Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Talat Aydemir’in mirası!

İdris Gürsoy


İDRİS GÜRSOY | YORUM

21 Mayıs 1963, Türk siyasi tarihine ikinci ‘başarısız darbe girişimi’ olarak geçti. Emekli Albay Talat Aydemir ve yanındaki Binbaşı Fethi Gürcan, yargılama sonucunda idam edildi.

Talat Aydemir, daha çok 18 Şubat ve 21 Mayıs tarihlerindeki başarısız kalkışmalarla hatırlansa da, 27 Mayıs darbesi öncesinden itibaren 1964’teki idamına kadar Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kilit bir figür olarak öne çıktı. 1956’dan itibaren cunta faaliyetlerine katıldı. 27 Mayıs darbesini hazırlayan kadronun içindeydi. Kore dönüşünde Harp Okulu Komutanlığı’na atandı.

Aydemir’e göre 27 Mayıs, gerçek devrimi tamamlayamamıştı. Ona göre devrim eksikti ve ikinci bir müdahale şarttı. Bu amaçla “Albaylar Cuntası”nı kurdu. “Silahlı Kuvvetler Birliği” adı altında yapılanan cuntanın içinde aktif rol üstlendi. Siyasete müdahale planlarının çoğunda imzası vardı.

Bazı Milli Birlik Komitesi üyelerini, İsmet İnönü ile anlaşarak iktidarı sivil siyasete devretmekle suçluyordu. Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlığına, İsmet İnönü’nün başbakanlığına sıcak bakmıyordu. İlk kalkışma 22 Şubat 1962’de, ikincisi ise 21 Mayıs 1963’te gerçekleşti. Ancak iki girişim de başarısız oldu. Aydemir’e destek veren bazı yüksek rütbeli subaylar, son anda geri çekildi. İsmet İnönü, özellikle havacı generallerle birlikte sürece müdahale etti. Aydemir’in idamında doğrudan belirleyici oldu. “Albaylar Cuntası” büyük ölçüde tasfiye edildi.

Ancak Aydemir’in orduda hâlâ deşifre olmamış birçok destekçisi vardı. Mahkemeyi yöneten bazı isimler bile cuntanın içindeydi. Meclis, senato, üniversiteler ve basın içinde 21 Mayıs’ı birlikte planladığı isimler bulunuyordu. Buna rağmen yargılama süreci Aydemir’in umduğu gibi ilerlemedi. “Davanın kül olarak kurtarılması bakımından generalleri dâhil ettiremedik ve ben vermiş olduğum ifadelerde yalnız bırakıldım. Hoş, savcı ve mahkeme heyeti durumu anlamadı değil ama resmiyete girmemiş oldu.” diyecekti.

Kontenjan senatörü ve 27 Mayısçı isimlerden Osman Köksal’ın idama “evet” demesi, Aydemir için en büyük hayal kırıklıklarından biriydi. Fikir kadrosunun önemli isimlerinden Turgut Alpagut’a ise şu sözlerle sitem ediyordu: “Turgut Alpagut, yedi kişilik fikrî karargâhın istihbarat subayı idi. Bütün bilgiler onda toplanır, biz durum muhakemelerini onun istihbaratına göre yapar, harekât hattımızı ona göre çizerdik. Şimdi bu şahıs, hiçbir şey bilmiyormuş gibi mahkemede hareket etti. Vefasızlık etti.”

Aydemir, cezaevindeyken kaleme aldığı anılarında (Hatıratım – Talat Aydemir, Yapı Kredi Yayınları) TSK içindeki hizip savaşlarına dair çarpıcı bilgiler paylaşıyor. Her grubun kendi ajandası vardı. CHP’li (İnönücü) generaller, masonluğa geçen subaylar, Milli Birlikçiler, Türkeş taraftarları, Aydemir ekibi ve Atatürkçü subaylar sürekli bir güç mücadelesi içindeydi.

Hatıralarında 21 Mayıs Harekâtı’nın detaylı planlarına da yer veriyor. Bu planlar dikkatle incelendiğinde, bazı unsurlarının sonraki dönemlerde —hatta günümüzde bile— uygulandığı söylenebilir. İşte o planlardan bazı başlıklar:

Baş Operasyonu:
Hedef: Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel

Etrafındaki çıkar çevrelerinden tayinlerle uzaklaştırılması

İnönü’nün baskısından kurtarılması

Koalisyonların sona erdirilip başka bir başbakanın görevlendirilmesinin sağlanması

Kurt Adam Operasyonu:
Hedef: İsmet İnönü

Basın, ordu ve siyasi partiler aracılığıyla yıpratılması

CHP içinde ona karşı hizip oluşturulması

Şövalye Operasyonu:
Hedef: Silahlı Kuvvetler

“Çengel Tatbikatı” ile alt rütbelerin üst rütbelere bağlanması

Gerekirse Muş’ta yapılacak tatbikatla generallerin komutası dışlanarak inisiyatif alınması

Basın Operasyonu:

Atatürkçü yazarların bir araya getirilerek 22 Şubatçıları desteklemesi

Üniversite Operasyonu:

Özellikle İstanbul’daki üniversitelerde Kemalist fikirlerin yayılması ve 22 Şubatçıların desteklenmesi

Parlamento Operasyonu:

Atatürkçü milletvekillerinin bir cephede toplanarak meclis çalışmalarında aktif rol alması

Talat Aydemir, başarısız iki darbe girişimiyle değil; asker-sivil bürokrasi içindeki hizip savaşlarını deşifre eden yapısıyla, TSK içindeki siyasal angajmanlara ışık tutan tanıklığıyla hatırlanmalı. Onun hikâyesi, sadece bir darbecinin değil, aynı zamanda sistemin içindeki derin fay hatlarının da hikâyesidir.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version