Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Derin Dondurucudan Çıkan 11 Yıllık Cinayet! Sessiz Dehşet Evindeki Sırlar Tek Tek Ortaya Çıkıyor… Detayları Okurken Çok Şaşıracaksınız

Derin Dondurucudan Çıkan 11 Yıllık Cinayet! Sessiz Dehşet Evindeki Sırlar Tek Tek Ortaya Çıkıyor... Detayları Okurken Çok Şaşıracaksınız


Kırıkkale’nin Çalılöz Mahallesi 11. Sokak’ta 16 Mayıs’ta korkunç bir olayın sır perdesi aralandı. İl dışından gelen ev sahibi C.Ç., uzun süredir ulaşamadığı kiracısına dair endişelenerek çilingir yardımıyla daireyi açtırdı. Evde yaptığı kontrolde, derin dondurucu ve buzdolabında çöp poşetlerine sarılı bir erkek cesediyle karşılaştı.

Cesedin, 2014’ten beri kayıp olan Hüseyin Okumuşoğlu’na ait olduğu tespit edildi. Okumuşoğlu’nun kardeşleri Yılmaz ve Mahir Okumuşoğlu, 11 yıllık kayıp sürecinde yaşananları ve cinayetin organize bir şekilde işlendiği iddialarını paylaştı.

YANGIN VE ŞÜPHELİ OLAYLAR ZİNCİRİ

Yılmaz Okumuşoğlu (48), ağabeyinin kaybolmadan önce 2014’te Ankara’daki evinde şüpheli bir yangın çıktığını anlattı. Yangının, siyah gözlüklü ve peçeli bir kadının yardım istemesiyle başladığını belirten Yılmaz, “Ağabeyim kapıyı açtı, sonra kendinden geçti. Uyandığında ev, özellikle yatak odası yanmıştı. Hastanede yanık izi yoktu ama ayağında şişleme gibi bir iz vardı. Olayın nasıl olduğu anlaşılmadı” dedi. Yangından sonra Hüseyin’in Meliha Veske ile bağlantısının yoğunlaştığını ifade eden Yılmaz, ağabeyinin hastaneye bir çantayla geldiğini ve bu çantayı Veske’ye verdiğini, çantanın o günden beri kayıp olduğunu söyledi.

KAYBOLMADAN ÖNCE BIRAKTIĞI NOT

Yılmaz, ağabeyinin kaybolmadan önce iş yerinde bulunan eşyaları arasında bir el yazısı bulduklarını belirtti:

“Notta, ‘Tüm birikimimi Meliha Veske’ye verdim, onu almak için evine gidiyorum’ yazıyordu. O nottan sonra ağabeyimden haber alamadık.”

Hüseyin’in Veske adına kredi çektiğini ve birikimlerini ona devrettiğini iddia eden Yılmaz, olayın organize bir şekilde planlandığını düşündüklerini vurguladı.

TELEFON SİNYALİ VE KİRALIK ARAÇ

Mahir Okumuşoğlu (42), ağabeyinin kaybolmadan önce kiraladığı bir araçla gezdiğini, ancak aracın günler sonra Ankara’daki evinin önünde terk edilmiş halde bulunduğunu anlattı. Mahir, “Ağabeyimin telefon sinyali, cesedin bulunduğu eve bir kilometre mesafede kesilmişti. O dönemde bu işin peşine düştük, dilekçeler verdik, ama sonuç alamadık” dedi. Cesedin bulunduğu evin, sinyalin kesildiği bölgeye yakınlığı, ailenin şüphelerini artırdı.

CESETTE BIÇAK İZLERI VE ADLİ TIP SÜRECİ

Mahir, 16 Mayıs’ta Adli Tıp Kurumu’nda ağabeyinin cesedini teşhis ettiğini ve sırtında bıçak izleri gördüğünü belirtti: “Bir kadının, iri yarı bir adamı sırtından bıçaklayıp buzdolabına koyması mümkün mü? Ceset, Ağustos 2014’teki haliyle bozulmadan duruyordu.” Mahir, Meliha Veske’nin cinayetle bağlantılı olduğunu ve olayın arkasında destekçileri olabileceğini iddia ederek, “Aklımıza deli sorular geliyor. Bu olayın üstüne gidilsin” dedi.

