HABER MERKEZİ – Kuzey ve Doğu Suriye’deki modelin kendileri için ilham olduğunu söyleyen Beluc aktivist Jamal Baloch, “Onların örneği bizi daha büyük hayaller kurmaya itiyor” dedi.
Ülkeleri İran, Afganistan ve Pakistan arasında pay edilen Beluciler, uzun yıllardır inkar ve asimilasyona karşı kimlik mücadelesi veriyor. Beluciler, mücadelelerinde, kendileriyle aynı kaderi yaşayan Kürtleri güçlü bir referansı olarak görüyor. Özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus paradigmasıyla inşa edilen Kuzey ve Doğu Suriye’deki modeli yakından takip ediyor.
Beluclar, 2004’te Pakistan’da Beluç Ulusal Hareketi (BNM), Zrumbesh Yayıncılık Şirketi ve insan hakları departmanı Paank’ı kurdu. Paank’ta Medya Koordinatörü olarak çalışan Beluc insan hakları aktivisti Jamal Baloch, Kürtlerin kurduğu modelin kendileri açısından ilham kaynağı olduğunu ifade etti. Ülkesini, “tarihi ve kaynaklar açısından zengin, ancak yüzlerce yıllık izlerini taşıyan bir toprak” olarak tanımlayan Baloch, “Kendimi vatanımızı işgal eden devletler tarafından halkıma karşı işlenen zulmü ifşa etmeye adadım. Paank aracılığıyla, halkımızın her gün karşı karşıya kaldığı zorla kaybetmelerin, cinayetlerin ve istismarların belgelenmesine yardımcı oluyorum ve farkındalığı yaymak için elimden gelen her platformu kullanıyorum. Ben sadece bir ses değilim; ben bu mücadelenin bir evladıyım, yaptığım her şeyde ulusumun acısını ve umudunu taşıyorum” ifadelerini kullandı.
‘HESAP SORMAK İÇİN BİR HAREKET İNŞA EDİYORUZ’
Halk olarak hayata kalma mücadelesini verdiklerini kaydeden Baloch, “Beluclar bir soykırımla karşı karşıya. Evlerimiz yakılıyor, sesimiz kısılıyor, gençlerimiz Pakistan ve İran güçleri tarafından kaçırılıyor ya da öldürülüyor. Paank olarak mücadelemiz bu suçlara ışık tutmak ve adalet talep etmektir. Sadece kelimelerle direnmiyoruz; bu baskıcı devletlerden hesap sormak için bir hareket inşa ediyoruz. Bu, bir ulus olarak var olma, korkudan uzak yaşama ve onurumuzu geri kazanma hakkımız için verilen bir mücadeledir” diye konuştu.
‘SÖMÜRGECİ SINIRLARIN AÇTIĞI BİR YARA’
Eylemlerin kimliklerinin silinmesine karşı verdikleri mücadelenin bir parçası olduğunu vurgulayan Jamal Baloch, Belucların Pakistan, İran ve Afganistan arasında bölüşüldüğünü, bu bölünmenin ise “sömürgeci sınırların aştığı bir yara” olarak niteledi. Bu yaranın direniş ruhunu kırmadığını kaydeden Jamal Baloch, Beluc Ulusal Hareketi olarak Belucların yaşadıklarını yansıttıklarını, ihlalleri belgelemenin dışında medyada paylaşımlar, konuşmalar ve Belucların bir araya geldiği buluşmalar yaptıklarını belirtti. Baloch, “Gwadar’daki Beluç Ulusal Buluşması gibi toplantılarımız, dağınık seslerimizi tek bir haykırış haline getirmekle ilgilidir. Birlik sadece bir hayal değil; bizim gücümüzdür” ifadelerini kullandı.
