:

Hamaset Değil Cesaret Zamanıdır

İran rejimi uzun yıllardır demokrasi ve insan haklarına tümden kapalı kalmakla, öncelikle kendi yurttaşlarına büyük haksızlık yapıyor. Ancak hiçbir gerekçe, emperyal müdahaleye haklılık kazandırmaz. İran’a yönelik askeri operasyonun durmasını ve müzakere masasına dönülmesini esas almamız gerekir. Fakat görünen o ki, Orta Doğu’ya emperyal müdahaleler, kendilerince sonuç alıncaya kadar durmayacak. Bizim, bölgesel barışı ilkesel olarak savunma ve bunun için yoğun çaba harcanmanın yanı sıra, içeride de birliği ve barışı sağlamakta daha hızlı ve cesur hareket etmemiz gerekir.

Bu çerçevede;

1- Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı ve PKK’nin fesih kararıyla birlikte silahsızlanma sürecinin herhangi bir tıkanmaya ya da provokasyona yer vermeden, olabilecek en hızlı şekilde tamamlanması için herkesin en yüksek düzeyde çaba, cesaret ve feraset göstermesi beklenmektedir.

2- İç cepheyi güçlendirme amacına da adalet duygusunun gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyasi görünümlü yargı tacizlerine kesinlikle son verilmelidir. Ortada bir suç isnadı varsa bunun, tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorgulanmayacak başsavcılar, savcılar ve yargıçlar eliyle yürütülmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.

Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu konuda artık somut mesafe kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalıdır. Orta Doğu’daki ateş devasa bir yangına dönüşürken toplumu dışlayacak böylesi tutumlarda ısrar edilmemelidir.

3- Böyle bir dönemde hiç kimse küçük hesaplar yaparak maceracı, riskli ve sonu meçhul senaryolara kanmamalı ve yönelmemelidir. Unutulmamalıdır ki, emperyalizmin kazanması halinde hepimiz kaybederiz. Bizler Türkiye toplumu olarak bundan önce de beraberce yaşadık, acılara, saldırılara, provokasyonlara karşı birbirimizin yaralarını sardık. Hakkari’deki kadın ile Edirne’deki erkek, yoksul ile işçi kardeştir; gerektiğinde Edirne’den Hakkari’ye kadar 86 milyonluk bir halk ordusuna dönüşeceğiz; ortak vatanımızı canımız pahasına savunacağız.

Kendi iç sorunlarımızı da kendi aramızda, karşılıklı güven çerçevesinde ve “kardeşlik ruhuyla” çözeceğiz. Bunun dışındaki her arayış sadece felaket getirir. Bu konuda ezberci, öfkeli, intikamcı ve kindar hiçbir yaklaşıma prim vermeyecek, cesur ve samimi olacağız.

4- Orta Doğu yangınının kısa sürede sönmeyeceğini öngörerek kısa, orta ve uzun vadeli bir iç ve dış politika hattının belirlenmesi ve her siyasi grubun bu hattı gönül rahatlığıyla savunabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın davetiyle, TBMM’de tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bir çalışma toplantısının en kısa zamanda yapılması tarihi bir görevdir.

Belirttiğim noktaların hiçbir politik çıkar değil, iç politikada nezakete dayalı demokratik muhalefetin iktidarın en sert politikalarını eleştirmesinin önünde engel değildir. Birlik ve beraberlik ilkesi parantezinde ifade ettiğim tüm eleştiriler de böyledir.

Unutulmasın ki bir ülkenin itibarı parlak nutuklarla, Türkiye’nin etrafında olacaktır. Madem söyleniyor Türkiye’dir, o zaman Türkiye gibi davranmak ve buna uygun bir sorumluluk almaya davet ediyorum herkesi.

Bu kasırga bir gün elbette dinecek ve bizler bu toprakların kadim halkları olarak burada, bir arada, eşitçe ve özgürce yaşayacağız.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version