Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bu kararla birlikte sadece özgürlükler değil, yaşamlar da riske atılıyor

Tıp merkezlerinde planlı sezaryenin yasaklanması ne anlama geliyor?


Serbest Görüş Haber Merkezi 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, sezaryen doğumun yasaklanması ilişkin kararı eleştirerek; “Kendi siyasal çıkarlarını gözetenler kadınlara politik şiddet uyguluyor. Sezaryen doğumunu “gereksiz” ilan eden, “normal doğum”u dayatan bu anlayış, kadınları yalnızca birer doğum makinesi olarak görmektedir. Bu tutum çağ dışı ve gerici bir bakış açısıdır. Bu kararla birlikte sadece özgürlükler değil, yaşamlar da riske atılıyor” dedi. 

Futbol takımlarının “normal doğum” pankartlarıyla gündeme gelmişti; bakanlıktan, özel tıp merkezleri hakkında yeni karar!

Sağlık Bakanlığı, normal doğumu teşvik etmek amacıyla özel sağlık kuruluşlarına yönelik düzenlemeye gitti. Resmî Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelikle tıbbi zorunluluk bulunmayan planlı sezaryen doğumlara artık izin verilmeyecek. Karar, özel tıp merkezlerinde uygulanacak.

CHP’li Aylin Nazlıaka, karara tepki göstererek şunları söyledi:

“Resmî Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelikle tıp merkezlerinde planlı sezaryen doğum yasaklandı. Normal doğum yaptırılmak isteniyorsa doğum ünitesinin bulunması şart koşuldu. Ameliyathanesi olmayan merkezlerde ise doğum ünitesi kurulmasına dahi izin verilmeyeceği açıklandı.

Bu karar; “sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmak” içinmiş gibi gösterildi. Oysa bu kararın asıl amacı kadınların hayatına doğrudan müdahale etmektir. AKP zihniyeti, kadınların bedenleri üzerinde tahakküm kurmaya devam ediyor. Önce “anne olmayan kadın yarımdır” denilerek çocuk doğurmak dayatıldı. Kürtaj yasaklanmaya çalışıldı. Yetmedi; kaç çocuk dünyaya getirileceği dikte edildi. Yetmedi; doğum biçimine karışıldı. Şimdi de doğumun nerede yapılacağına müdahale ediliyor. Kadınların kendi bedenleri ve yaşamları ile ilgili karar verme hakkı, sistematik bir şekilde tırpanlanıyor. İktidar bir kez daha kadınların hayat tercihleri üzerinde mutlak bir tahakküm kurma çabası içerisine girdi. “Aile Yılı” adı altında kadınlara önce kuluçka makinası muamelesi yapanlar ardından da bu doğumun nasıl yapılacağına ilişkin ideolojik bir dayatmada bulundu.

“Bu politik şiddet”

Bunun adı politik şiddettir. Kendi siyasal çıkarlarını gözetenler kadınlara politik şiddet uyguluyor. Sezaryen doğumunu “gereksiz” ilan eden, “normal doğum”u dayatan bu anlayış, kadınları yalnızca birer doğum makinesi olarak görmektedir. Bu tutum çağ dışı ve gerici bir bakış açısıdır. Futbolcuların ellerine tutuşturulan “Normal Doğum” pankartlarıyla kamuoyuna verilmek istenen mesaj da bu zihniyetin ürünüdür. Bir spor müsabakasında bile kadının bedeni üzerinden mesaj veren, propagandaya dönüşen bu tutum kabul edilemez. Kadınların ne zaman, nasıl, nerede ve kaç çocuk doğuracağına yalnızca kendileri karar verebilir. Bu karar, bir spor kulübünün, bir sağlık yönetmeliğinin ya da bir bakanın inisiyatifinde değildir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Ayrıca bu düzenleme dezavantajlı kesimlerde yer alan kadınları doğrudan etkileyecektir. Büyük şehirlerin dışında, birçok ilçede ve kasabada tıp merkezleri sayesinde temel sağlık hizmetlerine erişilebilmektedir. Bu merkezlerde planlı sezaryen yapılmasının yasaklanması, kadınların güvenli ve kontrollü bir doğum sürecine ulaşmasını ciddi şekilde engelleyecektir. Yani bu kararla birlikte sadece özgürlükler değil, yaşamlar da riske atılıyor.

 “Elinizi kadınların bedeninden çekin”

İktidara sesleniyorum: kadınlar doğum yapıp yapmayacağını, doğum yapacaksa bu doğumu nasıl gerçekleştireceğini size sormayacaklar! Yıllardır hadsizce kadın bedeni üzerinden yürüttüğünüz bu gerici politikalara bir son verin. Biz bedenimiz üzerindeki kararları kendi özgür irademizle veririz. Siz çocukların dünyaya nasıl geleceğini düşünmek yerine doğanların geleceğini düşünün. Bu çocuklar hangi koşullarda nasıl büyüyecek, gelecekleri nasıl şekillenecek bununla ilgilenin. Bir doğumun nasıl olacağına kadın ve doktoru birlikte karar verir. Elinizi kadınların bedeninden çekin! Çıkın insanların yatak odasından!


Yeni yönetmelikte öne çıkan düzenlemeler şöyle:

Planlı sezaryene izin yok: Tıbbi gerekçe olmadan sezaryen doğum yapılamayacak.

Doğum ünitesi şartları: Doğum salonu en az 16 metrekare olacak, ameliyathaneye kolay ulaşılabilir biçimde ve genel sirkülasyondan uzak bir konumda yer alacak.

Elektronik kayıt zorunluluğu: Kayıtlar dijital ortamda tutulacak ve bildirim sistemiyle entegre olacak.

Denetimler artırılacak: Tıbbi uygulamalar bilimsel standartlara uygunluk açısından daha sık denetlenecek.

Cerrahi birim kurulabilecek: 10 ve üzeri uzman hekimin görev yaptığı merkezlerde, cerrahi müdahale birimi kurulabilecek.

Yeni birleşmeler: Birden fazla poliklinik birleştirilerek tıp merkezine dönüştürülebilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da destek çıkmıştı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Sivasspor’un açtığı “doğal olan normal doğumdur” pankartına destek çıkarak, “Dünya ortalamasına göre bir anormallik varsa bunun üzerine gitmek değil midir? Bilimsel veriler ortada, dünya ile karşılaştırınce meselenin geldiği yer ortada, nüfus artış hızımızın düştüğü ortada. Napalım siz rahatsız oluyorsunuz diye toplumu doğru yönlendirmeyelim mi?” dedi. Muhalefetin hükümete ve kendisine yönelik eleştirilerini “meyhane ağzı” olarak nitelendiren Erdoğan, “İşittiklerimiz karşısında inanın biz utanıyoruz. Üslubuyla kullandığı özenli dille topluma örnek olması gereken siyasetçilerin, siyasi rakibiz de olsa onlar adına biz rahatsız oluyoruz. Muhalefet bizim bu vizyonumuzu hiçbir zaman anlamadı” ifadelerini kullanmıştı.

 

Exit mobile version