Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, pazartesi günü tarihi bir anlaşmaya imza atarak Brexit’ten beş yıl sonra savunma ve ticaret alanlarında daha yakın ilişkiler kurmayı taahhüt etti. Londra’da düzenlenen ve Brexit sonrası ilk AB-İngiltere zirvesi olma özelliği taşıyan toplantıda, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve AB liderleri Ursula von der Leyen ile Antonio Costa yeni bir “stratejik ortaklık” ilan etti.
Başbakan Starmer, anlaşmayı “zamanımıza uygun, iki taraf için de kazançlı bir ortaklık” olarak nitelendirerek, “Bu, ilişkilerimizde yeni bir çağın başlangıcıdır” dedi. Anlaşma, hem güvenlik alanında daha sıkı işbirliğini hem de ticari engellerin hafifletilmesini içeriyor.
Savunmada ortak adımlar
Anlaşmanın en dikkat çeken maddelerinden biri, İngiltere’nin AB’nin savunma misyonlarına katılabilmesinin önünü açan yeni bir güvenlik düzenlemesi oldu. Taraflar, düzenli güvenlik görüşmeleri yapılması konusunda mutabakata vardı. Ayrıca İngiliz şirketleri, AB’nin kurmayı planladığı 150 milyar euroluk savunma fonuna erişim sağlayabilecek; ancak bu erişim için ek bir anlaşma daha yapılması gerekiyor.
Starmer, bu işbirliğinin “güvenlik, düzensiz göçle mücadele ve enerji fiyatlarının düşürülmesi” gibi alanlarda İngiltere için “somut faydalar” sağlayacağını ifade etti. Von der Leyen ise bu adımı “tarihi” olarak nitelendirerek, “Yeni bir sayfa açıyoruz” dedi.
Ticaret ve balıkçılıkta karşılıklı tavizler
Anlaşma kapsamında Avrupa Birliği, İngiltere’den gelen gıda ve tarım ürünlerine yönelik sert gümrük kontrollerini kaldırmayı kabul etti. Bu, Brexit sonrası artan bürokrasi ve maliyetlerden şikayetçi olan İngiliz iş dünyası için önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor. İngiltere ise, AB ülkelerinin kendi kara sularında avlanma hakkını 2026’da sona erecekken 12 yıl daha, yani 2038’e kadar uzatmayı kabul etti.
Anlaşma, “hayvanlar, hayvansal ürünler, bitkiler ve bitkisel ürünlerin” iki taraf arasında “mevcut sertifika ve kontrol yükümlülükleri olmaksızın” serbestçe hareket etmesini sağlayacak.
Gençlerin hareketliliği de masada: Erasmus+ geri mi dönüyor?
Brüksel, genç Avrupalıların Birleşik Krallık’ta geçici olarak eğitim görmelerine ve çalışabilmelerine olanak tanıyan bir hareketlilik programı talep ediyordu. Ancak Londra, serbest dolaşıma benzeyen ve göç rakamlarını artırabilecek her türlü önlemi reddediyor. Pazartesi günü kesin bir taahhüt verilmedi ve anlaşma metninde hareketlilik terimi kullanılmadı.
Taraflar, gençlerin Birleşik Krallık ve AB’de belirli koşullar altında sınırlı bir süre çalışmasına, öğrenim görmesine, gönüllü olarak çalışmasına ve seyahat etmesine olanak tanıyan “dengeli bir program” üzerinde çalışmaya hazır olduklarını belirtmekle yetindi. Londra ve Brüksel, Birleşik Krallık’ın Erasmus+ öğrenci değişim programına geri dönme olasılığını da gündeme getirdi.
Sınır geçişleri
Sınır geçişlerini kolaylaştırmak için iki taraf, İngilizlerin otomatik pasaport kontrol kapıları olan “eGates”i daha fazla kullanabilmeleri için “diyaloglarını sürdüreceklerini” taahhüt etti. Downing Street’e göre bu, İngiliz turistlerin AB havaalanlarındaki “korkunç kuyruklar”dan kurtulmalarını sağlayacak.
Siyasi tepkiler
İngiliz hükümeti, anlaşmanın 2040 yılına kadar Birleşik Krallık ekonomisine yaklaşık 9 milyar sterlin katkı sağlayacağını öngörüyor. Ancak muhalefetteki Muhafazakar Parti lideri Kemi Badenoch, anlaşmayı “teslimiyet zirvesi” ve “Brüksel’e yeniden boyun eğme” olarak nitelendirdi. Reform UK Partisi lideri ve Brexit’in öncülerinden Nigel Farage ise, anlaşmanın “İngiliz balıkçılık endüstrisinin sonunu getireceğini” savundu.
İngiltere ile AB arasında gençlik hareketliliği konusunda “karşılıklı olarak belirlenecek dengeli bir program” kurulması için görüşmelerin süreceği belirtilirken, detaylar ileri bir tarihte netleşecek.
Küresel arka plan
Yeni ortaklık, Avrupa’nın Rusya tehdidi karşısında yeniden silahlanmaya başladığı ve Donald Trump’ın olası başkanlığıyla birlikte ABD’nin NATO’daki rolünün sorgulanmaya başlandığı bir döneme denk geliyor. AB ve İngiltere, savunmada daha fazla kendi ayakları üzerinde durmak istiyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***