DEM Parti ve MHP bayramlaşmasından bir kare…
NECİP F. BAHADIR | YORUM
Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasıyla ‘hapishane gerçeği’ daha görünür hale geldi. AKP’nin hukuksuzlukları yeni değildi oysa. Yıllardır en şedit biçimde yaşanıyordu. Hapishaneler ağzına kadar ‘muhaliflerle’ doluydu. Bazıları dosyaların ‘bomboş’ olduğunu yeni fark etti. Yargı operasyonlarının hedefinde yer alan CHP, bayram programlarından çekildi. Hiçbir partiyle bayramlaşmadı. Ne gitti, ne de gelenleri kabul etti. Bayramda partiyi kapattı.
CHP’nin bugün yaşadığı, milyonlarca hanede her bayramda yaşandı. Bir yakını içerideydi çünkü. Ya annesi, ya babası, ya kardeşi, ya dayısı, ya amcası, teyzesi ya da halası veya komşusu… Sokakta hapishaneye yolu düşmemiş insan bulmak zordu. Mahpus olmanız için gazete aboneliği veya legal bir bankaya para yatırmak yeterliydi. Ya da bir tanığın veya itirafçının ifadesinde ‘isminizi geçirmesi’ kafiydi.
Derdinizi anlatamazdınız, hayatınızın bir bölümü gasp edilirdi. ‘Bir avuç gökyüzüne’ hasret kalırdınız. Sesinizi duyan olmaz, sözüne kulak veren çıkmazdı. Yusuf gibi kuyuda terk edilirdiniz. Bugün de aynı hal devam etmekte…
AKP zulmü siyasete uzandı. Erdoğan rakiplerini ‘yargı yoluyla’ tasfiye etmenin peşine düştü. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettirdi. Fakat yenilginin acısı tazeydi, yolsuzluk dosyası açtırdı ve Silivri’ye gönderdi. Onca medya desteğine rağmen kamuoyunun ikna olmadığını fark edince operasyonu genişletti, 8 ilçe başkanını bayram öncesi tutuklattı. “Operasyonlar nereye kadar gider?” sorusunun cevabı; ‘halk hırsızlık, yolsuzluk iddialarını kabullenene kadar…’ diye verildi. Operasyonların hız kesmeden devam edeceğini tahmin etmek zor değil.
Erdoğan’ın ‘seçim süreci’ bu…
CHP lideri Özgür Özel’in Silivri çıkışı, uzun açıklamasında bir cümlesine rastladım; “FETÖ’cüler bu kadarını yapmadılar, buna tenezzül etmediler…”
Aslında ‘F.tö’ diye bir şey yoktu. Her şey AKP iktidarının eseriydi. Hangi bürokrat iktidarın rağmına iş çevirebilir. Bugün Silivri’de yaşananlar bu gerçeği göstermiyor mu? Bu kadar mı gözünüz kör? Akıl ve idraktan yoksunsunuz?
Kumpas da, komplo da, pusu da AKP’nin en iyi bildiği şeyler… Eskiye göre ilerleme var… Biraz daha feraset… Gerçek Kaf Dağı’nın arkasında değil, gözlerinizin önünde… Yolun çıkmaz olduğunu görmek için illa da sonuna kadar yürümeye gerek var mı?
Bu bayram CHP’ye gelmedi. Özel, “Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar. Bayram gelmiyor bize. Ne bayramı? Bize bayram gelmedi. Ben hiçbir aileye, hiçbir partiye, hiçbir yapıya böyle bayramın gelemediği bayramlar dilemiyorum. Allah kimseye bizim yaşadığımızı yaşatmasın…” dedi.
Erdoğan ‘eseriyle’ yüzleşti!
Yarası olan böyle konuşur. Erdoğan, CHP’yi fena vurdu. Sonuç alması mümkün değil. Özel’e ve CHP’lilere tekrar hatırlatmak isterim ki bugün CHP’nin başına gelenleri yıllardır milyonlar yaşıyor bu ülkede. Uzak durdunuz, üç maymunu oynadığınız. Bak, bugün de sizin başınıza geldi.
Ankara siyasi partiler CHP’siz bayramlaştı. İkinci gün partilerin heyetler halinde birbirlerine gidip gelmeleri oturmuş politik gelenektir. CHP yoktu bu kez. Ve bu boşluk herkese ülkenin hali pürmelalini herkese gösterdi ve de hissettirdi.
AKP’nin Türkiye’yi getirdiği yer işte burası… Sadece iktidar ve türevlerine bayram… Muhaliflere bayram yok. Partiden, sıradan vatandaşa kadar. Erdoğan manzaradan hoşnut değil.