Belucların yaşadığı her üç bölgede de baskı olduğunu ifade eden Baloch, “Baskı gerçek, Pakistan köylerimizi yakıyor, İran gençlerimizi asıyor. Biz kimliğimizi yaşatarak mücadele ediyoruz. Paank da dünyanın bizi görmezden gelmemesi için her kayboluşu, her cinayeti detaylandıran aylık raporlar aracılığıyla farkındalık yaratıyoruz. Medyayı bu hikayeleri duyurmak, dilimizi ve kültürümüzü gündemde tutmak için kullanıyoruz. Gençlerimizi okullardan silmeye çalıştıkları tarihimiz ve dilimiz Beluci hakkında eğitmek için etkinlikler, protestolar, seminerler, kampanyalar düzenliyoruz. Sesimizi her yükselttiğimizde, asimilasyona karşı direniş tohumları ekiyoruz. Kültürümüz sadece korunması gereken bir şey değil; bizi yok etme girişimlerine karşı silahımızdır” diye konuştu.
‘POLİTİKAMIZ HAKİKAT VE DİRENİŞTİR’
Ülkelerindeki yağmanın, zorla kaybettirmelerin, yargısız infazların durdurulmasını istediklerini belirten Baloch, aynı zamanda kendi kendilerini yönetmek istediklerini vurguladı. Baloch, “Tam bağımsızlık istiyoruz, çoğumuz özgür bir Belucistan hayal ediyoruz. Paank olarak bizim politikamız hakikat ve direniştir. Bize karşı işlenen suçları araştırıyor, belgeliyor ve ifşa ediyor, Pakistan’a uluslararası baskı uygulanması için çalışıyoruz. Beluci Yakjehti Komitesi’nin öncülük ettiği gibi barışçıl protestoları destekliyoruz, ancak halkımızın direnme hakkının da yanındayız. Adalet bizim yol haritamızdır ve sağlanana kadar durmayacağız” şeklinde konuştu.
‘KÜRT MÜCADELESİ YOLUMUZU AYDINLATAN BİR ATEŞ’
Kürtlerin mücadelesini kendi mücadelelerinin aynası olarak yorumlayan Baloch, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların öncülünde bir sistemin kurulmasını ise “inanılmaz” olduğunu belirtti. Baloch, şunları söyledi: “Bu bizim yolumuzu aydınlatan bir ateş. Burada da Mahrang Baloch gibi kadınlar aynı şeyi yapıyor, yürüyüşlere öncülük ediyor, biber gazına göğüs geriyor ve bizi Pakistan’ın zulmüne karşı birleştiriyor. Kürt kadınlarının yükselişini görmek bana kesinlikle umut veriyor. En ağır zincirler altında bile ruhlarımızın özgürleşebileceğini gösteriyor. Kazanımları, birlik ve cesaretin imparatorlukları sarsabileceğini kanıtlıyor, izliyor ve öğreniyoruz.”
Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırılara rağmen olağanüstü bir yaşam inşa edildiğini vurgulayan Baloch, şunları dile getirdi: “Kadınların devrimi, Türkiye’ye ve diğerlerine karşı meydan okumaları… Bu bir dayanıklılık dersi. Bunu küresel haberler, aktivist ağları ve Beluci diasporası aracılığıyla duyuyoruz. Bu sadece bilgi değil; ilham kaynağı. Biz kendi savaşımızı veriyoruz, ama onların örneği bizi daha büyük hayaller kurmaya itiyor.”
‘KALPLERİMİZ AYNI ÖZGÜRLÜK İÇİN ATIYOR’
Baloch, şunları kaydetti: “Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt kardeşlerim, direnişiniz hepimiz için bir işaret fişeği. Dünyaya baskıya karşı dik durmanın, küllerden umut inşa etmenin ne demek olduğunu gösterdiniz. Biz Beluclar ruhen sizinle birlikteyiz. Mücadelelerimiz farklı, ama kalplerimiz özgürlük için atıyor. Mücadeleye devam edin; zaferleriniz bizi de yükseltiyor. Boyun eğmeyi reddeden bir halkı hiçbir gücün ezemeyeceği gerçeğine tutunalım. Güçlü kalın ve bilin ki dağların ve çöllerin ötesinde, kendimiz için savaşırken sizi alkışlıyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***