AFP
Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarının ardından Washington’da siyasi ve istihbarat çevrelerinde büyük bir tartışma patlak verdi. Başkan Donald Trump’ın saldırıların “İran’ın nükleer tesislerini tamamen yok ettiğini” iddia etmesine karşın, yayımlanan ilk istihbarat raporları bu açıklamayı doğrulamıyor.
Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe, saldırıların İran’ın nükleer programını “ciddi şekilde zayıflattığını” belirtirken, Savunma İstihbarat Ajansı’nın (DIA) ilk raporunun sadece saldırılardan sonraki ilk 24 saate dayandığını ve artık güncelliğini yitirdiğini öne sürdü. Ancak kamuoyuna yansıyan bilgiler, Trump’ın kullandığı “tamamen yok edildi” ifadesini destekleyecek düzeyde değil.
Zarar Büyük Ama Belirsizlik Sürüyor
DIA tarafından hazırlanan ve hâlâ gizli statüsünde bulunan rapora göre, İran’daki üç nükleer tesisteki zarar “orta ila ciddi düzeyde” olarak değerlendiriliyor. Raporda, özellikle dağ altına inşa edilmiş Fordo tesisinin orta düzeyde zarar gördüğü varsayımı doğruysa, bu tesisin tekrar kullanılamayacağı belirtiliyor. Ancak bunun doğru olmaması hâlinde, İran’ın kısa sürede yeniden nükleer silah üretme kapasitesine ulaşabileceği ifade ediliyor.
İstihbarat yetkililerine göre saldırılar, İran’ın nükleer programını birkaç ay geciktirdi. Ancak bu bulgular “düşük güven düzeyi” ile raporlandı. Bu da, değerlendirmelerin geçici olduğunu ve gelecekteki gelişmelere göre değişebileceğini gösteriyor.
CIA ve Ulusal Güvenlik Yetkililerinden Farklı Açıklamalar
Çarşamba günü CIA, DIA’nın raporundan farklı bir değerlendirme yayımladı. Direktör Ratcliffe, Amerikan bombardımanının ardından toplanan yeni istihbaratlara dayanarak, bazı İran tesislerinin “tamamen yıkıldığını” ve yeniden inşalarının yıllar süreceğini ileri sürdü. Aynı gün, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard da sosyal medya üzerinden, yeni raporların İran’ın üç tesisi yeniden kurmasının yıllar alacağını gösterdiğini duyurdu.
Ancak bu değerlendirmeler, yalnızca saldırıya uğrayan mevcut tesisleri kapsıyor. İran’ın başka yerlerde gizli nükleer faaliyetlerini sürdürüp sürdürmediği konusunda ise net bir bilgi yok.
Trump’ın Açıklamaları ve Siyasi Tepkiler
Başkan Trump, NATO zirvesi sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “İran’ın nükleer tesisleri tamamen yok edildi” ifadesini yineledi. Ancak bu çıkış, muhalefet ve bazı istihbarat yetkililerinden tepki gördü. Senato İstihbarat Komitesi’nin kıdemli Demokrat üyesi Senatör Mark Warner, “İstihbaratın siyasi söylemlere göre çarpıtılması oldukça tehlikeli” diyerek uyarıda bulundu.
Öte yandan, Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevini birlikte yürüten Marco Rubio, özellikle İsfahan’daki dönüştürme tesisinin tamamen yok edildiğini savundu. “Bu tesis artık haritada bile yok, tamamen karartılmış durumda” diyen Rubio, bu tür bir tesis olmadan İran’ın nükleer bomba üretmesinin mümkün olmadığını öne sürdü.
İsrail’in Rolü ve Uluslararası Değerlendirmeler
Amerikan saldırılarının yanı sıra, İsrail’in iki hafta süren hava operasyonları kapsamında İranlı nükleer bilim insanlarını ve askeri yetkilileri hedef aldığı, bazı nükleer altyapıların da vurulduğu bildirildi. İsrail ve Batılı ülkelerin istihbarat kurumları, İran’ın nükleer programının ne derece zayıflatıldığını ve gelecekte hangi adımları atabileceğini anlamaya çalışıyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ise, İran’ın bazı uranyum stoklarını saldırılardan önce taşıdığını açıklamıştı. Bu durum, İran’ın mevcut programı sekteye uğrasa bile, başka tesislerde çalışmalarına devam edebileceği ihtimalini gündeme getiriyor.
Belirsizlik Devam Ediyor
Uzmanlar, İran’ın “ilan edilmiş” nükleer tesisleri dışında başka gizli tesisler inşa etmiş olabileceği ihtimaline dikkat çekiyor. İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski başkan yardımcısı Raphael Miron, “Bu operasyonlar gerçekten amacına ulaştı mı, henüz bu soruya güvenle evet diyemiyoruz” dedi.Görünüşe göre, İran’ın nükleer kapasitesine yönelik saldırılar kısa vadeli etkiler yaratsa da, uzun vadede Tahran’ın nükleer silah edinme arzusu veya kararlılığı konusunda kesin bir sonuç vermek hâlâ mümkün değil.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***