Ne bekliyordu ki…?
Üzüntülüymüş, öyle dedi. Temennisi de, ‘yanlışta ısrarın bir an önce son bulması ve Türkiye’nin tüm renklerinin özellikle bayramlarda bir araya gelmeyi başarabilmesi’ imiş.
Laf bunlar… Politikaları sosyal dokuyu çökertti. Toplum Anadolu Beylikler Dönemi kadar ayrıştırdı, parçalara böldü. Sırf iktidarını sürdürmek için… Devlet, toplum diye bir derdi falan yok. Hiçbir dönemde devlet kendi vatandaşını bu kadar itmedi.
‘Öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ olmadı. Sadece şiiri yazıldı. Bırakın toplumu, ‘devlet’ diye bir şey bırakmadı. İdare keyfi yönetime dönüştü. CHP bayramdan çekilmekte haklı… Erdoğan da eseriyle yüzleşti. Daha ötesi mümkün değil.
Partilerin bayramlaşması her zaman esprilere konu olur. Bu bayram politikacıların latife yapacak hali yoktu. MHP ile DEM bayramlaşmasından yarım ağız espri duyuldu. MHP’li Sadir Durmaz, “Ben açık çay alayım, demsiz diyeceğim ama yanlış anlaşılacak…” dedi.
MHP’nin, DEM’lenmeye bu kadar hevesli olduğunun şoku ve şaşkınlığı içinde herkes… Bir çayın lafı mı olur? MHP’nin DEM’den ne farkı kaldı? Bir ikiz kardeşe dönüştü… Siyaset nelere kadir?
Siyasette belki günün tek pozitif haberi DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Eren Bülbül’ün annesiyle bayramlaşmasıydı.
Dilek İmamoğlu’ndan Emine Erdoğan’a mektup
Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Hanım, Emine Erdoğan’a ‘siyaset üstü vicdani bir çağrı’ yaptı. Silivri’den nakilleri Emine Erdoğan’a şikayet etti. Dedi ki; “Günahsız çocuklar annelerinden ayrı düşmekte, bu ayrılık onların ruhsal gelişimlerinde onarılması güç izler bırakmaktadır. Aile bütünlüğünün korunması, hukuk devleti olmanın en temel gereklerinden biridir. Bu tür uygulamalar, evrensel insan hakları ve çocuk hakları bakımından ciddi bir sorgulama gerektirmektedir. Bu meselenin insani yönüyle ele alınması, ilgili kurumlarla istişare edilerek kadın tutukluların ailelerinden koparılmamaları yönünde bir çözüm geliştirilmesi…”.
Yerinde bir çağrı… Nakiller nice aileyi kopardı. Ve bu yeni değil. CHP yeni fark etti! Adalet Bakanlığı mahpusları talepleri olmamasına rağmen uzaklara gönderdi. Bu uygulama AKP’nin bir ‘zulüm metodu’ olarak sürmekte…
Dilek İmamoğlu belli ki 15 yaşındaki Sümeyye’den de habersiz. Ömrünün baharında annesine hasret gitti. Bakanlık nakil isteğini kabul etmedi. ‘Hapse atmak’ AKP’yi kesmiyor, başka yollar bulmakla meşgul. Hapishane mağduru ailelere yardım etmek bile suç…
Daha bunları tatmadı CHP’liler…
Dilek İmamoğlu’nun çağrısı karşılık bulur mu? Hiç ümitsiz de değilim. Bazen ‘kadınlar arası siyaset’ sürpriz neticeler doğurur. Emine Erdoğan’ın bugüne kadar görmediğimiz vicdanı belki harekete geçer. (… Ki ne çok tanıdığı yok yere hapishaneye girdi. Melek İpek onlardan biri örneğin. Masasında oturdu, çayını içti, yemeğini yedi. ‘Abla’ dedi sonra arkasını döndü) Bi ihtimal Emine Erdoğan bu olaya el atar ve belki ‘zoraki nakil zulmü’ ve ‘aileden uzak mahpusluk’ son bulur.
Ne de olsa kadın yüreği daha şefkatlidir. Siyasete elinin değmesi fena olmaz. Emine Erdoğan için de artık çok geç denebilir tabii. Basra harap oldu, aileler dağıldı, haneler perişan, çocuklar öldü… Emine Hanım’ın kılı kıpırdamadı. CHP’lilere el uzatır mı?
Gazze’deki çocuk, Ankara’da CHP, Bolu’da Sümeyye ve daha niceleri bayram nedir bilmedi, sevinemedi, hüzne, acıya gark oldu. AKP veya Erdoğan bu millete bayramları da zehir etmeyi başardı.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***