OLAYIN DETAYLARI VE SORUŞTURMA

Olay, ev sahibi C.Ç.’nin, kiracısı Meliha Veske’nin 3 Mayıs 2025’te sağlık sorunları nedeniyle öldüğünü öğrenmesiyle ortaya çıktı. Kira ödemelerinin kesilmesi üzerine Kırıkkale’ye gelen C.Ç., çilingirle girdiği dairede, derin dondurucu ve buzdolabında çöp poşetlerine sarılı, parçalanmış bir ceset buldu. Polis incelemesinde, cesedin 2014’te kaybolan Hüseyin Okumuşoğlu’na ait olduğu ve evde satır ile bıçak bulunduğu tespit edildi.

Soruşturma kapsamında, Meliha Veske’nin eşi S.V., kızı S.V., oğlu H.V. ve yeğeni K.G. gözaltına alındı. Ancak 17 Mayıs’ta dört şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Veske’nin 11 yıl boyunca ev kirasını ve faturaları düzenli ödediği, komşularla iletişim kurmadığı öğrenildi. Apartman sakini Lütfü Gümüşsoy, “Kimin oturduğunu bilmiyorduk. Ev sahibi ‘Kirasını alıyorum’ diyordu, ara sıra gelen var sanıyorduk. Koku hissetmedik” dedi.

MÜGE ANLI BAĞLANTISI

Hüseyin Okumuşoğlu’nun ailesi, 2015’te Müge Anlı’nın programına katılarak yardım istemişti. Programda, Hüseyin’in “Tüm birikimimi Meliha ablama bırakıyorum” notu bıraktığı ve Veske ile sıkı bir ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı. Veske’nin fal ve büyü işleriyle uğraştığı, Hüseyin’in çevresine Veske’yi “evliya” olarak tanıttığı iddia edilmişti. Veske, programa bağlanarak iddiaları reddetmiş ve Hüseyin’in eşi Fatma’yı suçlamıştı. Aile, Hüseyin’in en son telefon sinyalinin Kırıkkale’de kesildiğini ve Veske ile buluşmaya gittiğini belirtmişti.

AİLENİN TALEPLERİ

Mahir Okumuşoğlu, Meliha Veske’nin cinayetle bağlantılı olduğunu ve “cinler, muskalarla insanları etkilediğini” iddia ederek, “Bu kadın bir cani. Bir insanı 11 yıl buzdolabında saklamak insanlıktan çıkmışlık. Şüpheliler ölmüş olabilir, ama yardım ve yataklık yapanlar cezalandırılsın” dedi. Aile, Adalet Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığı’ndan olayın aydınlatılmasını talep ediyor. Tek tesellilerinin Hüseyin’in cenazesinin toprağa verilmesi olduğunu belirten Mahir, “Devletimiz bu işi çözer” diyerek güvenlerini ifade etti.

SORUŞTURMANIN ODAK NOKTALARI

Hüseyin Okumuşoğlu’nun cenazesi, 17 Mayıs 2025’te Yahşihan İlçe Mezarlığı’nda defnedildi. Soruşturma, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından çok yönlü sürdürülüyor. Ancak şüphelilerin serbest bırakılması, ailenin tepkisini çekti. Olay, Meliha Veske’nin ölümü ve evdeki delillerin sınırlılığı nedeniyle karmaşık bir hal almış durumda.

Aile, Veske’nin yalnız hareket etmediğini ve olayın arkasında bir organizasyon olduğunu düşünüyor. Telefon sinyalinin eve yakın bir mesafede kesilmesi ve el yazısı gibi deliller, soruşturmanın odak noktaları arasında. Ancak, Veske’nin ölümü ve şüphelilerin serbest kalması, adalet arayışını zorlaştırıyor.

Kaynak: İHA

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version