Serbest Görüş Haber Merkezi
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fikret Bayır, partisinin Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “hukuksuz tutukluluğunda” dördüncü aya girildiğini belirterek Türkiye’de adalet krizinin derinleştiğini söyledi. Bayır, açıklamasında sadece iç gelişmelere değil, aynı zamanda Suriye ve Irak’taki bölgesel tehditlere de dikkat çekti.
Bayır, Suriye’de HTŞ ve PYD/PKK terör örgütleri arasında kurulan yeni düzene ve bu yapının Fransa’nın desteğiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne bağlanmaya çalışıldığına işaret etti. Türkiye’den de DEM Parti yetkililerinin grubunun Kamışlı Konferansı’na katıldığını belirten Bayır, burada ikinci bir açılım süreci görüşüldüğünü öne sürdü.
Fikret Bayır, AKP hükümetinin içeride MHP ve DEM Parti ile iş birliği yaparak yeni bir açılım süreci hazırlığı içinde olduğunu, ulus devletin ve üniter yapının hedef alındığını savundu. Bayır, Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının da bu süreci “baltalama sözü” vermesi nedeniyle gerçekleştiğini ifade etti.
Bayır, Zafer Partisi olarak devletin ve Cumhuriyet’in savunulmasına devam edeceklerini ve bu süreci millete anlatmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Fikret Bayır’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:
“Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, hukuksuz tutuklulukta 4’ncü aya girdi. Belediye başkanları ve bürokratlara yönelik tutuklamalar genişliyor ve Türkiye bu süreçte adeta içine kapandı. Oysa bu arada, Türkiye ve bölge güvenliğini ilgilendiren kritik gelişmeler yaşanıyor. Bilindiği gibi Suriye’de yönetim değişikliği sonrası iki farklı defacto yönetim oluştu.
Fırat batısında Şam’ı kontrol eden Selefi-cihatçı HTŞ terör örgütü ve Fırat doğusunda Haseke merkezli PYD/PKK terör örgütü yönetimi ele geçirdi. Hatırlanacağı üzere, bu iki örgüt 11 Mart’ta kendi aralarında anlaşıp Suriye’yi paylaştılar ve bir eş başkanlık düzeni kuruldu. Bu yeni düzende YPG/PKK terör unsurları sözüm ona Suriye ordusuna katılarak, Türkiye’den korunmaya çalışıldı. Durum böyleyken kısa süre önce Fransa Dışişleri Bakanı bölgeyi ziyaret etti. Fransız Bakan, Suriye ve Iraklı Kürtleri Erbil’de bir araya getirdi. Erbil toplantısının amacı, bölgedeki Kürtler arasında birlik sağlamaktı. Yani daha açık bir ifade ile söylemek gerekirse hem sözde Suriye Kürdistanı’nı oluşturmak hem de bunu sözde Irak Kürdistanı’na bağlamaya çalışıyorlar.
Nitekim Fransız Bakanın ziyaretinin ardından, Kamışlı’da geniş katılımlı bir Konferans düzenlendi. Bu konferansta da ana konu; Suriye Kürdistanı’nı oluşturmak ve bunu Irak’taki parçayla ilişkilendirmekti. Bu nedenle Kamışlı Konferansına Suriye ve Irak Kürtleri birlikte katıldılar. Ancak bu konferansa katılım bununla kısıtlı değildi. Türkiye’den de siyasal Kürtçü DEM grubunun orada olduğu görüldü. Türkiye’den katılanlarla birlikte Kamışlı Konferansında; Türkiye’deki 2’nci Açılım da görüşüldü ve sürece destek mesajları gönderildi. Bu arada, İran Kürdistanı’na yönelik mesajlar da ihmal edilmedi.
Ağır hukuksuzluklar karşısındaki adalet arayışını biz de destekliyoruz. Adalete duyulan ihtiyaç; artık ekmek gibi su gibi öncelikli ve acil bir hal aldı. Ancak gözden kaçmaması gereken bir gerçek var: Bölgemizdeki emperyalist oyunla adım adım bir Kürdistan’a gidiliyor. ABD, Fransa ve İsrail bu projenin açık hamisi konumundalar ve AKP hükümeti, sürece karşı durmak bir yana içeride MHP ve DEM ortaklığıyla 2’nci Açılım sürecini geliştirmeye çalışıyor. Hatta HTŞ-PYD/PKK anlaşması üzerine Şam ziyareti yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam yönetimine “Kürtlerin haklarını vermesi” talebi, çok dikkat çekmişti!
Dolayısıyla 2’nci açılım sürecinin, bölgede Kürdistan oluşturma faaliyetlerinden ve İsrail’in çıkarlarından bağımsız olduğunu söylemek mümkün değil. Son olarak DEM grubunun Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la yaptığı toplantı gözden kaçmamalıdır. Çünkü, PKK’nın silah bırakması ve kendini fesih etmesi için önce “hukuki olarak tanınması” yönündeki talepler masum değildir. Bu talebin arkasında, yeni anayasa ile Kürt etnik yapısına siyasi kimlik ve haklar vermek ve Türkiye’de “Ulus devleti” dağıtmak gayesi vardır.
Ulus devletin dağıtılması, üniter devletin fesih edilmesi anlamına gelmektedir. Yani PKK’yı fesih edelim derken, Ulus-devlet ve üniter-devlet fesih edilmeye çalışılmaktadır. İşte, Ümit Özdağ bu nedenle gözaltına alınmış ve susturulmaya çalışılmıştır. Özdağ’ın hukuksuz mahkumiyeti, Öcalan ve PKK’ya af ve ulus-devlete yönelik girişimleri “baltalayacağız” sözü üzerine gerçekleşmiştir.
Zafer Partisi olarak, Genel Başkanımız Silivri’de içeride, bizler alanlarda devletimizi ve cumhuriyetimizi savunmaya devam ediyoruz. Bu yıkıcı süreci “milletimize anlatmaya” devam ediyoruz. Unutulmamalı ki; milletimize rağmen ve Türk Milletine karşı siyaset yapamazsınız! Zafer, büyük Türk milletinin olacak.
Ne mutlu Türküm diyene!”