Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye istikrar arayışında Çin’e daha geniş bir bakış açısıyla bakmalı

Türkiye istikrar arayışında Çin'e daha geniş bir bakış açısıyla bakmalı


Serbest Görüş Ekonomi

Ekonomist ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV)’nın kurucusu Güven Sak, son yazısında 2018 yılından bu yana istikrarsızlaşan ve artan enflasyon ile mücadele eden Türkiye ekonomisinin, ihracat pazarlarını ve ticaret stratejisini yeniden kurgulaması gerektiğinin altını çizdi.

Sak, Ekonomim gazetesinde yazdığı son yazısında, hayat pahalılığı ile istikrarlı bir patikaya dönmeye çalışan Türkiye ekonomisine işaret ederek, istikrar arayışında başta Çin olmak üzere Türkiye’nin de ürün ihraç ettiği pazarların derinlemesine incelenerek, verimli üretim ve ihracat yöntemlerinin oluşturulması gerektiğini belirtti.

Yüksek faiz ile sıkılaşan ekonomi politikaları Türkiye’nin iç pazarını daralttı

Yüksek faiz ile beraber enflasyonla mücadele kapsamında sıkılaşan ekonomi politikalarını işaret eden Sak, daralan iç pazarın da Türkiye’nin ticaretinde ve ticaret pazarlarında zorluklara yol açtığını söyledi.

Avrupa Birliği ile artan Çin rekabetine odaklanılması gerektiğini belirten Sak, 

Unutmayalım artan Çin rekabeti bir tek bizim değil herkesin ortak derdi. Zaman kazanmak önemli.

Sonra da Türk sanayiinin verimlilik odaklı teknolojik dönüşümüne odaklanalım. Açıktır ki, bu çoklu krizler çağında, yeni teknolojilerin dikkatle takip edilmesi, mevcuda intibak ve inovasyona odaklanmak son derece önemli. Türk sanayiinin teknolojik dönüşümüne ilişkin bir programımız ise yok. Ama olmalı. TEPAV’ın TÜSİAD için hazırladığı “Rekabetin Yeni Dinamiği: Sanayide Teknolojik Dönüşüm” raporunu bir kez daha hatırlatayım. Bu yapılacaklar listesinde dördüncü husus.” ifadelerini kullandı.

Sak’ın yazısından öne çıkan noktalar şu şekilde:

“Bu Türkiye’nin ilk istikrar arayışı değil. Bugünlerde 2018’den sonra imha ettiğimiz istikrarı yeniden inşaya çalışıyoruz. Göz göre göre patlattığımız hayat pahalılığını yeniden kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ancak bu kez vaziyet bundan öncekilerden biraz daha farklı.

Bugüne kadar istikrar arayışı nedeniyle, ne zaman şirketlerimiz iç pazarda sıkışırsa dışarıya açılırlardı. Türkiye’nin ihracat açısından bakıldığında dikkati çeken ürün ve pazar çeşitliliğinin nedenlerinden biri de bu aslında. Dün ihtiyacı bir başka pazara açılıp telafi edebiliyorduk, bugün şirketlerimize “finansman ihtiyacımız var” dedirten aslında bozulan ezberimiz.

“İç pazarda sıkışırsan dünyaya açılırsın” ezberi bozuluyor

Nedir? Bugünlerde şirketlerimizin ‘iç pazarda sıkışırsan dışarıya açılırsın’ ezberi bozuluyor. Neden? Artan Çin rekabetinden elbette. Bu da dikkate almamız gereken ikinci fark esasen.

Geçen hafta Kocaeli’nde sanayicilerle sohbet ederken ne zamandan beri Çin rekabetini yoğun bir biçimde hissettiklerini sordum. Kimse on ya da on beş yıl önce demedi. Beş yıl önce diyen de olmadı. Birkaç yıldır Çin rekabetini bu kadar yoğun hissettiklerini söylediler.

Irak, Amerikan işgalinden önce, Türkiye’nin en önemli ihracat pazarlarından biriydi. Almanya’dan sonra ikinci büyük ihracat pazarımızdı. Irak’ın toplam ithalatında Türkiye birinci sıradaydı. Şimdi ilk sırada BAE, ikinci sırada ise Çin var.

2023 yılına geldiğimizde halıda Türkiye’nin Irak ithalatındaki payı yüzde 65’lerden yüzde 50’ye doğru gerilemiş. Çin’in Irak’ın halı ithalatındaki payı da yüzde 50’ye yükselmiş. İşte böyle.

Şimdi bıçak kemiğe dayandı, harekete geçme zamanı.”

Exit mobile version